Dünya Kupası arasına oldukça iyi durumda giren Galatasaray’ın, bu uzun aranın ardından nasıl döneceği merak konusuydu. Bu merakın bir ölçüde giderileceği İstanbulspor karşılaşmasına Icardi gibi bir asından yoksun çıkan sarı- kırmızılılar, mücadelenin başında istediklerini çok da sahaya yansıtamadılar. Ancak Gomis, Boey ve Mertens’in var olan oyuna isyan niteliğindeki çabaları, Galatasaray’ın rakip kalede daha etkin olmasını ve hemen ardından da gole ulaşmasını sağladı.
Sarı- kırmızılıları rahatlatan bu golde tekmeye kafa uzatan Gomis için ne kadar övgü dolu sözler yazsak yine de az! 37 yaşında tam bir profesyonellik abidesi. Tam bir golcü. Olması gereken zamanda olması gereken yerde yerini alıyor. İleride rakibe basıyor, topu kovalıyor, top tutuyor. Kısacası her zaman yaptığı doğrularla birlikte oyunun içerisinde yer alıyor. İstanbulspor karşısında da iki kornerden iki kafa golü ile Galatasaray’ın skoru ve üç puanı almasını sağladığı gibi iki topu da direkten döndü. Hafta içerisinde kupada sarı- kırmızılılara turu getiren golü atan da yine Gomis’ti. Alkışlar ve tebrikler 37 yaşındaki bu profesyonellik abidesine…
İlk golden sonra baskısını arttıran Galatasaray, ikinci golden sonra da oyunun tek hakimiydi. İlk yarının son beş dakikasında gelen rehavet, bu bölümde konuk İstanbulspor’un oyunda etkinlik kazanmasına neden oldu. Bu rehavet ikinci yarıda da devam edince sarı- siyahlılar daha fazla oyunun içerisinde yer aldılar. 80’e doğru ise oyun tamamen İstanbulspor’a döndü. Nitekim konuk takım bu bölümde farkı bire indirdi.
Bu golden sonra sahaya ağırlığını iyice koyan İstanbulspor, beraberlik fırsatını da yakaladı. Ancak sarı- siyahlılar bu şansı değerlendiremeyince Galatasaray, son bölümünde ecel terleri döktüğü karşılaşmadan üç puanla ayrılarak liderlik koltuğuna oturmayı başardı.
Gomis, Boey ve Mertens’in etkili oyunlarına zaten değinmiştik. Ancak Boey’in yanında diğer bek Kazımcan’ı da es geçmemek gerekiyor. Genç futbolcu, özellikle ofansif anlamda çok etkili oldu. İki defa da kaleyi yokladı. Zaten kanatlardaki Kerem Aktürkoğlu ve Rashica’nın efektif olamamaları nedeniyle kanat hücumları da genellikle iki bek, Boey ve Kazımcan tarafından şekillendirildi.
Kerem Aktürkoğlu, son bölümde etkili gibi gözükse de yine top kayıpları ve son tercihlerde hatalar yaptı. Okan Buruk, 74’de Rashica’nın yerine Yusuf Demir’i sahaya sürdü ama ondan da beklediği verimi alamadı.
Esasen Okan Buruk, genel anlamda yaptığı değişikliklerden istediğini alamadı. Gelgelelim Gomis’in çıkartılıp Mertens’in santrafora çekilmesi, sarı- kırmızılıları çok olumsuz etkiledi. Çünkü Galatasaray, Gomis’in çıkmasından sonra ileride top tutamaz hale geldi ve oyun gittikçe daha fazla sarı- kırmızılıların yarı sahasında oynanmaya başladı. Nitekim İstanbulspor'un golü de bu bölümde geldi.
Sözü geçen bu bölümde Galatasaray’da bir başıbozukluk da kendisini gösterdi. Bunun en büyük örneği, 90. dakikada yerini Oliveira’ya bırakan Torreira’nın hakemin gösterdiği yerden sahayı terk etmeyi reddetmesi üzerine sarı kart görerek cezalı duruma düşmesi oldu. Bu nasıl bir sorumsuzluktur! Torreira, hafta içerisinde Sivas gibi önemli bir deplasmanda takımdaki yerini alamayacak. Bu gerçekten de kabul edilebilir bir şey değil. Okan Buruk da saha kenarında kendisine tepki gösterdi ama yönetimin bundan daha fazlasını yapması gerekiyor. Bu tür hareketlerin önü alınmazsa ileride çok daha büyük sıkıntılar yaşanabilir.
Fenerbahçe’nin Trabzonspor’a kaybettiği haftada Galatasaray için üç puan almak çok önemliydi. Sarı- kırmızılılar, her ne kadar son bölümünü kötü oynasalar da kazanmayı başardılar ve ligin lideri oldular. Sezon başında çok eleştirilen Galatasaray şu anda lider. Bu, gerçekten çok önemli bir nokta. Ancak lider olmak kadar orada kalıcı olmak da önemli. Sivas maçı, bu sürecin devamı hakkında daha doğru mesajlar verecektir.