Bu sezon gerek Avrupa’da gerekse de Türkiye Ligi’nde kötü bir görüntü sergileyen Galatasaray, kendisi için hayati önem taşıyan Club Brugge karşılaşmasında geçmişten tanıdığımız baskılı, coşkulu pozitif futbolundan esintiler sundu. Yani bir anlamda aslına döndü. Özellikle ilk 20, 25 dakikadaki baskı ve coşku muhteşemdi. Nitekim sarı- kırmızılılar bu bölümde öne geçmeyi de başardılar.
Bu bölümden sonra Club Brugge oyunda dengeyi kurdu ve hücum üstünlüğünü eline geçirdi. Özellikle 35. dakikaya kadar oyun tek taraflı olarak Club Brugge lehine sürdü. Bu kısımda ileri çıkmakta sorunlar yaşayan Galatasaray, 35’den sonra yeniden rakip kale önünde yer almayı başardı.
İkinci yarı da Club Brugge’ün oyun anlamında üstünlüğü ve baskısıyla başladı. Fakat üstün bir mücadele örneği sergileyen Galatasaraylı futbolcular rakiplerine fırsat vermediler. Özellikle Muslera, yaptığı pek çok kritik müdahale ile Galatasaray’ı oyunda tutan isim oldu. Ancak 90+2’deki bir anlık konsantrasyon kaybı, Club Brugge’ün beraberlik golünü bulmasına neden oldu.
Galatasaray’a gerçekten çok yazık oldu. Sarı- kırmızılı futbolcularda bugüne kadar göremediğimiz hırs, mücadele, kazanma isteği gibi özellikler Club Brugge karşısında sahadaydı. Belhanda ve Feghouli dışında bütün futbolcular görevlerini en iyi şekilde yerine getirdiler. Feghouli, sadece son bölümde pozitif işler yaptı. Onun dışında etkisiz kaldığı gibi Mariano’ya da hiç yardımcı olmadı. Bunun da etkisiyle Mariano, Diatta karşısında çok zor anlar yaşadı. Gerçekten de Diatta, Galatasaray’ın sağ kanadını felç etti. 90+2’de bu sefer Galatasaray'ın sol kanadından gelip Club Brugge’ün golünü atan da yine Diatta oldu.
Belhanda da Fatih Terim’in verdiği o kadar desteğe rağmen yine varlık gösteremedi. Yine çok top kaybı yapan Faslı futbolcu, 80.dakikada rakibine gol pası dahi verdi. Belhanda taraftarların tepkisine kızıyor ama sahada futbol adına hiçbir şey yapmıyor.
Bu iki isim dışındaki diğer futbolcular ise terlerinin son damlasına kadar mücadele ettiler. Adem Büyük, attığı golün dışında mücadelesiyle de göz doldurdu ve bu takımda oynayabileceğini bir kez daha gösterdi. Goldeki asisti yapan Ömer Bayram yine harika bir maç çıkarttı. Performansıyla parmak ısırtan Lemina, Galatasaray’ın sahadaki en iyi futbolcusuydu. Ancak ikinci yarının sonlarına doğru uygun durumdaki Adem Büyük’e pas vermek yerine kaleye vurmayı tercih etmesi, sarı- kırmızılıları olası bir golden etti. Nitekim Galatasaray ikinci golü bulabilseydi maç çok daha farklı bir yere giderdi.
Seri özellikle ilk yarıda, geldiği günden bu yana en iyi futbolunu oynadı. Mariano da geçmiş maçlara oranla çok daha iyi bir görüntü sergiledi. Stoperde Donk ve Marcao harika bir uyum sergilediler. Ancak Marcao, Club Brugge’ün 90+2’deki golünde hatalıydı. Oyuna 87’de dahil olan Emre Mor da alıştığımız kötü performansını devam ettirdi.
Galatasaray bu sonuçla UEFA ümidini çok büyük ölçüde kaybetti. Ancak sahadaki mücadele ilerisi için umut verdi. Bu maçtaki azim, hırs, coşku, istek ve mücadele Türkiye Ligi’ndeki maçlara da yansıtılabilirse Galatasaray için bir dönüm noktası olabilir.