Salı gecesi Molde’yi eleyip adını Şampiyonlar Ligi gruplarına yazdıran Galatasaray, aynı kadroyla çıktığı Gaziantep deplasmanında da maça hızlı başladı ve Kerem Aktürkoğlu’nun 2. dakikadaki sayılmayan golünün neredeyse kopyası olan bir golle 5. dakikada 1-0 öne geçmeyi başardı.
Sarı- kırmızılılar bu golden sonra da sahanın tek hâkimi olmalarına rağmen dakikalar ilerledikçe oyun anlamında gerilediler. Bu da Galatasaray’ın hücum zenginliğini olumsuz yönde etkiledi ve sarı- kırmızılılar oyundaki efektifliklerini kaybettiler.
Elbette bunun birtakım nedenleri vardı. Öncelikle Okan Buruk’un Salı gecesindeki Molde maçının on birini hiç değişiklik yapmadan Gaziantep’te de sahaya sürmesi, bir süre sonra futbolcularda yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Örneğin maça gayet iyi ve hızlı başlayan ve karşısında da bek orijini olmayan Mustafa Eskihellaç’ı bulan Tete, gerek 2. dakikadaki sayılmayan golde gerekse de 5. dakikadaki nizami golde ortayı yapan isim olmasına rağmen dakikalar ilerledikçe oyundan düştü. Bu arada savunmaya da gereken desteği verememesi, Galatasaray’ı defansif anlamda da zafiyete düşürdü.
Aynı şekilde Kerem Demirbay da maça çok hızlı ve istekli başlamasına ve Kerem Aktürkoğlu’nun golünde aksiyonun içerisinde olmasına rağmen gittikçe oyundan düştü. Bu nedenle ilerleyen zaman diliminde takımına ne ofansif ne de defansif anlamda bir katkı sunabildi. Hatta kaybettiği toplarla savunmada sıkıntıya neden oldu. Tabii tam anlamıyla hazır olmaması da bu düşüşü etkiledi. Vücut kontrolünü tam olarak sağlayamaması da bu hazır olmamanın göstergesiydi. Öyle ki, biri gol iptaline neden olacak şekilde iki defa topu elle oynadı!
Esasen bu maçta da orta saha yükü büyük oranda Torreira’ya bindi. Bir kişiye bu kadar fazla yüklenilince, o da doğal olarak bir yere kadar dayanabildi ve özellikle maçın son bölümünde bazı top kayıpları yaptı. Okan Buruk, Midtsjö’yü bir türlü benimsemedi ve Norveçli futbolcu büyük ihtimalle de takımdan ayrılacak. Orta sahaya bir takviye yapılır mı, bilmiyorum. Ama Okan Buruk, Midtsjö’den gayet iyi bir şekilde yararlanabilirdi. Nitekim Gaziantep maçı da buna iyi bir örnek oldu!
Galatasaray’ın 64. dakikaya kadar süren etkisiz oyununda Şampiyonlar Ligi’ne kalmanın getirdiği mental rahatlamanın ardından bu maçın da hemen başında 1-0 öne geçmenin getirdiği rehavet, takım boyunun uzaması ve bloklar arasındaki kopukluk da etkili oldu. Bununla birlikte gerek oyun kurmada gerekse de geçişlerde yaşanılan problemlere, Tete örneğinde olduğu gibi
kanatların işlememesi de eklenince doğal olarak Icardi istediği topları alamadı. Ta ki 64. dakikaya kadar! 64. dakikadaki doğru oyunda topla buluşan Arjantinli, fileleri havalandırmayı başardı. Elbette burada Kerem Aktürkoğlu’nun hakkını da teslim etmek gerekiyor.
Galatasaray’ın 64’ den sonraki süreçte tekrar ivme kazanan oyunuyla daha aktif olabilen Icardi, kazandırdığı penaltıyı yine kendisi gole çevirerek skoru belirledi.
Sonuç olarak Galatasaray, gitgelleri yoğun olarak yaşadığı ve kimi zaman diliminde de hiç iyi oynamadığı önemli bir maçtan yıldızlarının farkıyla üç puanla ayrılmayı başardı. Icardi, dünya çapında bir yıldız. Kerem Aktürkoğlu, her gün üzerine koyarak gelişiyor. O da Türk futbolu ve Galatasaray için önemli bir yıldız. Bu iki yıldız, rakiplerin kayıpsız gittiği ama Cim Bom’un Kayseri’deki puan kaybından dolayı büyük önem taşıyan Gaziantep karşılaşmasında sahneye çıkıp geceye damga vurdular. Onların dışında oyun içerisinde pek kendisini göstermese de Mertens, bir topu çizgiden çıkartan Boey, iyi bir performans sergileyen Angelino, orta sahadaki dinamo Torreira ve tabii ki güven veren, yıkılmaz kale Muslera’yı da es geçmemek lazım. Tabii Galatasaray’ın bir şansı da karşısında sıkıntılı bir rakip olmasıydı. Örneğin Furkan, ilk yarının sonunda yakaladığı net pozisyonu gole çevirebilse maçın senaryosu daha farklı olabilirdi. Kısacası Galatasaray’ın karşısında daha problemsiz, daha yere sağlam basan bir takım olsaydı işler değişebilirdi. Fakat sarı- kırmızılılar, Gaziantep FK karşısında dalgalı performanslarına rağmen farklı kazanmayı bildiler. Bu, büyük takım refleksi. Ancak Okan Buruk uyarıları görmeli, gereken dersleri çıkartmalı!