Galatasaray’ın görkemli derbi zaferinin ardından Hatayspor karşısında nasıl bir performans göstereceği merak konusuydu. Çünkü bu tür gösterişli zaferlerin ardından bir sonraki maça konsantre olmak zordur. Fakat maçın başlamasıyla birlikte bu merak bulutu dağıldı. Rakiplerinin üzerine fırtına gibi çöken sarı- kırmızılı futbolcular, istatistikleri altüst ettikleri ilk yarıda maçı da bitirdiler.
Laf olsun diye değil, gerçekten de ilk yarıda tam anlamıyla bir Galatasaray fırtınası izledik. Erken gelen golle skor üstünlüğünü elde eden sarı- kırmızılılar, ikinci golü bir an önce bulmak için hızlı oynamak adına aceleci oynayınca bu golü bulmakta zorlandılar. Hızlı çıkışlarla gole ulaşmayı hedefleyen Hatayspor, bu bölümde bu tür çıkışlarla iki pozisyon yakaladı. Fakat bunlarda kaleci Muslera’yı geçemediler. Özellikle yakaladıkları ilk pozisyon çok netti ve Muslera bu pozisyonda topu ayağıyla mükemmeli bir şekilde çıkarttı, Böylece de Galatasaray’ın sadece skor olarak eşitliğe düşmesini değil mental olarak geriye düşmesini de engelledi.
Futbol öyle ilginç bir oyun ki, Galatasaray’ın ilk yarıda en çok aksayan oyuncusu olan ve bir ara sakatlıktan dolayı kulübeye işaret yapan Mata’nın uzatmalarda attığı iki gol, sarı- kırmızılıların istatistiklerin hakkını skor olarak da vermelerini sağladığı gibi yukarıda da ifade ettiğim üzere aslında maçı da bitirdi.
Galatasaray doğal olarak ikinci yarıda daha rölanti bir oyun sergiledi. Oyuna sonradan dâhil olan Gomis, attığı güzel gol ile galibiyeti perçinledi.
Maça damga vuran isimler şüphesiz Torreira ile Icardi’ydi. Orta sahada Torreira müthiş oynadı. Defansif anlamda yaptığı inanılmaz katkının yanında attığı tek toplarla da hücuma büyük katkı sağladı. Icardi belki gol atamadı ama oyuna ve gollere büyük katkı sağladı. İlk üç golde başrolde hep o vardı. Üçüncü golde yaptığı presle topu kazanması ve attığı sert şut ile bizzat golün yaratıcısı oldu. Galatasaray’ın hücumlarında üçüncü bölgede adeta bir virtüöz görevi üstlendi. Futbol aklı üst seviyede olan Icardi, sarı- kırmızılılar için çok büyük bir kazanım. Bu transferi gerçekleştirenleri bir kez daha tebrik etmek gerekiyor.
Bu iki ismin hemen ardından hatta belki de onlarla birlikte saymamız gereken diğer bir isim ise kaleci Muslera. Yukarıda da belirttiğim gibi skor 1-0 iken çok önemli bir kurtarışa imza attı. Galatasaray’ın ikinci yarıdaki rölanti oyununda ileride daha fazla şans bulan Hatayspor’un bu akınlarında da sahneye çıkan yine Muslera idi. Takımına güven veren ve onu
her zaman ayakta tutan bir dev Muslera. O, Galatasaray için bir kaleciden çok daha fazlası. Kelimelerle anlatmanın zor olduğu bir efsane…
Kerem, yine çok top kaybı yapmasına rağmen etkili bir oyun sergiledi ve güzel bir gol attı. Diğer kanatta Barış Alper Yılmaz da başarılı bir performans sergiledi. Bekler, hücuma çok katkı sağladılar. Boey zaten müthiş. Dubois da bu karşılaşmada sol bek olarak diğer maçlara göre çok daha fazla etkili oldu. Abdülkerim, topla iyi çıkışlar yaptı. Soldan rakip ceza sahasına gönderdiği uzun top, ilk golün oluşmasını sağladı ki, Sivasspor maçında galibiyeti getiren gol de yine onun bu şekilde gönderdiği bir uzun top ile olmuştu.
Ve Gomis… “ Galatasaray’ın Aslanı ”, 71’de oyuna girdi ve altı dakika sonra mükemmel bir vuruş ile sarı- kırmızılıların dördüncü golünü attı. İlk on birde başlıyor, atıyor. Sonradan oyuna giriyor, atıyor. Oynatılmıyor, küsmüyor. 37 yaşında tam bir profesyonel. Golü adeta kokluyor, Vuruşları, çok net golcü vuruşları. Galatasaray için çok önemli bir silah. Tebrikler, alkışlar…
Elbette dördüncü golün asistini yapan Yunus’u da unutmamak lazım. Sıkıntılı günlerin ardından bir de sakatlık yaşadı. Bu maçtaki güzel asisti, onun kendine güvenini yeniden kazanması adına çok önemli.
Aynı şeyi bu maçta iki gol atan Mata için de söyleyebiliriz. Uzun süre sonra ilk on bir başladı. Maç eksikliğinin de etkisiyle aksadı. Hatta vücudu da biraz zorlandı. Attığı iki golle bulduğu moral, onun ileriki maçlarda daha yüksek bir performans göstermesini sağlayabilir.
Galatasaray bu galibiyetle ligin ilk yarısını lider olarak bitirmeyi başardı. Uzun süre eleştirilerin odağında olan sarı- kırmızılılar, daha sonra müthiş bir ivme kazanarak bu aşamaya geldiler. Şüphesiz bu başarıda en büyük pay Okan Buruk’a ait. Tabii doğru transferlerle bu takımı kuran yöneticileri de es geçmemek gerekir. Elbette önemli olan ligin sonunda zirvede olmak. Fakat bu kaliteli kadro, oynanan bu güzel futbol ve Cuma akşamı olmasına rağmen kırk üç bin kişiyi tribünlere çeken taraftarlarla müthiş kenetlenme Galatasaray’ı ligin sonu için de en büyük adaylardan biri yapıyor.