Aslında ilk maçın sonucu dolayısıyla Galatasaray’ın finale kalamaması ancak bir futbol sürprizine bağlıydı. Hatta yine büyük bir futbol mucizesi olmazsa finalin adı bile zaten belli. Belki de bu yüzden Riekerink böylesine kötü bir kadroyla sahaya çıktı. Galatasaray’ın sahaya çıkan on birine rotasyon demek mümkün değildi. Dense dense yamalı kadro denilebilirdi.
Kadro tercihinde büyük ihtimalle hafta sonundaki Beşiktaş maçı etkili olmuştu. Çaykur Rizespor’un kadro tercihinde de aynı faktör etkili olmuştu. Zaten oyunun başlamasından bir süre sonra iki takımın da kadro yapısından dolayı orta sahalar hızlı geçilmeye ve bol pozisyonlar yaşanmaya başladı. Ardından 30 ve 40.dakikalar arası Rize oyuna hakim oldu. 40’dan sonra ise Galatasaray yeniden etkinliği eline aldı.
Çaykur Rizespor’un ikinci yarıya Mehmet Akyüz ile başlaması etkisini gösterdi. Karadeniz temsilcisi ikinci yarının başında iki tehlikeli pozisyon buldu.
Galatasaray ise ikinci yarıya Yasin’in yerine Olcan’ı alarak başladı. Bu değişiklik de büyük ihtimalle Beşiktaş maçı düşünülerek yapıldı. Yoksa çıkması gereken Yasin değil, Sabri’ydi. Olcan ise etkili olamadı.
Karşılıklı ataklarla geçen ikinci yarı 70.dakikada Sinan Gümüş’ün oyuna girmesiyle Galatasaray lehine döndü. Genç futbolcunun sakatlığını tamamen atlattığını görmek mutluluk vericiydi. Ayrıca yarattığı pozisyonlar da muhteşemdi.
Esasen Galatasaray’da en beğendiğim futbolcular Denayer, Semih, Emre ve Sinan Gümüş oldular. Aşırı gergin olan Podolski, ikinci yarının ortalarında bir pozisyon sonrasında hakemin yüzüne İngilizce küfür etti. Hakemin bunu görüp duyduğunu düşünüyorum. Fakat Podolski’ye kırmızı kartını çıkartamadı. Benzer bir pozisyon maçın sonlarına doğru da yaşandı. Riekerink büyük ihtimalle Podolski’nin bu halinden korktuğu için Umut Bulut’u 87.dakikada onun yerine oyuna almak zorunda kaldı.
Benim tahminim Riekerink’in Semih’i Beşiktaş maçında da sağ bekte oynatmak olduğu yönündeydi. Ancak genç futbolcunun uzatma dakikalarındaki adale sakatlığı büyük ihtimalle bunu engelleyecektir. Bununla birlikte Sneijder’in Beşiktaş maçında sahada olacağını, Donk’un yerine de Emre Çolak’ın forma giyeceğini düşünüyorum. Fakat eğer oynarsa Sneijder’in aynen ilk Rize maçında olduğu gibi kısa bir süre sonra çıkmak zorunda kalması benim için sürpriz olmayacaktır. Sinan Gümüş de büyük ihtimalle ikinci yarı 60’dan sonra sahaya çıkacaktır. Ancak santraforda Umut Bulut’un yerine yine Podolski’ye şans verilirse bu çok büyük bir hata olur.
Bu arada bende olumlu izlenimler bırakan Linnes’in hiç düşünülmemesi beni şaşırtmaya devam ediyor.
Evet, hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz. Gelgelelim yukarıda da belirttiğim gibi finalin adı büyük oranda belli. Bize de centilmence bir maç dilemek kalıyor.