Derbi bitti ama Galatasaray’da derbiyle ateşlenen tartışmalar pek biteceğe benzemiyor.
Sezon başından beri iyi futbol oynamayan sarı- kırmızılılarda Fenerbahçe maçı sonrasında artık Riekerink bile tartışma konusu oldu. ‘’ Riekerink bile ‘’ diyorum çünkü Hollandalı hoca yönetim, futbolcular ve taraftarlar tarafından çok seviliyordu.
Fakat önce futbolcular arasında sıkıntılar başladı. Yasin krizi buna örnek gösterilebilir. Yasin’i bir hafta kadro dışı bırakan Galatasaray, o hafta Başakşehir’e kendi sahasında mağlup oldu.
Fenerbahçe maçı sırasında ve sonrasında bu kez Selçuk İnan krizi çıktı. Fakat Yasin krizinden ağzı yanan yönetim, Bursaspor maçı öncesinde kaptanını affetti.
Bu arada Fenerbahçe derbisinin ardından taraftarlar da daha önce toz kondurmak istemedikleri Riekerink hakkında homurdanmaya başladılar.
Cuma akşamı Hamza Hamzaoğlu’nun Bursaspor’u karşısında alınacak olası bir mağlubiyet Galatasaray’daki krizi iyice tırmandırır.
Buna rağmen Levent Nazifoğlu, sanki kamuoyunu önceden hazırlarmış gibi Bursaspor maçının sonucu ne olursa olsun Riekerink ile yola devam edeceklerini açıkladı. Çünkü Nazifoğlu takımına güvenmiyor ve o da Bursaspor karşısında alınabilecek kötü bir sonuç ve bunun ardından yaşanabileceklerden çekiniyor. Çünkü Nazifoğlu futboldan anlıyor.
Bu arada Levent Nazifoğlu’nun açıklaması Galatasaray’daki bir zorunluluğu da gözler önüne seriyor. Evet, Galatasaray yönetimi elinden geldiği kadar Riekerink ile yola devam etmeye çalışacaktır. Çünkü kulübün şu andaki ekonomik durumu yeni ve kaliteli bir teknik direktörün maliyetini karşılayabilecek durumda değil.
Gelgelelim Galatasaray bu haliyle ilerisi için hiç umut vermiyor. Alınacak yeni mağlubiyetler hiç de sürpriz olmayacaktır. O nedenle bu Galatasaray’ın şampiyonluk yarışı içinde olması hayalden öteye gidemeyecektir.
Bu sebeple Bursaspor maçı ya da daha sonrasında alınacak olası bir mağlubiyette eleştirilerin sesi ve seviyesi yükselecektir. İşte o zaman Galatasaray yönetimi daha ne kadar Riekerink’in arkasında durabilir, bilmiyorum.
Dursun Özbek, yönetime geldiği günden beri sürekli hata yapıyor. Bu hatalar zincirinin son halkası sezon başında Riekerink ile yola devam edilmesi. Riekerink iyi bir insan olabilir ama o bir teknik direktör değil. Koskoca Galatasaray kulübünü, hayatında hiç teknik direktörlük yapmamış olan bir altyapı hocasına emanet etmek ne kadar amatörce bir tercihtir. Elbette bu tercihin tek nedeni ekonomik. Bunu herkes biliyor. Ama Riekerink’e verilen ayrıcalıkları görünce de insan soramadan edemiyor:
Acaba Riekerink’in yerinde Orhan Hoca olsaydı kendisiyle devam edilir miydi?
Acaba Riekerink’in yerinde Orhan Hoca olsaydı, bu kadar hatasına rağmen hala kendisine sahip çıkılır mıydı?
Riekerink’e sağlanan kimi transfer imkanları neden geçen sezon Hamza Hamzaoğlu’na ve Mustafa Denizli’ye sağlanmamıştır?
Riekerink’e bu kadar sahip çıkılırken Galatasaray’ın öz evladı, üç kupalı şampiyon Hamza Hamzaoğlu’na niye zaman tanınmamış, tahammül edilmemiştir? Riekerink’in arkasında kim veya kimler vardır? Riekerink’in arkasında duran futbolcu veya futbolcular Hamza Hamzaoğlu ve Mustafa Denizli’nin arkasında durmadıkları için mi bu isimler uzun ömürlü olamamışlardır?
Sakatlıktan çıkan Sneijder ve Podolski neden hala hazır duruma gelememişlerdir?
Büyük umutlarla alınan Sigthorsson neden hala düzelememiştir?
Ciddi bir ekonomik kriz yaşayan Galatasaray, Cavanda gibi fiyasko bir transfere nasıl boş yere para harcamıştır?
Bruma’dan sonra en formda kanat oyuncusu olan Yasin, neden ısrarla oynatılmayarak küstürülmüş ve form düşüklüğü yaşamasına neden olunmuştur?
Bu soruların ardı arkası kesilmez. Fakat ortada bu kadar soru ve sorun varken de Galatasaray yönetimi uzun süre Riekerink’in arkasında duramaz. Hatta yönetimin kendisi bile tartışılır hale gelir.
İşte bu nedenlerle Bursaspor maçı Galatasaray açısından çok büyük bir önem taşıyor. Fakat sonuç ne olursa olsun Galatasaray teknik yönetiminde bir değişim kaçınılmazdır. Bursaspor maçının sonucu bunu sadece hızlandırır veya geciktirir.