Israrla ligin en iyi kadrosuna sahip olduğunu, ancak Vitor Pereira'nın bu kadroyu doğru kullanamadığını vurguladığım Fenerbahçe, Antalyaspor deplasmanında önemli bir mağlubiyet aldı. Ancak belirttiğim nedenden dolayı bu mağlubiyetin beni çok şaşırttığını söyleyemeyeceğim.
Öncelikle Fenerbahçe'nin bu maçta Kjaer'i çok aradığını özellikle vurgulamalıyım. Çünkü Antalyaspor, oyun planını Fenerbahçe'ye önde basma üzerine kurmuştu. Nitekim de öyle oldu ve maçın başlamasıyla birlikte orta saha üstünlüğü Antalyaspor'a geçti. Kjaer'in eksikliği Antalyasporlulara ilk müdahalenin yapılamaması ve topların kesilememesinde kendisini gösterdi. Özellikle Eto'o, Fenerbahçe yarı sahasında çok etkili oldu. Zaten maçın sonucunu etkileyenlerin başında da bu oyuncu geldi.
Bu arada Gökhan Gönül ve Hasan Ali'nin kulübede olduklarını da belirtmek gerekiyor. Normalde ilk onbir oyuncusu olan bu futbolcular sakat mıydılar? Sakatlarsa kulübede ne işleri vardı?
Fakat daha da önemlisi Vitor Pereira'nın orta sahadaki hatasında ısrar etmesiydi. Pereira, Mehmet Topal ve Souza'yı yanyana, önlerinde ise Ozan Tufan'ı oynatmakta ısrar ediyor. Böyle olunca Ozan Tufan'dan da yeterli verimi alamıyor ve hücum zenginliği oluşturulamıyor. Kısaca Pereira, Mehmet Topal ve Souza'yı yan yana oynatma yanlışı yetmiyormuş gibi, bir de onların önlerinde Ozan Tufan'ı oynatıp ondan bir Diego yaratma yanlışına gidiyor. İşin garip tarafı, artık Diego da iyileşti ve o da kulübede oturuyor.
Fernandao'nun ilk onbirde oynatılmasına artık bir şey demiyorum. Tamam, daha hareketli, ceza sahasını karıştırmada becerikli fakat kanat oyuncuları gün beçtikçe formdan düşüyorlar. Bu maçta da Nani ve Markovic topla çok fazla oynadılar. Oysa yapmaları gereken topu aldıklarında onu en kısa sürede ceza sahasında santraforla buluşturmaya çalışmak. Fakat iki futbolcu da aldıkları toplarla sürekli kat etmeye ve adam geçmeye çalıştıkları için ayaklarındaki çoğu topu kaybettiler. İkinci yarıda Nani'nin yerine oyuna giren Volkan Şen de aynı hastalığı devam ettirdi. Böyle olunca da Fernandao çok da fazla topla buluşamadı.
Ancak bütün bunlar Antalyaspor'un haklı galibiyetinin üstünü örtemez. Kırmızı- beyazlılar, özellikle Eto'o oyundan çıkana kadar sahın tek hakimidiydiler. Yukarıda da belirttiğim gibi, oyunu geride kabul etmediler. Rakiplerine önde bastılar ve orta saha üstünlüğünü ellerine geçirdiler. Fenerbahçe orta sahadaki yanlış dizilişinin de etkisiyle hiçbir varyasyon yaratamazken, ev sahibi takım pozisyonlara girmekte zorlanmadı. Nitekim daha 3.dakikada bir topu Kadlec, çizgiden çıkarttı.
Fenerbahçe'nin en önemli pozisyonun da rakipten gelen topla oluşması ayrı bir ilginçlikti.
Vitor Pereira, ikinci yarıya Van Persie'yi oyuna alarak başladı. Fakat Ozan Tufan'ı oyundan çıkarttı. Yani mağlup olmasına ve takım oyun olarak hiçbir ümit vermemesine rağmen, benzer özelliklere sahip Mehmet Topal- Souza ikilisini bozmayı düşünmedi. Oysa Ozan Tufan yerine Souza'yı oyundan çıkartabilirdi. Böylece daha ofansif bir takım yaratabilrdi. Kaldı ki, Van Persie'yi Fernandao'nun arkasına koymanın bir çare olmadığını daha önce görmüştü.
Nitekim, bu değişiklik Fenerbahçe'ye çare olmadığı gibi skor 2-0 oldu. İşte bu anda Vitor Pereira anlaşılmaz bir değişikliğe imza attı. Takımı 2-0 mağlup olan Pereira, santraforlarından birini, yani Fernandao'yu oyundan çıkartıp Diego'yu sahaya sürdü. Oysa kaybedeceği hiçbir şey kalmamıştı. Risk alması gerekiyordu. O nedenle de bence Diego'yu Souza'nın yerine oyuna almalıydı. Fakat Pereira, bu cesareti gösteremedi. Hemen bir dakika sonra yani 55.dakikada gelen üçüncü Antalyaspor golü ise futbolun gerçeklerini gün gibi ortaya çıkarttı.
Eğer Eto'o oyundan çıkmak zorunda kalmasaydı sonuç çok daha farklı olabilirdi. Fakat Eto'o'nun vücudu yoğun tempoyu kaldıramadı ve çıkmak zorunda kaldı.
Bundan sonra Fenerbahçe ileride biraz gözükür gibi olsa da bunlar çok etkili ataklar değildi. Aslında düşünülmesi gereken bir diğer konu da bu. Yani Fenerbahçe gibi bir takımın- ki ligimizin hali hazırda lideri durumunda - skora reaksiyon göstermemesi ve adete sonuca razı bir oyun sergilemesi.
Zaten sarı- lacivertlileri son beş dakikada umutlandıran gol de, duraklamaların sonundaki ikinci gol de duran toptan geldiler.
Bu arada skor 3-1 iken bile Fenerbahçe'nin skora reaksiyon göstermemesi ve agresif bir oyun ortaya koymaması skandalın sondan bir önceki perdesiydi. Son perde ise Antalyaspor'un sol stoperinin sağdan sıfırdan takımının dördüncü golünü atmasıydı.
Bu arada Antalyaspor maçında kaleci Volkan'ın da kötü gününde olduğunu belirtmek gerekiyor. Fenerbahçe, daha önce de zor pozisyona giriyor, kalesinde de az da olsa pozisyon veriyordu. Fakat Kjaer ve Volkan bu açıkları kapatıyorlardı. Bu maçta Kjaer olmayıp, Volkan da kötü olunca goller engellenemedi.
Özetle, oynadıkları futbol, hırsları ve mücadelelerinden dolayı Antalyasporlu futbolcuları ve teknik ekibi kutluyorum. Üstelik teknik direktörleri beyin kanamasından dolayı hastanede yattığı için takımı maça antrenör çıkarttı. Bu arada Antalyaspor Teknik Direktörü Jose Morais'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve en kısa sürede eski sağlığına kavuşmasını diliyorum.
Fenerbahçe açısından ise en başta da belirttiğim gibi şaşırtıcı bir sonuç olmadı. Fakat belki Vitor Pereira, bu mağlubiyetle hatalarını görüp ders çıkarır ve bunları düzeltme yoluna gider.