Kayserispor- Fenerbahçe karşılaşmasının sonucu, 10. hafta itibariyle iki takımın da hikayesini önemli şekilde etkiledi. Kayserispor, ligdeki ilk galibiyetini alarak tehlikeli bölgeden çıkmak adına umutlandı. Fenerbahçe ise bu mağlubiyetle liderlik şansını kaybetti.
Esasen karşılaşmaya iyi başlayan taraf Fenerbahçe’ydi. Maçın başında pas oyununu çok iyi oynayan sarı- lacivertiler, ilk yarının ortalarından itibaren de hücum zenginliği yaratmayı başardılar. Fenerbahçe bu devrede öne geçebileceği gibi iki, üç fark da yapabilirdi. Keza sarı- lacivertliler, ikinci yarıda da net fırsatlar yakaladılar. Ancak gerek son vuruşlardaki beceriksizlikler gerek direkler gerekse de Kayserispor kalecisi Lung, bunların gole dönüşmelerine izin vermedi.
Fenerbahçe, maçın geneline baktığımızda belki çok çok kötü bir futbol oynamadı. Ama sarı- lacivertlilerin futbollarında bir takım sıkıntılar da vardı. Öncelikle kanatlardaki Rodrigues ve Moses, santrafor Vedat Muriqi’yi besleyecek ve destekleyecek bir oyun oynayamadılar. Oysa Denizlispor maçı, Vedat Muruqi’nin olduğu bir oyunda hava toplarının önemini göstermişti. Gelgelelim Rodrigues de Moses da Vedat Muriqi’yi ne havadan ne de yerden besleyebildiler. Öte yandan Rodrigues özellikle ilk yarıda çok savruk bir görüntü sergiledi. Hele ilk yarıda kale önünden kaçırdığı net gol pozisyonundaki vuruşu tam bir beceriksizlik örneğiydi.
Bununla birlikte Vedat Muriqi, ileride her anlamda elinden gelen her şeyi yaptı. Fenerbahçe gerçekten çok iyi bir santrafora sahip. Ama sarı- lacivertliler, onunla oynama alışkanlığını hala tam olarak edinemediler. Bu anlamda eğer Dirar oynayabilecek durumdaysa ikinci yarıda Moses’ın yerine oyuna alınıp sağ kanatta oynatılan Deniz’in yerine tercih edilebilirdi. Bana göre kulübede olan oyuncu, oynayabilecek durumda olan oyuncudur. Deniz’in kanat performansının çok iyi olduğunu söyleyemeyiz. Dirar ise etkili kanat ortalarıyla Vedat Muriqi’yi besleyebilecek bir futbolcu ve Deniz’e göre kanatta çok daha fazla verim verebileceği de bir gerçek.
Aslına bakarsanız Ersun Yanal’ın oyuncu değişikliklerinde de sıkıntılar vardı. Dirar’ın yerine Deniz Türüç’ü tercih etmesinin dışında ikinci yarının başından itibaren ayağında sıkıntı yaşayan Emre Belözoğlu’nu ancak 70.dakikada oyundan aldı. Emre’nin futboluna hepimizin saygısı var. Ama Fenerbahçe gibi kulüplerde bu tür kararlar oyuncu keyfiyetine bırakılmamalı. Bu anlamda Emre çok daha önce kenara alınmalıydı.
Diğer taraftan Zanka- Mevlüt Erdinç değişikliğinden sonra sistem 4-4-2 gibi gözükse de 4-2-4 şeklinde bir anlayış hakim oldu. Ama bu, Fenerbahçe’ye bir yarar getirmedi. Tam tersine sarı- lacivertliler, şuursuz ataklarla gol arayan bir takım hüviyetine büründüler. Kaldı ki sorun, Mevlüt ile çözülecek bir sorun değildi.
Kayserispor ise ilk yarıda, özellikle Fenerbahçeli futbolcuların sonlandıramadıkları atakların dönüşünde net fırsatlar yakaladı. Ancak sarı- kırmızılı futbolcular gol atmaktan çok, kolay yoldan penaltı bulmak hevesine düştükleri için bu fırsatları harcadılar. Lakin sahadaki her hallerinden bu maçı bir milat olarak gördükleri belli olan sarı- kırmızılı futbolcular, ikinci yarıda gole ulaşarak maçı kazanmayı başardılar. Kayserisporlu futbolcular, 1-0’dan sonra çok daha net pozisyonlar buldular. Ama yanlış tercihlerden dolayı bunlardan yararlanamadılar. Sahadaki hırsları ve mücadeleleri ise en az üç puan kadar takdir edilmeyi hak etti. Bununla birlikte Kayserispor’un kazandığı bu üç puanın bir değer taşıması, bundan sonraki maçlarda alacağı puanlara bağlı.
Hakemin iki takımı da göstermediği sarı kartlar dışında maçın içerisinde tartışılacak çok pozisyon oldu. Ben, Kayserispor’un golünün başlangıcı olan pozisyonda Levent’in Muriqi’ye yaptığı hareketin faul olduğunu düşünüyorum. Keza, Vedat Muriqi’nin 1-0’dan sonra ceza sahası içerisindeki kafa vuruşunda yine Kayserisporlu Levent’in açık koluna çarpan pozisyonun da penaltı olduğu görüşündeyim. Hakem Arda Kardeşler, bu pozisyonda topun Levent’in kaburgasına çarptığını işaret etti. Ama yapması gereken VAR’ a gitmekti. Gelgelelim ligimizde artık VAR’ın sadece adı var. Haftalardır hemen hemen hiçbir maçta VAR devreye girmiyor. Madem bu şekilde uygulanacak hiç uygulanmasın daha iyi. Hem boş yere dünya kadar masraf da yapılmamış olur. Yazık, gerçekten çok yazık. Bu maçta da gol öncesinde bir faul ve net bir penaltı söz konusu. Bu tür uygulamalar insanların futboldan soğumalarına ve futboldaki adalete güvenlerini yitirmelerine neden oluyor. Hakemler neden bir süredir VAR’a gidemiyorlar? Yazılı veya yazılı olmayan bu emri kim verdi?
Sonuç olarak Fenerbahçe hem üç puanı hem de liderlik şansını kaybetti. Kayserispor ise kurtuluş için bir ışık yaktı. Bakalım uzun lig maratonu bizlere neler gösterecek?