Fenerbahçe, Akhisar deplasmanında gerçekten çok önemli bir galibiyet aldı. Yeşil- siyahlıların son derece iyi bir takım olmalarının yanı sıra, bu iyi takımla bu kadar yoğun bir maç trafiğinin arasında, eksik kadroyla ve bu kadar kötü bir zeminde oynamak çok büyük bir riskti. Hatta o nedenle Vitor Pereira maçtan önce, maç taktiklerini zemine göre belirleyeceklerini söyledi.
Gerçekten de maç başladıktan sonra Lokomotiv Moskova ve Beşiktaş maçlarındaki tempolu Fenerbahçe’yi izleyemedik. Onun yerine çok daha temkinli oynayan bir Fenerbahçe sahadaydı. Aslında sakatlık riskinden dolayı böyle oynamakta da haksız sayılmazlardı. Vitor Pereira, oyun planını daha çok ceza sahası dışından atılacak şutlar üzerine kurmuştu.
Ev sahibi Akhisar ise bu durumdan da faydalanarak Fenerbahçe yarı sahasına çok rahat bir şekilde geldi. Fakat onlar da pozisyon bulmakta zorlandılar.
Fenerbahçe 30.dakikadan sonra zemine uyum sağlamanın da etkisiyle oyuna ağırlığını koymaya başladı. Bu arada Diego’nun uzaktan kaleyi yoklamasından sonra Şener, ceza sahası dışından vurduğu mükemmel şutla takımını 1-0 öne geçirdi.
İkinci yarıda ise oyunun tek hakimi Fenerbahçe’ydi. Sarı- lacivertli futbolcular bu devrede rakiplerine önde de bastılar ve çok etkili oldular. Nitekim buldukları iki golle de maçı 3-0 kazanmayı başardılar.
Fenerbahçe’de böyle bir zeminde sahanın neredeyse her yerinde Akhisar ataklarına set çeken Mehmet Topal, bence yine sahanın en iyisiydi. Şener ve Hasan Ali hiç sırıtmadan sanki kırk yıldır oynuyormuş gibi başarılıydılar. Alper Potuk, bildiğimiz etkili oyununu sürdürdü. Diego sahaya alışana kadar zorlandı fakat sonra o da başarıya ortak oldu.
Elbette maçın adamı harika bir gol ve bir de asistle öne çıkan Şener’di.
Fenerbahçe’de sahadaki futbolcular değişse bile oyunun ve disiplinin değişmemesi çok büyük bir başarıdır ve bu başarının mimarı da şüphesiz Pereira’dır. Düşünün, bu maçta dörtlü defanstaki üç isim değişmişti. Nani yoktu. Fernandao bir süredir şans bulamamasına rağmen oyuna girdikten sonra güzel bir gol attı.
Yani Fenerbahçe futboldaki en önemli olayı başarmış gözüküyor. O da şu: ‘’ isimler değişse bile oyun değişmiyor. ‘’ İşte Avrupa’nın pek çok büyük takımında gördüğümüz bu olay başarının gerçek sırrı. Yani oynayan ve oynamayan herkesin her an hazır olması. Aynı 2000 yılında UEFA Kupası’nı kazanan Galatasaray gibi. O takımda da kim oynarsa oynasın değişen hiçbir şey olmuyordu.
Tabii bu olayın bu şekilde devam edebilmesi çok önemli. Ufak tefek sürtüşmelerle bu düzen bozulursa o zaman başarı da yok olur.
Böylesine kötü bir zeminde futbol oynamaya çalışan her iki takımın futbolcularını da tebrik eder, Fenerbahçe’ye Perşembe akşamı karşılaşacağı Braga karşısında başarılar dilerim.