Fenerbahçe- Gençlerbirliği karşılaşması iyi bir futbola, birbirinden güzel gollere, başarılı ve gelecek adına umut veren bir hakem performansına sahne oldu.
Maça hızlı başlayan ev sahibi Fenerbahçe olmasına rağmen golü bulan Gençlerbirliği oldu. Ancak Fenerbahçe ortaya koyduğu iştah, hırs ve kazanma arzusuyla önce beraberliği yakaladı ardından da farkı arttırdı.
Sarı- lacivertliler özellikle ilk yarıda müthiş bir tempo ve iyi bir futbol ortaya koydular. Sadık Çiftpınar, özellikle çıkışlarda ve oyun kurmada başarılıydı. Nitekim Fenerbahçe’nin beraberlik golü öncesinde Isla’yı uzun topla çok güzel bir şekilde buluşturan Sadık’tı. Isla da Ozan Tufan’ın çok etkili olamadığı ilk yarıda sağ kanadı başarılı bir şekilde kullandı ve beraberlik golünün asistini yaptı. Diğer bek Hasan Ali Kaldırım ise başarılı performansıyla ön plana çıkan isimlerden oldu. Soldan gelen hücumlarda başrolde genellikle Hasan Ali vardı. Onun önünde oynayan Rodrigues tükenmez bir iştah ve istek ortaya koydu. Son vuruşlardaki başarısızlıklar onun golle buluşmasını engelledi. Ama beşinci golde kendisi vurmak yerine Kruse’ye asist yapması takdir edilecek bir hareketti. Attığı golle moral bulan Kruse de hırsı ve arzusuyla dikkat çeken bir diğer isimdi. Gustavo ve Emre Belözoğlu yine iyi bir maç çıkarttılar. Gustavo başarılı futbolunu güzel bir golle süslerken Emre Belözoğlu, ilerlemiş yaşına rağmen maestro görevini yine layıkıyla yerine getirdi. İlk yarıda etkisiz kalan Ozan Tufan, ikinci yarıda daha efektif bir görüntü sergiledi. Nitekim Ferdi Kadıoğlu’na attığı o güzel gol öncesindeki pası veren de Ozan’dı. Bu arada genç Ferdi gerçekten muhteşem bir gol attı ve adeta gözlerimizin pasını sildi.
Vedat Muriqi’ye ise ayrı bir paragraf ayırmak gerekiyor. Vedat Muriqi sakatlıktan yeni dönmesine rağmen inanılmaz bir mücadele sahneledi ve iki gole imza attı. Attığı ilk golde tekmeye kafa koyan golcü futbolcu, ikinci golünü de adeta kendisi yarattı. Kaldı ki, pek çok futbolcu öyle bir topa ayağını sokmaya çekinir. Sarı- lacivertlilerin şampiyonluk yarışındaki en büyük kozu olan Vedat Muriqi komple bir golcü. Diğer taraftan sahaya yüreğini koyuyor. Fenerbahçe böyle bir futbolcuya sahip olduğu için çok şanslı.
İlk yarıdaki yoğun temponun ardından ikinci yarıda doğal olarak tempo düştü ve Fenerbahçe oyunu biraz rölantiye aldı. Nitekim ilk yarıdaki yoğun temponun bir sonucu olarak Serdar Aziz adale sakatlığından dolayı ikinci yarıya çıkamazken Emre Belözoğlu da aynı nedenden dolayı 57. dakikada oyundan çıkmak zorunda kaldı. Emre Belözoğlu’nun yerine oyuna dahil olan Jailson ise başarılı bir performans sergileyemedi. Kanımca Ersun Yanal’ın Jailson’un yerine stoper Zanka’yı oyuna alması ve ikinci yarıda stopere geçen Gustavo’yu Ozan Tufan’ın yanına orta sahaya çekmesi daha doğru bir tercih olurdu.
Gençlerbirliği oyunu çirkinleştirmedi ve sadece futbol oynamayı düşündü. Esasen karşılaşmayı bu kadar güzel hale getiren en önemli etmenlerden biri de Gençlerbirliği’nin bu futbol anlayışıydı. Nitekim kırmızı- siyahlılar, deplasmanda Fenerbahçe’ye iki gol atmayı başardılar. Biraz daha dikkatli olabilseler daha fazla da atabilirlerdi. Özellikle ikinci yarıda Candeias’ın mevkisinin değişmesi ve Nadir Çiftçi’nin oyuna girmesi Gençlerbirliği’nin futbolunu olumlu yönde etkiledi.
Bununla alakalı olarak Fenerbahçe’nin de bu güzel maçın ardından yediği iki gol ve verdiği pozisyonların üzerinde biraz çalışması gerektiğini belirtmek yerinde olacaktır.
Karşılaşmada öne çıkan bir diğer isim ise hakem Ali Şansalan’dı. Başarılı bir performans sergileyen Ali Şansalan, özellikle Fenerbahçe’nin Gustavo ile bulduğu ikinci gol öncesinde avantaj kuralını çok iyi bir şekilde uyguladı. İkinci yarıda birkaç hata yaptı ancak hakem güven verince kimse bunların altında bir şey aramıyor. Gördüğünü çalan, baskı altında kalmayan, oynatmayı düşünen ve avantajları iyi bir şekilde uygulayan Ali Şansalan, çok başarılı bir yönetim gösterdi ve gelecek adına oldukça umut verdi. Dilerim başarılarını arttırarak devam ettirir ve Cüneyt Çakır’dan sonra Avrupa ve Dünya futbolunda bir diğer gururumuz olur.