Dün gece Fenerbahçe’nin Manchester United maçını izleyenler özellikle ilk yarıda Fenerbahçe adına gerçekten büyük bir eziyet yaşadılar.
Dick Advocaat sahaya doğru bir kadroyla çıkmıştı. Sahaya yayılışı da doğruydu. Ama futbolcuların beceriksizlikleri her şeyi berbat etti. Profesyonel futbolculara yakışmayacak hatalar yaptılar. Özellikle defansta yapılan hatalar çok amatörceydi. Ancak acemilerin yaptıracağı penaltılar, Kjaer’in rakibe gönderdiği top zaten skoru bir anda 3-0’a taşıdı. Özellikle Kjaer gibi bir futbolcunun böyle hatalar yapması kalitesine yakışmadı. Zaten Advocaat da ikinci yarıda Kjaer’i Emenike ile değiştirdi.
Her ne kadar Fenerbahçe bu yarıda da gol yese de Emenike’nin oyunda olması Manchester United defansını rahatsız etti. Fenerbahçeli futbolcular belki de bunun etkisiyle 4-0’dan sonra skoru kabullenmemecesine rakiplerinin üzerine gitmeye başladılar. İkinci yarıdaki futbol sistemli olmasa da, Fenerbahçeli futbolcuların direnişleri ve mücadeleleri güzeldi. Nitekim bu mücadele Robin van Persie ile bir golün gelmesini sağladı.
Manchester United’a yenilmek yadırganamaz. Ama bu Manchester karşısında oynanan oyun ve alınan skor eleştiriyi hak eder. Çünkü Manchester United sahada as kadrosuna yer vermediği gibi, sahada oynayanlar da iyi değillerdi. Evet, ilk yarıda top daha çok Manchester ekibindeydi. Ama ev sahibi takım topu olumlu kullanamıyor ve gol pozisyonuna girmekte zorlanıyordu. Onlara golleri resmen Fenerbahçe defansı hediye etti.
Gerçekçi olmak gerekirse Fenerbahçe’deki bütün sorunların temeli sezon başına, hatta geçen sezon sonuna dayanıyor. Pereira ile devam etmek, transfer politikasını ona göre yapmak ve hazırlık dönemini onunla geçirmek Fenerbahçe adına tam bir intihardı. İşte şimdi Fenerbahçe bunun sonuçlarını yaşıyor.
Örneğin insan Pereira’ya bu orta sahayı kurarken ne düşündün, aynı türdeki benzer futbolcularla kadroyu niye doldurdun diye sormak istiyor.
Kısacası Fenerbahçe, yönetimin sezon başı yaptığı hataların bedelini ödüyor. Ödemeye de devam edecek gibi gözüküyor.
Gecenin futbol adına en güzel olayı Robin van Persie’nin eski takımına attığı golden sonra başta Sir Alex Ferguson olmak üzere bütün tribünlerin kendisini alkışlamasıydı. Bu olay bize futbolun birleştirici, evrensel ve duygusal yönünü gösterirken gecenin sonunda yüzümüzün az da olsa gülümsemesine ve hüznümüzün farklı bir boyut kazanmasına neden oldu.