Süper Kupa maçının ardından yazdığım yazıda kupanın Galatasaray’daki eksikliklerin üstünü örtmemesi gerektiğini belirtmiştim. Çünkü Galatasaray, eksik Beşiktaş karşısında çok etkisiz bir futbola rağmen kupaya uzanmıştı. Bir anlamda geçen sezonki kötü futbolunu devam ettirmişti.
Ligin ilk maçında da Galatasaray’da hiçbir şey değişmemişti. Yani, tüm uyarılara rağmen Süper Kupa, Galatasaray’daki olumsuzlukların üstünü örtmüştü.
Gerçekten de sarı- kırmızılılar, Kardemir Karabük karşısında tel tel döküldüler. Takımda kaleci Muslera dışında düzgün işleyen bir çark yoktu. Tam tersine özellikle ilk yarıda oyunun hakimi Karabük takımıydı. Karadeniz temsilcisi ilk yarıda dört net pozisyon buldu. Galatasaray’ın ise ilk şutu ve pozisyonu 34.dakikada geldi.
Sarı- kırmızılılar ikinci yarıda topla biraz hareketlenince ilk yarıya göre daha etkili oldular. Fakat bu etkinlik gol bulacak nitelikte değildi ve Galatasaray’ın kötü futbolunu değiştirmedi.
Riekerink, Linnes’e 36 dakika sabredebildi. Daha sonra oyun içinde önce Sinan’ı, sonra da Yasin’i Eren’in yanına forvete yerleştirerek etkili olmaya çalıştı. Ama Galatasaray’daki sorun bu tarz değişikliklerle giderilecek türden değildi. Defans kötüydü, orta saha etkisizdi. Tolga Ciğerci son dakikalarda olumlu anlamda göze batsa da maçın genelinde çok ciddi hatalar yaptı. Tolga’nın Galatasaray’ın orta sahasındaki sorunu giderebileceği yönünde hala oldukça şüpheliyim.
Aynı şekilde Bruma ve Sinan da hareketli değildiler. Sneijder bile Karabük defansının arasında kayboldu.
Kısaca, izleyen herkesin gördüğü gibi maçı kazanmaya yakın taraf Karabük’tü. Kırmızı- mavililer maç boyunca altı net pozisyon yakaladılar. Hele 84.dakikada Serdar, zoru değil de kolayı seçip golü atsaydı sonuç çok daha farklı olabilirdi.
Galatasaray’ın Yasin ile yakaladığı pozisyonu göz önüne alıp skor tartışması yapmak hiç de doğru olmaz. Çünkü takım disiplinini bir an olsun elden bırakmayan Karabük’le her hattı dökülen Galatasaray’ı karşılaştırmak futbolun bilimsel yanına yakışmaz.
İşte bu kadar kötü Galatasaray’ı oyunda tutan, Süper Kupa maçı da dahil olmak üzere pek çok maçta olduğu gibi yine Muslera’ydı. Uzatmalarda Eren’in kişisel beceriyle attığı gol ise Galatasaray’a hiç de beklemediği bir galibiyet getirdi.
Bu maçta tebrik edilmesi gereken takım Karabük’tür. Karadeniz temsilcisi ileriki maçlar için oldukça ümit verdi.
Galatasaray’da ise tebriki her zaman olduğu gibi yine Muslera hak etti. Bir de takımını kurtaran Eren ile golde ona orta değil resmen pas veren Chedjou.
Galatasaray’ın maçın seyircisiz oynanmasını bahane etmeye hakkı yok. Eminim seyirci olsaydı Galatasaraylı futbolcuların daha çok elleri ayaklarına dolaşırdı.
Galatasaray’da teknik kadronun, futbolcuların ve yönetimin bu maçtan çıkartması gereken çok dersler var. Aksi halde işleri çok, hem de çok zor.