Bazı günler vardır ki, futbol yazmak, futbol konuşmak çok zordur. Bir anda birçok şey anlamını yitirir. Kırıkkale’de yaşanan Emine Bulut cinayetinden dolayı bugün de öyle bir gün. Ve maalesef ülkemizde böyle günleri sık yaşıyoruz. Her seferinde hayatını kaybedenlere rahmet dileyip suçluların hak ettikleri cezaları almalarını ve bu tür olayların son bulmasını diliyoruz. Ama ne yazık ki bitmiyor. Dilerim Emine Bulut olayı bir kırılma noktası olur ve caydırıcı cezaların da yer aldığı önlem paketleriyle kadınlarımızı ve çocuklarımızı daha iyi koruruz.
Beşiktaş, geçen haftaki Sivasspor yenilgisini telefi etmek amacıyla çıktı Göztepe karşısına. Siyah- beyazlılar maça hızlı başlayıp rakip sahada fazla gözükseler de verimlilikten çok uzak kaldılar ve iyi bir futbol ortaya koyamadılar. Bunun temel nedenleri, Beşiktaşlı futbolcuların hızlı oynamak adına telaşlı bir futbol oynamaları, ciddi bir senkronizasyon sorunu yaşamaları ve kanatlardaki Boyd ve Lens ile orta sahadaki Ljajic’in etkisiz kalmalarıydı.
Ljajic’in özellikle ilk yarıdaki etkisiz futbolunu oynadığı bölge ile de değerlendirebiliriz. Abdullah Avcı, genellikle santrafor arkasında görmeye alışık olduğumuz Ljajic’i Göztepe karşısında sol içte oynattı. Lakin Sırp futbolcu bu bölgede çok başarılı olamadı. Ljajic, ancak 2-0’dan sonra Göztepe’nin daha çok ileri çıkmasıyla biraz kendisini gösterebildi. Nitekim bu bölümde de güzel bir gol attı.
Verimlilikten uzak Beşiktaş’ın ilk yarıdaki en büyük şansı Göztepe’nin de oldukça kötü olmasıydı. Uzun toplarla ileri çıkan sarı- kırmızılılar, rakip sahada buluştukları topları da çok kötü kullandılar.
Şüphesiz Beşiktaş’ın bir diğer şansı da ilk yarının uzatma dakikalarında bulduğu gol oldu. Bu golde kenardan içeri girip Güven’e verdiği pasla aslan payına sahip olan Caner, ikinci yarıda da attığı golle fişi çeken isim oldu. 3-0’dan sonra da zaten maç koptu. Çünkü o andan itibaren Beşiktaş’ın skoru arttırmak, Göztepe’nin ise skoru azaltmak için yaptıkları şuursuz atakları izledik.
Kısacası Beşiktaş, çok az bölümünde verimli ve etkili olabildiği karşılaşmayı on dört dakika içerisinde bulduğu gollerle kazandı. Lakin şu an için bundan kötü bir sonuç çıkarmamak gerekiyor. Çünkü siyah- beyazlılar yeni bir sistemi uygulamaya çalışıyorlar. Abdullah Avcı’nın kafasındaki sistemi uygulatıp uygulatamayacağını ve başarılı olup olamayacağını zaman gösterecek. Şu anda bizlere beklemek, taraftarlara ise destek olmak düşüyor. Nitekim Beşiktaşlı taraftarlar, bu karşılaşmadaki performanslarıyla takımları üzerinde itici bir güç oluşturdular ve galibiyette önemli bir pay sahibi oldular.
Beşiktaş’ta Göztepe karşısında öne çıkan futbolcular Medel, Oğuzhan ve Caner oldular. Etkili bir ayağa sahip olduğu gözlenen Ruiz ve partneri Vida’yı da bu isimlerin arasına katabiliriz. Oyuna ikinci yarıda dahil olan N'Koudou da gelecek adına umut verdi. Bu arada Oğuzhan’ın başarılı performansı ve taraftarlardan aldığı alkışla bir anlamda tribünlerle barışması ayrıca önem taşıyor. İyi bir Oğuzhan sadece Beşiktaş’a değil, Türk futboluna da büyük katkı sağlar.
Gelelim Göztepe’ye… Göztepe yalnızca İzmir değil, Türkiye için önemli bir kulüp. Avrupa kupalarında yarı final oynayan ilk Türk takımı olan sarı- kırmızılılar, geçen sezon son maçta ligde kalmayı başardılar. Göztepe taraftarları bu sezon da aynı kabusu yaşamak istemiyorlar. Ancak Göztepe’nin ilk iki haftada ortaya koyduğu futbol pek umut vermedi. Bu anlamda sarı- kırmızılıların önümüzdeki hafta yapacakları Denizlispor maçı, kendileri açısından daha büyük bir önem kazandı.