Fenerbahçe’nin Osmanlıspor ile berabere kalarak puan kaybetmesi, Beşiktaş’a Kasımpaşa’yı yenmesi halinde bir maç fazlasıyla puan farkını altıya çıkartıp Fenerbahçe üzerinde psikolojik bir baskı kurma şansı vermişti. Fakat Beşiktaş, hem eksik futbolcuları, hem sahadaki bazı futbolcuların etkisizlikleri, hem de teknik direktörü Şenol Güneş’in hataları sonucunda bu şansı elinin tersiyle itti.
Şenol Güneş, Necip’in stoperdeki performansını Alexis’den daha iyi bulmuş olmalı ki, Kasımpaşa karşısında da Alexis’i kulübede oturtup Necip’i stoperde oynattı. Fakat bence bu yanlış bir tercihti. Çünkü Kasımpaşa’nın Adem Büyük ve Scarione gibi hızlı futbolculara sahip olduğunu düşünmeliydi. Bunlara bir de Del Valle eklenince Beşiktaş orta sahası ve defansı çok büyük sıkıntılar yaşadı. Beşiktaş defansının ağırlığını çok iyi kullanan ev sahibi takım bu üç oyuncuyla sürekli Beşiktaş kalesini rahatsız etti. Özellikle sağ kanatta Beck, Del Valle karşısında çok zor durumlara düştü. Nitekim maça iyi başlayamamasına rağmen Sosa’nın güzel bilek hareketiyle 1-0 öne geçmeyi başaran siyah- beyazlılar, bu golün santrasında yine hızlı gelişen atakta Beck’in Del Valle karşısında etkisiz kalması ve Boyko’nun da hatasıyla kalelerinde beraberlik golünü gördüler.
Kara Kartal’da İsmail Köybaşı belki de en kötü maçlarından birini çıkarırken, Oğuzhan da ilk yarıda başarılı olamadı. Quaresma ve kaleci Tolga’yı fazlasıyla arayan Beşiktaş, organize bir şekilde rakip kaleye gitmekte çok zorlandı.
Şenol Güneş’in ikinci yarıya başlarken yapması gereken, Oğuzhan’ı çıkartıp Alexis’i oyuna almak ve Necip’i orta alanda Atiba’nın yanına yerleştirerek Kasımpaşa’nın orta sahadaki üstünlüğüne son vermekti. Evet, Oğuzhan ikinci yarıda Beşiktaş’ın iyileri arasında yer aldı. Ancak futbolda bazen bu tür taktiksel değişiklikleri yapmak zorundasınız. Kaldı ki bunu en iyi Şenol Güneş gibi tecrübeli bir hocanın bilmesi gerekir.
Gelgelelim Şenol Güneş, Kerim’in yerine Tolgay’ı alarak ikinci yarıya başladı. Böylece her ne kadar Oğuzhan daha çok ileri çıkma şansı bulduysa da, orta sahadaki denge daha da bozuldu. Üstelik zaten açık veren sağ kanada Sosa’nın geçmesi rakibin ekmeğine yağ sürecek cinstendi. Kaldı ki Sosa, alışkanlık gereği sağ çizgide fazla kalamadı ve genellikle kendisini yine orta bölgeye attı.
57.dakikada Olcay’ın Cenk Tosun’la değiştirilmesi de bence hatalıydı. Cenk Tosun’un oyuna girmesine karşı değilim ama Olcay’ın çıkması sistemi biraz daha bozdu. Çünkü Cenk Tosun’un girmesiyle Beşiktaş 4-4-2’ye dönmedi. Yine sahada hiçbir varlık gösteremeyen Gomez ile tek santrafor oynamaya devam etti. Cenk Tosun sol açığa geçti. İsmail ya da Sosa soldan bindirdiğinde ise ceza sahasına yöneldi.
Oysa yukarıda belirttiğim gibi Alexis stopere Necip orta sahaya alınsa Kasımpaşa takımı orta alanda durdurulabilirdi. Eğer Şenol Güneş, ilerleyen dakikalarda risk almak isterse de Cenk Tosun’u Necip’in yerine alıp, Sosa’yı Atiba’nın yanına çekerek 4-4-2’ye dönebilirdi. Elbette sağ kanatta da Kerim ile devam edilmeliydi.
Beşiktaş’ın ilk yarıya göre ikinci yarıdaki biraz daha hareketli futbolu izleyenleri yanıltmasın. Evet, siyah- beyazlılar biraz daha hareketlendiler ama takımda sistem falan kalmadığı için bunların çoğu şuursuz ataklardı. Hele maça beş dakika uzatma eklenmişken Mustafa Pektemek- Atiba değişikliğini hiç anlayamadım. Nitekim Atiba’nın olmadığı bu bölümde siyah- beyazlılar topu ileri taşıyamadılar. Oysa Kasımpaşa, orta sahası boşalan Beşiktaş karşısında sırf Koita ile üç net pozisyon buldu. İnanın maç Kasımpaşa adına farka gitmediyse bu tamamen Beşiktaş’ın şansı ve Koita’nın beceriksizliğinden kaynaklandı.
Son sözüm kaleci Boyko’ya. Yediği iki golde de hatalıydı. Herhalde genç Günay, bundan daha büyük hatalar yapmazdı. Kupadan elenmek ve ligde maç kaybetmek için Boyko’ya para ödemeye gerek yoktu. Ben inanıyorum ki, Günay’da ısrar edilseydi Beşiktaş’ın bugünü ve geleceği için daha sağlıklı olurdu.
Özetle Şenol Güneş, önüne altın tepside sunulan fırsatı elinin tersiyle itti. Kaybedilen bu üç puan Beşiktaş’a çok pahalıya patlayabilir.