Yeni Malatyaspor - Galatasaray karşılaşması, son derece kötü bir sahada oynandı. Zemin o kadar kötüydü ki, eski zamanlarda çok sık yapılan ‘’ tarla ‘’ benzetmesi bile hafif kalır.
Bu kötü zemin, doğal olarak futbolu olumsuz etkiledi. Özellikle de Galatasaray’ın futbolunu. Sarı- kırmızılılar, pas yapmakta ve pozisyona girmekte zorlandılar. Yine de bazı futbolcuların gösterdikleri insanüstü çaba, Galatasaray’ın sürekli gol için mücadele etmesine ve son dakikalarda da olsa amacına ulaşmasına yol açtı.
Bu anlamda özellikle Arda Turan’a ayrı bir paragraf açmak gerekir. Çünkü insanüstü bir çaba ve mücadele örneği sergileyen futbolcuların başında o geliyordu. Son derece kötü zemin ve takım halinde kapanan Yeni Malatyaspor karşısında hücum yollarında çok zorlanan Galatasaray’da, Arda Turan bir anlamda bütün bu koşullara isyan bayrağını açan futbolcu oldu. Arda’nın reaksiyonu, ateşleyici görevi gördü. Taylan ve Babel’in de ona eşlik etmeleri, sarı- kırmızılıları hücum anlamında oyunda tuttu. Elbette bu mücadelesi sonucu yorulmuştur Arda. Ama yine de böylesine kritik bir puan mücadelesinde oldukça etkisiz bir performans sergileyen Emre Akbaba yerine Arda Turan’ın oyundan çıkartılmasını doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.
Babel, Denizlispor maçından sonra Malatya karşısında da oldukça başarılı bir futbol ortaya koydu. Babel, Diagne gibi ağır değil ve ondan çok daha fazla hareketli. Onun bu hareketli oyunu rakip stoperleri zor durumda bırakıyor. Ayrıca oyun zekası da Diagne’den kat kat fazla. Tabii bir de şut çekme özelliği var. Nitekim 88’de uzaktan çektiği şut, Galatasaray’a çok önemli bir üç puan kazandırdı. Haftaya, cezası biten Diagne’nin yerine santraforda yine Babel’i görmemizin sürpriz olmayacağını düşünüyorum.
Taylan da bu kötü zeminde mücadelesiyle ortaya tepki koyanlardandı ve takdiri hak etti. Aynı şekilde stoperler Donk ve Marcao da başarılı bir maç çıkarttılar. Kimi zaman rakip yarı sahanın ortalarında oyun kurarken gördüğümüz Donk, 84’de Fatih Terim tarafından santrafora çekildi. Nitekim dört dakika sonra geriden aldığı topu çok başarılı bir şekilde tuttu ve ardından da Babel’e gönderdi. Babel de bu pası güzel bir vuruşla filelere göndererek sarı- kırmızılıların çamur deryasından üç puan çıkartmalarını sağladı.
Feghouli’nin sakatlanıp erkenden oyundan çıkması da Galatasaray için bir handikap oluşturdu. Bununla birlikte onun yerine oyuna dahil olan Emre Kılınç da kötü bir performans sergilemedi.
Saracchi, çok mücadele etti ve ileriye oldukça fazla bindirme yaptı. Lakin diğer bek Linnes, vasatın oldukça altında kaldı. Hücumda çok fazla pas hatası yapan Linnes, pek çok atağın tamamlanmamasına ve takımının geri koşmak zorunda kalmasına neden oldu. Ayrıca aldığı pek çok topta da ileriye oynayacağı yerde geri dönerek takımının ve atağın hızını kesti.
Emre Akbaba da, yukarıda da belirttiğim gibi kötü bir performans ortaya koydu. Ancak buna rağmen 84 dakika oyunda kaldı! Belhanda maça iyi başladı ancak kötü zeminin etkisiyle dakikalar ilerledikçe oyundan düştü. Esasen bu tür zeminler Galatasaray gibi pas yapan, oynamak isteyen ve teknik oyunculara sahip takımlar için çok büyük bir dezavantaj. Nitekim sarı- kırmızılılar da bunu fazlasıyla yaşadılar.
74’de Kerem ve Sekidika’yı oyuna dahil eden Fatih Terim, son bölümde gol bulmak adına son kozlarını da oynadı. Donk’u santrafora çeken Fatih Terim, stoper bölgesine Luyindama’yı aldı. Tabii, rakip kaledeki hava toplarında da ondan faydalanmayı amaçladı.
Terim’in son hamlesi işe yaradı ve Donk- Babel işbirliği Galatasaray’ı galibiyete taşıdı. Bu şartlarda kazanılan üç puan çok büyük önem taşıyor. Klasik bir tabir ama Galatasaray gerçekten de Babel’in golü ile altın değerinde bir üç puan kazandı. Bu tür galibiyetlerin ve bu tür gollerin şampiyonluk yarışında çok büyük önemi var. 2019’da, yine santrafora çekilen Donk’un içinde olduğu pozisyonda Mitroglu’nun 90+5’de Akhisar’a attığı gol de böyle bir goldü ve o sezon şampiyonluğun kazanılmasında kritik bir rol oynadı. Bakalım bu sezonun sonunda Babel’in golü için de benzer şeyleri söyleyebilecek miyiz?