Sakat ve cezalı futbolculardan dolayı Konya’ya eksik bir şekilde giden Fenerbahçe’nin, sahaya nasıl bir kadroyla çıkacağı merak konusuydu. Aslında hemen herkesin tahmin ettiği bir on bir vardı. Tartışılan konu ise, bu on bir de Valbuena’nın mı, yoksa Aatıf’ın mı yer alacağıydı.
Lakin Aykut Kocaman, bütün tahminleri ve beklentileri alt üst eden bir kadroyla sahaya çıktı. Şaşkınlığı zirveye çıkaran bu kadroda santrafor bulunmazken, Valbuena ve Aatıf birlikte yer alıyorlardı. Orta sahada ise, oynamasına kesin gözüyle bakılan Ozan Tufan’ın yerine Oğuz Kağan Güçtekin şans bulmuştu.
Oğuz Kağan Güçtekin gibi genç yeteneklere, özellikle büyük takımlarda forma şansı verilmesini sonuna kadar destekliyorum. Ancak bir de gerçekler var. Sezona kötü başlayan Ozan Tufan, tam formunu bulmuşken kulübeye çekildi. Her ne kadar Fenerbahçe gibi bir takımın iki defansif orta saha ile oynamasını doğru bulmasam da, teknik direktör tercihi olarak saygı duydum. Ancak yine belirteyim, bu tercihi hiçbir zaman benimsemedim. Her ne kadar Fenerbahçe, bu tercih sonrasına denk gelen Sivasspor maçıyla birlikte arka arkaya galibiyetler alarak zirve yarışına ortak olsa da, bu başarıların temel nedeni Giuliano başta olmak üzere hücum hattındaki değişikliklerdi.
Kısacası, Josef De Souza’nın stopere geçmek zorunda kaldığı bu maçta forma Ozan Tufan’a verilseydi kanımca daha doğru olurdu. Çünkü Ozan Tufan, ikinci direğe yaptığı koşularla skora katkı sağlayabilen bir futbolcu. Bu nedenle Fenerbahçe’nin ataklarında önemli bir misyon üstlenebilirdi. Ayrıca sıra kendisine geldiğinde forma giyebileceğini bilmek onu motive ederdi. Oysa şimdi Oğuz Kağan Güçtekin’in bile arkasında olduğunu gördü. Bu durum Ozan Tufan’ı oldukça olumsuz etkileyebilir.
Esasen Fenerbahçe’nin kazanması gereken bir maça Oğuz Kağan Güçtekin - Mehmet Topal ikilisiyle çıkması taktiksel anlamda da hatadır. Ancak hatalar bununla da sınırlı kalmadı. Aykut Kocaman, Soldado’yu kulübede oturtup sahaya santraforsuz çıktı.
Aykut Kocaman’ın bu sansasyonel kadroyu sahaya sürmesinde Valbuena ve Aatıf konusunda yaşadığı kararsızlık etkili olmuş olabilir. Aykut Kocaman, geçen hafta ikinci yarıda oyuna girip sarı- lacivertlileri galibiyete taşıyan Valbuena’yı kulübede oturtmayı göze alamadı. Öte yandan Aatıf’ı da kaybetmek istemedi. Böyle olunca da, büyük ihtimalle ikisini birden oynatabilmek için böyle bir çözüm üretti.
Gelgelelim bu kadro, doğal olarak hiçbir varlık gösteremedi. Sarı- lacivertliler, maçın ilk yarısında topu adeta eveleyip gevelediler. En büyük şansları Konyaspor’un da kendileri gibi bir taktikle sahaya çıkmış olmasıydı.
Aykut Kocaman’ın yapması gereken, ikinci yarıya Oğuz Kağan Güçtekin’in yerine Ozan Tufan’ı, Aatıf ya da Valbuena’nın yerine de Soldado’yu oyuna almaktı. Ancak o, insanları bir kez daha şaşırtarak Soldado’yu Oğuz Kağan Güçtekin’in yerine sahaya sürdü. Bu değişikle birlikte altı futbolcunun yeri değişti. Fernadao’nun oyuna girişinde de buna benzer bir durum yaşandı. Sonuçta Fenerbahçe maçı üç farklı sistemle tamamladı.
Örneğin stoper Neto, maça Josef De Souza ile birlikte başladı. Sonra partneri Isla oldu. Maçı ise Mehmet Topal ile bitirdi. Bu arada stopere alınan Isla’nın hatasının Fenerbahçe’yi mağlup duruma düşürdüğünü de belirtmek gerekiyor.
Orta saha ise Mehmet Topal- Oğuz Kağan Güçtekin ikilisiyle başladı. İkinci yarıda Mehmet Topal’ın yanına Josef De Souza geçti. 85.dakikadan sonra ise Mehmet Topal stopere alındı ve Josef De Souza’nın yanına Alper Potuk monte edildi.
Bu şekilde saymaya devam edersem birkaç sayfa yazmam gerekir. Kısacası Fenerbahçe’de, birkaç futbolcu dışında herkesin yeri birkaç defa değişti. Ama sonuç değişmedi.
Aykut Kocaman, yapması gereken basit hamle yerine oyunu labirente çevirdi. Aykut Kocaman’ı anlamak zor. Takım belli bir sistem ve ivme yakalamışken ve iki takviye ile eksikliği kotarma imkanı varken bütün dişlilerle oynamak neden? Bazı futbol yorumcularının dile getirdikleri bir konu var. Konu şu, ‘’ medyamız yabancı teknik adamlara göre yerli teknik direktörlere daha fazla müsamaha gösteriyor. ‘’ Gerçekten de bu konuda düşünmek gerekiyor. Aykut Kocaman’ın bu maçta yaptıklarını Tudor veya bir başka yabancı teknik direktör yapsaydı tepkiler acaba nasıl olurdu? Yerli- yabancı ayırımına karşıyım. Önemli olan kalitedir. Tabii bu kalite yerli olursa mutlu olurum. Lakin bu konuyu dile getirenlerin haklılık paylarının yüksek olduğunu kabul etmek gerekiyor.