Malum, milli maç arasındayız. Milli Takıma futbolcu göndermeyen takımlar bu arayı iyi değerlendirmeye çalışıyorlar. Özellikle üst sıraları kovalayanlar ile ligde kalma savaşı verenler için bu ara çok önemli.
Aynı durum PTT 1. Lig’de yer alan İzmir takımları için de geçerli. Altınordu ve Göztepe kaybettikleri puanlarla Play Off yarışından biraz uzak düştüler. Bu iki takım en son birbirleriyle karşılaştılar ve alınan beraberlik ikisine de yaramadı.
Daha önce de değindiğim gibi Altınordu bir sistem takımı. Yakın planda büyük hedefleri yok. Zaten teknik direktörleri Hüseyin Eroğlu ile on yıllık sözleşme imzalamaları da bundan kaynaklanıyor. Kırmızı- lacivertliler bu sistemi devam ettirebilirlerse ileriki yıllarda adlarından çok söz ettirirler. Ancak şimdiden Seyit Mehmet Özkan sonrası için planlamalar yapılmalı ve kulübün başarısının kişilere bağlı kalmaması sağlanmalı.
Göztepe ise yine büyük paralar harcayarak önemli transferler yaptı. Fakat Metin Diyadin’in yerine göreve gelen Önder Özen de şu an için derde derman olmuş gözükmüyor. Öncelikle elindeki kadroyu doğru kullanamadığını düşünüyorum. Altınordu maçından sonra da yazdığım gibi Gosso dururken orta sahada Kerem’i oynatmak çok doğru bir hareket değildi. Aynı şekilde sahanın belki de en iyisi olan Mehmet Erdem Uğurlu, sol açık olarak her maç oynamalı. Ama bu futbolcuyu sol beke hapsetmek çok büyük haksızlık. Takımda yeteri kadar defans oyuncusu var. Ya da vardı. Fakat çoğu şimdi kadro dışı kaldılar.
Öte yandan Emre Aygün de sürekli on birde sahaya çıkmayı hak eden bir futbolcu. Defansta ise daha önce de defalarca belirttiğim gibi yönetim araya girip Giray Kaçar ile Önder Özen’in arasını yapmalı. Bu durum kadro dışı bırakılan diğer futbolcular için de geçerli. Play Off yarışının içerisinde olmak isteyen bir Göztepe’nin Giray Kaçar’ı kullanmaması rakiplerine büyük bir koz vermek anlamına geliyor.
Fakat en büyük dert Karşıyaka’da. 104 yıllık çınar 2. Lig’e düşmemek için mücadele ediyor. Oysa yeşil- kırmızılılar da aynı Göztepe gibi sezona büyük transferler yaparak şampiyonluk parolasıyla girmişlerdi. Fakat gerek takım uyumunun sağlanamaması, gerekse de yönetimsel problemler Kaf Kaf’ı ligin dibine demirledi. İkinci yarı öncesi yapılan yeni transferler uyum sorununun devam etmesini sağladı. Camia içerisindeki kavga bitmedi. Erdal Acar’ın kulübe maddi destek sağlaması ve bunun sonucunda doğal olarak yönetime müdahale etmesi, Karşıyaka’da İstanbul ve İzmir gruplarının çatışması sürecini doğurdu. Öte yandan sürekli teknik direktör değiştirilmesi de istikrarsızlığın bir diğer nedeni oldu.
Özetle, daha önce de belirttiğim gibi Karşıyaka bir takım olamadı. Futbolculara bakarsan her biri birer yıldız. Ama bir araya gelip bir takım olamıyorlar. Son haftalarda aldıkları sonuçlardan sonra da ligde kalmaları iyice zorlaştı.
Fakat imkansız değil. Karşıyaka’nın ligde kalması da, Göztepe ve ona göre daha az şansı olan Altınordu’nun Play Off’a kalmaları da imkansız değil. Bu milli maç arası çok iyi değerlendirilmeli. Benim özellikle Karşıyaka ve Göztepe teknik direktörlerine tavsiyem kadro tercihlerini tekrar gözden geçirmeleri.
Umarım İzmir adına futbolda kayıp bir yıl daha yaşamayız.