Zor günler yaşıyoruz yine. Orman yangınlarının acısı soğumadan sel vurdu bu sefer yüreğimizi. Azgın suların yuttuğu hayatlar, sönen ocaklar…
Tarifi imkansız acılar yaşıyoruz bir kez daha. Doğayla uyum içerisinde yaşamak yerine onunla inatlaşmanın sonuçları çok ağır oluyor. Ders alınmasını umuyoruz her seferinde. Bu son olun diyoruz ama olmuyor. Yine acı, yine keder…
Ve bir kez daha acının gölgesinde kaldı futbol! Oysa Büyük Altay’ın on sekiz yıl sonra döndüğü Süper Lig’deki ilk maçını daha farklı bir başlık ve daha farklı bir içerikle anlatmak isterdim.
Evet, güzel bir futbol ve farklı bir skorla muhteşem bir dönüş yaptı Süper Lig’e Altay. Üçlü savunmaya dayalı oyunu çok iyi oynadılar siyah- beyazlılar. Taktiksel disipline sıkı sıkıya bağlı kaldılar. Bu, özellikle savunmada daha net bir biçimde kendisini gösterdi. Elbette ki, kırk yaşındaki profesyonellik örneği İbrahim Öztürk’ün maestroluğunda!
Bekler hücuma çok fazla katkı verdiler. Nitekim ikinci golün asistini yapan Cebrail, üçüncü golde de başroldeydi.
Diğer taraftan yeni transferler fazlasıyla göz doldurdular ve takıma büyük katkı yapacaklarının sinyallerini verdiler. Özellikle Rodriguez, Pinares ve Bamba muhteşem oynadılar. Bilhassa da Pinares ve Bamba. Hele Bamba’nın ikinci golü, ligimizin çok üzerinde bir goldü. Nitekim Kayserispor defansı ve kalecisi de bir süre ne olduğunu ve nasıl olduğunu anlayamadılar!
Oyuna sonradan dahil olan Thaciano da iyi takipçiliğini golle sonuçlandırdı. Böylece yeni transferler skoru belirlemiş oldular.
Yeni transferler demişken kaleci Lis’i de unutmamak lazım. Polonyalı kaleci, güven veren bir görüntü sergiledi.
Kısaca Altay’ın dün izlediğimiz yeni transferlerinin doğru ve isabetli transferler olduklarını söyleyebiliriz. Bu nedenle de başta Mustafa Denizli olmak üzere emeği geçen herkesi tebrik etmek gerekiyor.
Esasen Mustafa Denizli’yi transferler dışında oyuncuların form durumları, fizik ve kondisyon açısından iyi halde olmaları, taktiksel anlamda iyi hazırlanmaları ve oyun temposu açısından da tebrik etmeliyiz.
Kayserispor karşısında izlediğimiz Altay, ilerisi için oldukça fazla umut verdi. Şu an için, ‘’ bu Altay çok can yakar ‘’ diyebiliriz.
Altay, yıllar sonra nihayet hak ettiği Süper Lig’de. Bir İzmirli olarak, İzmir’in yine yıllar sonra Süper Lig’de iki takımla temsil edilmesinin verdiği gurur da cabası. Yukarıda da belirttiğim gibi daha büyük bir coşkuyla yazmak isterdim Altay’ın on sekiz yıl sonra Süper Lig’deki ilk maçını. Daha büyük bir coşkuyla ifade etmek isterdim İzmir’in yıllar sonra Süper Lig’de yeniden iki takımla yer almasından duyduğum gururu. Ama yaşadığımız acılar karşısında anlamını yitiriyor bir oyun üzerinden hissettiğimiz duygular. Acıların gölgesinde kalıyorlar çaresizce…
Lakin, ‘’ görev ‘’in verdiği sorumlulukla yazıyoruz ve yazacağız umut dolu yazıları. Çünkü,
‘’ Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak ‘’
Yaşayacağız ve yazacağız ‘’ Acılara Tutunarak ‘’…