Galatasaray, oldukça eksik bir kadroyla çıktı Konyaspor karşısına. Kulübesi de aynı durumdaydı sarı- kırmızılıların. Bu nedenle oyuna müdahale seçeneği de sınırlıydı Galatasaray kenar yönetiminin. Gelgelelim sarı- kırmızılı teknik yönetim, o sınırlı müdahale şansını da yanlış kullandı. Sahada Galatasaray formasıyla yer alan oyuncu topluluğu da o formanın ve armanın hakkını veremedi. Kısacası sarı- kırmızılılarda, teknik yönetimden futbolculara kadar bir hata silsilesi mevcuttu. Esasen yenilginin temel nedenini de bu oluşturdu.
Olaya biraz daha geniş pencereden bakalım. Galatasaray’ın yenilgisi eksik futbolculara mı bağlanmalı? Konyaspor’un da önemli eksikleri vardı. Ama sahadaki yeşil- beyazlı oyuncu topluluğu, son ana kadar mücadeleyi bırakmadı.
Yoksa yorgunluğa mı bağlamalıyız sarı- kırmızılıların Konyaspor karşısında aldığı mağlubiyeti? Evet, bir yorgunluk seziliyordu Galatasaraylı futbolcularda. Ama aynı yoğun maç temposuna Konyaspor da maruz kalmıştı. İki takım da son maçlarını 2 Ocak Cumartesi saat 19.00’da oynamışlardı. Buna rağmen yeşil- beyazlı futbolcular, rakiplerine göre gözle görülür bir şekilde daha diri ve daha kuvvetliydiler.
Bu durumda Galatasaray’ın, düzenli oynayan ve oynamayan futbolcularının hepsini tam anlamıyla hazır tutamadığını ve fizik kondisyon açısından da sorunları olduğunu söyleyebiliriz. Oyuncu becerileri ve taktiksel anlamdaki sıkıntılar da cabası.
Esasen, önemli eksikler de olsa Galatasaray forması giyen futbolculardan daha farklı bir performans bekliyor insan. Lakin bırakın bu performansı, kenardaki teknik yönetiminden sahadaki futbolcusuna kadar akort tutmayan bir acemiler bandosu izledik sahada.
Hangisinden başlamalı, hangisini ön plana çıkarmalı bu acemiliklerin? Top kontrolü, pas tercihleri ve vuruşlar gibi futbolun temel konularındaki acemiliklerden mi, Konyaspor’un ilk golündeki kademe hatası ve bireysel acemiliklerden mi, iki sefer beraberliği yakalama şansı ele geçirilmesine rağmen yine acemice hatalarla yenilen gollerden mi, Emre Akbaba’yı 99 dakika oyunda tutan, Sekidika’yı sahaya sürmeyen, Babel’i de oyuna geç alan ve problem çözemeyen teknik yönetimden mi?
Açık konuşmak gerekirse Taylan ve belki biraz da Oğulcan dışında dişe dokunur kimse yoktu Galatasaray’da. Evet, Taylan da eski maçlarının biraz gerisinde kalmış olabilir. Ama en azından bir şeyler yaptı, mücadele etti. Kaleci Okan’ı da suçlamak belki biraz ağır olur. Lakin diğer isimler tam bir hayal kırıklığı yarattılar. Donk, en kötü maçlarından birini oynadı. Luyindama sakatlıktan hâlâ dönemedi. Çok ağır, çok hantal, zamanlama sorunu var ve bunların da etkisiyle çok yanlış müdahaleler yapıyor. Konyaspor’un üçüncü golüne neden olan penaltı pozisyonunda yaptığı gibi!
Emre Akbaba da her hafta biraz daha ivme kaybediyor. Konyaspor’un ilk golünde adamını kaçırmasından tutun da top kontrolüne, vuruşlarına, oyuna katkısına, fiziki durumuna kadar hep olumsuz şekilde göze battı. Buna rağmen Galatasaray teknik yönetimi onu maçın sonuna kadar sahada tuttu. Oysa hızını bildiğimiz Sekidika, her halde ondan daha kötü olamazdı! Veya hastalıktan yeni çıkmasına ve maç eksiğine rağmen Babel! Nitekim sahaya geç sürülen Babel, ileriye nisbeten hareketlilik getirdi ve Galatasaray’ın üçüncü golünün mimarı oldu.
Ömer Bayram oyunda hiç olmadığı gibi yaptığı faul golle sonuçlandı. Belhanda deseniz o da kayıplarda. Daha fazla sorumluluk alması ve özellikle böyle maçlarda yeteneğini sahaya yansıtması gerekiyor ama bekleyin ki beyefendinin keyfi gelsin de oynasın!
Diagne iki gol attı. İlk goldeki vuruşu güzeldi. Ama daha net iki pozisyonu kaçırdı. Son vuruşları hâlâ çok kötü.
Yaptığı ve yapmadığı değişikliklerle gündeme gelen Galatasaray kenar yönetimi, doğru isimler üzerinden bir değişiklikle oyuna müdahale etmek yerine sistemsel değişimlerde çözüm arayarak önce dörtlü defanstan üçlüye daha sonra da yine dörtlüye geçti. Doğal olarak da çözüme ulaşamadı!
Sonuç olarak Konyaspor iyi mücadele etti ve haklı bir galibiyet aldı. Galatasaray ise eksikleri ama özellikle Feghouli’yi çok aradı. Ve bir kez daha görüldü ki, Galatasaray’ın kadro derinliği uzun ligi çıkarmaya yetecek boyutta değil. Bu nedenle tüm imkanlar seferber edilip devre arasında transferler yapılması gerekiyor.