MURAT FEVZİ TANIRLI
MHK’de Yusuf Namoğlu’nun 3. kez başkanlığa geldiği 2016-17 sezonu sayfalarda altın harflerle yerini aldı. Yıllardır kangren olmuş şekilde süregelen yaklaşımları 1 sezonda altüst etmeyi başarmaları bu dönemin en büyük kazancıydı.
Süper Lig’de 2016-2017 sezonunu geride bıraktık. Kabul etmek gerekir ki hakem hataları açısından lig tarihinin en kötü dönemiydi. Kritik hata olmayan hafta sayısı yok denecek kadar da azdı.
Son düzlükteki başarılı maçlar ise MHK için hayata tutunma oksijeni gibiydi.Türkiye’de pek çok yönetici, futbolcu ve taraftarın hakemliğe bakış genetiğinde her daim senaryo üretmek vardır. Her sezonda kendi dünyalarındaki senaryolarını destekleyecek hatalar bulurlar ve “Bizi şampiyon yapmayacaklar, bizi bu ligde istemiyorlar, şu takımı itiyorlar, bu kadar hata tesadüf mü” önyargıları uçuşur gider.
Gelin görün ki Yusuf Namoğlu MHK’sının futbolumuza en büyük katkısı bu senaryoları üretenlerin tezlerini çürütmeleri oldu. Neden derseniz, takım ayırt etmeksizin yapılan hatalar o kadar fazla oldu ki nasibini almayan kalmadı. “En az hakem hatasına biz maruz kaldık” diye düşünen takıma bile yapılan hatalar hatırı sayılır seviyede. Diğer yandan hakemler ve yardımcı hakemler açısından baktığınızda “Biz böyle MHK görmedik” diyenler de hatırı sayılır seviyede. “Rosetti’yi görmüyoruz, acaba görevde mi?” diye merak edip sorandan, “Bir bakıyorsunuz 3-5 hafta evdeyim, bir bakıyorsunuz sonraki 6 hafta boyunca üst üste görevdeyim” diyene, MHK’nın bir türlü aklına gel(e)meyip unutulanlardan, hata yaptıkça ısrarla görevlendirilenlere kadar... Bu nedenle Yusuf Namoğlu’nun 3. kez başkanlığa geldiği 2016-17 sezonu milat olarak tarih sayfalarında
altın harflerle yerini alacak. Yıllardır kangren olmuş şekilde süregelen kulüp yaklaşımlarını ve taraftarın senaryolarını sadece 1 sezonda altüst etmeyi başarmaları sezonun en büyük kazancı.
Kimin lehine ya da aleyhine çok hata olduğunu ayrıştırmanın gerçekten zor olduğu bir sezondu. Hakemlerin görev beklentisi ve adalet sıkıntısında psikolojilerinin bozulması ise en büyük defolarıydı.
Çakır ve Avrupa
Dünya Kupası yarı finali, Şampiyonlar Ligi’nde final, Şampiyonlar Ligi’nde aynı sezonda 2 yarı final derken futbol seyircimiz de artık Cüneyt Çakır’ın hangi zorlu maçlara atanacağını tahmin eder oldu. Devler Ligi’ndeki Atletico-Real eşleşmesinden önce, “Çakır’a Avrupa’da hangi maç gelecek?” sorulu twitter anketimin sonucunda 4 maç içinden en yüksek oranı Madrid derbisi almıştı. UEFA, halkımızın sesine kulak verdi, Çakır ve ekibini Madrid’e gönderdi.
Hiç kart çıkarmayanlar ve kart çıkmayan maç sayısı
Kırk faul 59 dakika
Karabükspor-M.Başakşehir: Bir Premier Lig edasındaydı. 40 faulün olduğu bir maçta topun oyunda kaldığı sürenin 59 dakika olması ancak mucize ile açıklanabilir. 120 km ve 117 km. koşan iki takıma ve hakem Cüneyt Çakır’a bu sıradışı istatistik için teşekkürler.
Kartların rengi karıştıGeçen sezon Serkan Tokat’tan alışmıştık çift sarı kart ‘pardon’larına. Bu sezon da ilginç örnek yaşadık.
Fırat Aydınus’un yönettiği Antalya-Kayseri maçında saç rengi ve şekli aynı olan 3 oyuncu üzerinden başlayan 4 hakemin diyaloğu renkliydi. 7-8 dakika sürdü ve 2. sarısı hatalı tartışmaları içinde eğrisiyle doğrusuyla Charles atılarak çözüldü.
Bir derbiden akılda kalanlar
5 Şubat 2017, Beşiktaş-Fenerbahçe kupa derbisi...
İlk 10 dakikada 5 faul...
Tosic’le güreşe tutuşan ve kasığına basan Van Persie.
Hollandalı’nın tuzağına yenik düşen Tosic’in anlamsız kafası.
Önce oyna işareti yapıp sonrasında ise tarihe geçecek güzellikteki Lens’in golünü iptal eden Ali Palabıyık.
Van Persie’nin, Tosic’e bakarak şortu ve eliyle yaptığı hareket.
Tribüne doğru dil işareti yapan Van Persie.
Ofsayt bayrağına çıldıran F.Bahçe teknik kadrosunun saha içine girecek kadar tepkisi.
Forma şansı bulamayan yedek oyuncu Aras’ın saha içine girerek Lens’e hareketleri.
‘Sahada bir sen eksiktin’ dedirtecek bir seyircinin girişi.
Fenerbahçe yöneticisi Hasan Çetinkaya’nın yarılan başı ve dikişler.
Şenol Güneş’in bir kupa maçından sonra tepkilere istinaden 3 Temmuz’a göndermeleri.
Fenerbahçeli yöneticilerin hesap soran tweetleri.
Şenol Güneş’in Kjaer’in yanağını sıkması.
Fikret Orman’ın Süt Kupası tanımlamaları...
Sezondan ilginç notlar8. haftada Beşiktaş-Antalyaspor maçıydı. Siyah-beyazlılar, kendi yarı alanında Tosic’in kayarak yaptığı müdahalenin ardından topa sahip olup, atağa kalktı ve golü buldu. Faul tartışmaları fazlasıyla yapılırken eski hakemlerin cevapları ilgi çekiciydi:
AHMET ÇAKAR: Faul yok, hareket nizami.
ERMAN TOROĞLU: Faul yok, hareket nizami.
BÜLENT YAVUZ: Faul
MUSTAFA ÇULCU: Faul
MUHİTTİN BOŞAT: Faul
DENİZ ÇOBAN: Faul yok, hareket nizami.
Ah o atamalar
Bu sezonun en büyük derdi, hem hakemler açısından hem de dışarıdan gözlemleyenler açısından atamalardı. Ama öyle bir hafta var ki inanılmaz. Süper Lig’deki hakemine maç vermemenin karşılığı psikolojilerini bozmak oldu.
Nisan’ın 2. haftası:
A.Üsküdar-Fethiye: Barış Şimşek
Zonguldak Kömür-Karagümrük: Bülent Birincioğlu
Kastamonu-Ankaragücü: Tolga Özkalfa
Avrupa’nın 6 büyük MHK’sı neler yaptı?
Premier Lig, La Liga, Serie A, Bundesliga ve Fransa 1.Lig’de bu sezon görev yapan hakemlere ve düdük sayılarına baktığımızda tablo net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri, ligimizde 34 hafta sonunda oynanan maç sayısı 306 iken, Bundesliga dışındaki 4 büyük ligin 38 haftalık maraton sonundaki maç sayısı 380 oldu.
6 ülkenin kart ortalaması