GüreşSon dakika - Tokyo’da rekor gelebilir mi?

Son dakika - Tokyo’da rekor gelebilir mi?

11.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Gençlik ve Spor Bakanlığı kaç madalya beklediğimizi açıklamıyor. Kötü sürprizleri de göz önünde tutarak fısıltı halinde (12) sayısını dillendiriyorlar. Türkiye olimpik tarihinin madalya rekorunu kırabilir. Bu ne demek oluyor? En az 13 madalya oluyor.

Son dakika - Tokyo’da rekor gelebilir mi

ATTİLA GÖKÇE

Haberin Devamı

Olimpiyat Oyunları’nda ülkelerin kazandığı madalya sayısı çok önemli. CIO’ya göre resmi bir sıralama yoktur ama, her şeyi olduğu gibi madalyaları da dijital kültürün rüzgarına kapılarak oyunlardan önce sayanlar var. Bu alanda başarı gösteren araştırma şirketlerini de unutmamak gerek. Merak ediyorsanız, söyleyelim: Türkiye olimpik tarihinin madalya rekorunu kırabilir. Bu ne demek oluyor? En az 13 madalya oluyor. Spor tarihimizin en başarılı olimpiyatı Londra 1948’de toplam 12 madalya kazandık. Atina 2004 (11), Roma 1960 (9) ikinci ve üçüncü sırayı alıyor. Rio 2016 ise (8) madalya ile başarılı sayıldığımız organizasyon.
Önce yüksek sesle bir gerçeği açıklamalıyım. Gazete okumaya 1956’da Melbourne Olimpiyat Oyunları sırasında Milliyet ile başladım. O günden bu yana 65 yıllık tanıklığım var. Kanımca en iyi olimpiyat hazırlıkları Tokyo 2020 için yapıldı, yapılıyor. Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi (TOHM) sayısı 22. Burada 1000’den fazla kadın ve erkek sporcu, antrenörlerin gözetiminde yoğun eğitim ve antrenman programına katılıyor. Kafilede ilk defa 2 psikolog ve 3 fizyoterapist de görev alacak.
Gençlik ve Spor Bakanlığı doğrudan kaç madalya beklediğimizi açıklamıyor. Olası kötü sürprizleri de göz önünde tutarak fısıltı halinde (12) sayısını dillendiriyorlar. Fazlasını söylemiyorlar: Londra 1948’i tekrarlamak da başarıdır elbet.
Bizimkilerin “temkinli” yaklaşmasına karşılık dünyada yapılan hesaplamalar ne diyor? Haydi onlara bakalım..
Olimpik Madalya Tahmin tablosunda Türkiye 14 madalya ile rekora aday bir ülke: 4 Altın,4 Gümüş, 6 Bronz.
25 Haziran 2021’de güncellenen bir başka listede sporcularımızın madalya alacağı dallar şöyle sıralanmış: BOKS 2 Altın, GÜREŞ 1 Altın,1 Gümüş,2 Bronz, Taekwondo 1 Altın, 2 Bronz, CİMNASTİK 1 Gümüş,1 Bronz, KARATE 3 Bronz, JUDO 1 Bronz. TOPLAM: 15 madalya.
Bazı dallarda, örneğin boksta iki altın madalya beklentisinin kaynağı Paris’ten iki şampiyonlukla olimpiyat kotası alan Busenaz Sürmeneli ve Buse Naz Çakıroğlu… Normal bir tahmin. Ancak güreş, taekwondo, karate ve judoda bizim beklentilerimiz daha fazlası. Cimnastikte de altın hayallerimiz de var.
Farklı alanlaerda araştırma yaparak tahminler yayınlayan Gracenote ise sanal gerçeklikle uçuruyor bizi… 4 Altın 7 gümüş 15 bronzla genel sıralamada onikincilik. Güzel… Hiç şikayetimiz yok. Listeye göre Amerika 114,Çin 85, Rusya Olimpiyat Komitesi’nin “temiz” sporcuları 73, ev sahibi Japonya 59 madalya kazanacak…
Ülkelerin 2016 Rio’ya göre gelişim tablosunda ise 27 fazla madalya ile Hollanda birinci sırada yer alıyıor. İkinci ve üçüncü sırayı + 18’er madalya ile Türkiye ve Japonya paylaşıyor. Rus sporcular ise Rio’ya göre 17 madalya daha alacak.
“ Hadi hayırlısı… İnşallah!” dediğinizi duyar gibiyim. Hadi, alkışlarınızı da göreyim!

Haberin Devamı

Son dakika - Tokyo’da rekor gelebilir mi

Haberin Devamı

‘Bu senin hakkındı arkadaşım’
Pekin 2008’den bir öykü… Usain Bolt’un kazandığı erkekler 200 metrede ortalık karışır. Kulvar hatalarından dolayı diskalifiye kararları verilir. İki Amerikalı Shawn Crawford ile Walter Dix ikinci ve üçüncü sıraya yükselirler. Hollandalı Churandy Martina, yarışı kendi kulvarının dışında bitirdiği için Amerikan takımının itirazıyla diskalifiye edilir. Shawn Crawford, gümüş madalyasını Martina’ya verir. Küçük kağıda yazılı bir notla: “Zamanı geriye döndüremeyiz, biliyorum. Ama bu madalyayı almanı istiyorum. Çünkü senin hakkındı arkadaşım!” 2012’de Martina yine koştu, dereceye giremedi. Crawford’un madalyasını sordum: “O bana arkadaşımın armağanı. Zaten tek olimpiyat madalyam da o!” dedi.

Haberin Devamı

İşte kürsü adayları
Gracenot’un toplam 26 madalyalık listesine bakarak kürsüye çıkacak adaylarımızı yazmak ve tutturmak zor iş… Çocuklardan masum itirazlar gelebilir: ”Abi beni niye yazmadın!”. Yine de yazalım…
Atletizmde biri Yasmani Copello olmak üzere iki bronz bekliyorum.. Boksta Buse Naz Çakıroğlu ile Busenaz Sürmeneli altınları kapabilir. Cimnastikte İbrahim Çolak, Ferhat Arıcan, Ahmet Önder ve Nazlı Savranbaşı kürsüye çıkarsa şaşırmayın. Ben onlardan iki altın bekliyorum. Gümüş, bronz da olur. Minderle yatıp minderle kalkan güreş tutkunu dostum Yusuf Taşkan, 9 güreşçimizden de madalya bekliyor. Taha Akgül, Rıza Kayaalp ve Süleyman Atlı altın, Yasemin Adar ve Kerem Kamal gümüş, Süleyman Karadeniz’in adı da bronz için öne çıkıyor. Taekwondo’da Nur Tatar, gümüş ve bronzdan sonra üçüncü olimpiyatında altına ulaşabilir. Hatice Kübra İlgün ve Hakan Reçber de altın adayları. Hakan Reçber’in bir de ibretlik öyküsü var, yazacağım. Karatede üç kadın sporcumuz, Serap Özçelik Arapoğlu, Meltem Hocaoğlu, Merve Çoban 1 altın 1 gümüş çıkarabilir. Ali Sofuoğlu ve Uğur Aktaş da kürsüye çıkar. Judoda Kayra Sayit kadınlar 78 kiloda altın favorisi, 60 kiloda Mihraç Akkuş, ve üç sporcumuz daha kürsüye çıkabilir.

Haberin Devamı

Boşversene Pierre amca!
“OLİMPİYAT Oyunları’nda önemli olan kazanmak değil, katılmaktır; hayatta da zafer kazanmak değil mücadele etmek, fethetmek değil savaşmaktır önemli olan.”
1894’de Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ni (CIO) kuran, 1896 Atina ile modern olimpiyatları başlatan Fransız Baron Pierre de Coubertin söyledi bu sözleri. Amatörlüğü ve adanmışlığı anlatan önemli bir söz…
Neresinden bakarsanız bakın, günümüzde “aşılmış” ya da “geride kalmış” düşünceyi yansıtıyor bu sözler. Hukuktan mimariye, tıptan ekonomiye, ekolojiden sosyolojiye, teknolojiden iletişime kadar hemen her alanda yaşanan hızlı gelişmeler, elbette Coubertin’in saygı duyulması gereken mesajını da eskitti.
Artık ifadesiz, soğuk, heyecansız ama gerçeği yansıtan idealler ve amaçlar sıralanıyor. İnsanoğlunun olimpiyat oyunlarındaki yeni sloganı “Kazan, hem de altın madalya kazan!”
Gerçekten altın uğruna adanmış hayatların öyküleriyle dolu olimpiyat tarihi… Sporcular arasında dilden dile dolaşan bir sözü de unutmayalım; “O madalyayı kazanıp öleceğimi bilsem, yine de altın için savaşırım.”
O nedenle işte kapasitesini ölesiye antrenmanlarla geliştirmeye (!) çalışan, sonrasında ağır sakatlıklar ve hastalıklarla yaşam kalitesini kaybedip canından olan sporcular var. Neden kendilerini feda ediyorlar? Önce şöhret kazanıyorlar, toplum içindeki statüleri yükseliyor. Dahası ve dahası… Para yağmurlarında ıslanıyorlar. Devletin desteği ve markaların sponsorluğuyla sınıf atlıyorlar. Hadi, ölçüyü kaçıranları da anımsayalım: Altın madalya uğruna spor ahlakından, kendi sağlığından vazgeçip dopinge bulaşanlar da var. O kirli öyküleri de unutmadık, unutmayalım.
Altın madalya dedik… Teselli ödülleri de var elbet. Gümüş ve bronz madalyalar.. Şunu da dikkate alalım: Hiç bir sporcu gümüş madalya için mücadele etmez. Onların savaşı altın içindir. Eh, kaybedenin ödülü de gümüş olur. Bronz madalya ise aşkla, şevkle mücadeleyi sürdüren, kürsünün son basamağına çıkmak için inat ve ısrarla boğuşanın hakkıdır. Onur seremonisinde son basamaktan da olsa podyuma çıkarlar ve çok mutludurlar. Gümüş alanlar ise burukturlar.

Sen de ısır bakiim
Yerinde izlediğim Olimpiyat Oyunlarının sayısı 7... Hepsinde de beni güldüren bir gelenek var: Madalyaları ısırmak… Hadi altını anlarım, pritle kandırılmaya karşı Amerikan tarihinde “Altına Hücum” döneminden kalma bir alışkanlık… İlle de o poz istenir şampiyonlardan ama gümüşü ve bronzu ısırmak gerekmez. Zaten incecik bir kaplama… Yine de neşeli ve evrensel kürsü pozu. Hayır, memnunuz… Şikayetimiz yok!