Son dakika - Şansal Büyüka: Kaybedeceksek vuruşarak kaybedelim

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Bu Burak Yılmaz, geçtiğimiz sezon dünyanın en parlak, en pahalı iki oyuncusu Neymar ve Mbappe’yi ciddi anlamda kıskandırdı... Onları geçerek takımını şampiyonluğa taşıdı…
Bu Yusuf Yazıcı, bizi perişan eden İtalya’nın güçlü ekibi Milan’a sezon içinde, UEFA Avrupa Ligi maçında tam üç gol birden attı...
Bu Çağlar Söyüncü, futbolun beşiği İngiltere’de Premier Lig’in en iyi stoperlerinden biri olarak gösteriliyor...
Bu Merih Demiral, dünyada savunma futbolunun kralı olarak kabul edilen Juventus’ta forma giyiyor...
Bu Hakan Çalhanoğlu, İtalya’da top koşturmuyor, adeta at koşturuyor... Paylaşılamıyor...
Bu futbolculardan, hatta daha fazlasından kurulan Milli Takım bu kadar kötü olamaz...
Daha doğrusu bu kadar korkak olamaz...
Korkma... Oyna...
İtalya’ya çok saygı duyduk...
İtalya elbette saygı duyulacak takım ama biz saygıdan öte, peşinen teslim olduk...
Vuruşarak ölsek sorun değil; hiç direnmeden, oyunu, mücadeleyi ve maçı bıraktık...
Travmatik bir başlangıca rağmen halen umut var...
Yeter ki, önlemi abartıp korkuya kapılmayalım...
Hücum deyip, savunmayı boş bırakmayalım...
En zor becerdiğimiz işi; hem hücumu, hem savunmayı, ikisini birden yapalım...

En çaresiz maçımız
-Sağ savunmada Kenan Karaman, Zeki Çelik’in yanında ikinci sağ bek gibi oynadı, sağ ön boşboş kaldı...
-Sol savunmada, önde oynayan Hakan Çalhanoğlu hiç yardıma gelmedi, sol bek Umut Meraş ne yapacağını şaşırdı...
-Cengiz Ünder’le sadece bir şut atarak maçı bitirdik...
-Orta alanda, İtalyanların acımasız presi, bu alanın iki güçlü savaşçısı Ozan ile Okay’ı sindirdi...
- Orta alanın iki pas ustası Yusuf Yazacı ile Hakan Çalhanoğlu topu hiç tutamayınca saniyede bir atak yedik...
-Geri dörtlüden pas yaparak değil, dan-dun vurarak çıkmaya çalıştık ve her topu İtalyanlara attık...
-Gol için tek silahımız uzun top ve hızlı hücumdu... Bu topları Burak Yılmaz’a hiç atamadık...
-Çok uzun zaman sonra en silik, en kişiliksiz, en çaresiz maçı oynadık...

Roberto Mancini’ye teneke bağlamıştık!
Fenerbahçe, Adanaspor derken Joachim Löw’ü Türkiye’den kovduk... Adam o günden sonra Almanya Milli Takımı’na patron oldu... Avrupa ve Dünya şampiyonlukları kazandı...
Galatasaray’da Roberto Mancini çalıştı... Arkasına teneke bağlayıp yolladık... O Mancini, İtalya Milli Takımı’nın başına geçti, yıllardır adeta sürünen İtalyanlar, Mancini ile tarih yazmaya başladı...
Adamların yolu, yanlışlıkla Türkiye’ye düşmüş olmalı...

Bozuk para gibi harcadık
Dünya şampiyonalarının, Avrupa şampiyonalarının “açılış maçları“ rekor izleyiciye ulaşır… Dünyanın her yerinde izlenir… EURO 2020’nin açılış maçı Türkiye için bir şans, bir fırsattı…
Futbolcularımızı, futbolumuzu, kalitemizi göstermek, bütün dünyada saygı uyandırmak adına ele geçmez bir fırsattı… Bu fırsatı bozuk para gibi harcadık, harcandık...

Yeni ihalenin yeni talipleri
Fransa Ligi’nin yayın hakkını Amazon almış… Amazon da Netflix gibi Dijital bir mecra… Sanki klasik yayıncılık da, teknolojinin bu başdöndürücü değişimi ve gelişimi ile adres değiştiriyor gibi… Yıl sonuna doğru bizde yapılacak yayın ihalesinde bir bakarsınız Netflix, Amazon, hatta bizim sevgili Acun Ilıcalı’nın Exxen’i maçları almak için yarışabilir… Tabi ülkedeki internet ağı, dijital kanallar için yeterli olacak mı, ondan emin değilim...

Niyazi Akdaş büyük kazanç
Gençlerbirliği’nde Cavcav imparatorluğu bitti… Yeni başkan, rahmetli İlhan abi döneminin Başkan Yardımcısı Niyazi Akdaş oldu… Keşke şimdi değil, İlhan abiden sonra başkan olabilseydi… Belki bu gereksiz harcanan paraları ve Süper Lig’den düşüşü önleyebilirdi...
Niyazi Akdaş‘ı çok iyi tanırım… Yazlıktan kapı komşum, duvarlarımız bile bitişik… Çok köklü bir sanayici… Hem de ağır sanayi… Fazla anlatmaya gerek yok, tepeden tırnağa kalite ve rafine adam…
Yazlıkta site başkanlığı yaptı, büfede satılan tek çayın - kahvenin bile hesabını sorar, mali disipline çok dikkat ederdi… Gençlerbirliği’ni soyup soğana çeviren menajerlerin işi zor… Kapıdan içeri sokmaz… Gençlerbirliği’nin bir lirasını yedirmez… Gerçi paralar yenip bitti ama, en azından bundan sonrasında “soygun“a izin vermez…
Sadece Gençlerbirliği değil, Türk sporu çok önemli, çok değerli, çok rafine bir başkan kazandı... Yolu açık olsun...

Gençlerbirliği boşuna batmadı!
Değerli meslektaşım Atilla Türker, Ajanspor internet sitesinde “Gençlerbirliği nasıl çöktü“ başlığıyla ibretlik bir haber-yorum yazmış... Türker belgeli, bilgili yazar, yazılarının doğruluğu tartışılmaz …
Atilla Türker’in yazısına göre Gençlerbirliği’nin toplam 27 oyuncusunun 15’i sadece bir menajere ait... İnsaf, bir kulüp bir menajere bu kadar teslim olur mu? Kulüpler boşuna batmıyor, Gençlerbirliği örneklerden sadece biri.

Küdür Koyu’nu kim koruyacak?
Marmara Denizi’ne Allah rahmet eylesin... Yakında başka denizlerimiz için de rahmet okuruz, bundan hiç şüpheniz olmasın…
Bordum Yalıkavak‘ta Küdür Koyu var… Fok balıklarının yumurtlama alanı olduğu için koruma (!) altında… Bu koruma kitapta yazıyor, uygulamada asla yok…
Küdür Koyu’nda nisan - mayıs - haziran aylarında denizin 20 metre altından toplu iğneyi bulup çıkartırsınız… O kadar berrak bir deniz var... O denizin dibi temmuz - ağustos aylarında bulanıyor ve bırakın toplu iğneyi, denizin dibini bile göremiyorsunuz…
Niye böyle? Bir doğa gelişmesi mi, hiç sanmam… Temmuz - ağustos ile birlikte birbirinden büyük tekneler Küdür koyuna gelip ya tonoz atıyor, ya demir atıyor… Günlerce, haftalarca, hatta aylarca kalıyorlar… Yerlerinden bile kımıldamıyorlar…
Bu kadar uzun sürelerle çakılı kaldıklarına göre, teknenin mutfağından, bulaşık makinesinden, tuvaletinden çıkan atık sular ne oluyor, nereye gidiyor? Hiç şüpheniz olmasın denize gidiyor…
Bodrum Liman Başkanlığı’na başvurduk, kapı duvar! Güllük Liman Başkanlığı’na başvurduk, gene kapı duvar… İlçenin en yüksek makamından, en alt makamına kadar devleti temsil eden yetkilileri, sanki egemen güçlerden, yani milyon milyon dolarlık tenke sahiplerinden korkuyor gibiler...

2022’de yine seçim olur!
Galatasaray’ın içini çok iyi bilen, delegasyondaki gelişmelere hakim olan, “üst akıl“ olarak kabul ettiğim bir dostuma “seçim ne olur“ diye sordum… Dedi ki:
-Delegeyi tatmin eden aday çıkmadı… Buna rağmen Yiğit Şardan az oy alırsa Burak Elmas, Yiğit Şardan çok oy alırsa Eşref Hamamcıoğlu seçilir… Yani Yiğit Şardan, Burak Elmas‘ın oylarını bölecek...
-Galatasaray’da Fatih Terim’e kızanlar Yiğit Şardan’ın yanında saf tuttu… Abdurrahim Albayrak, eski başkan Adnan Polat’ın oğlu, Şardan’ın listesinde… Buna rağmen kazanması çok kolay değil...
- Kim seçilirse seçilsin, yeni başkan delegasyonun sadece % 25-30’unun oyuyla seçileceği için güçlü bir başkan profili sergileyemez...
- Kasa kolaylığı... Siyasi ilişkiler ve yakınlık... Futbol dünyası... Adayların hiçbirinde bu özellikler yok...
-Kim kazanırsa kazansın, 2022’de seçim olur...
- Ortada 5 aday içinde sadece bir liseli var… Liseliler meydanı bırakmamak adına konsolide olurlarsa Eşref Hamamcıoğlu’na ciddi bir avantaj sağlarlar...

300 milyon dolar borç ve 5 aday!
Galatasaray’da iddia o ki 300 milyon dolar borç var… Haziran sonuna kadar hemen ödenmesi gereken yüksek miktarlar var… Buna rağmen ortada tam beş aday var… Bu adaylar ballı böreğe değil, 300 milyon dolarlık borca talipler… Gerçekten anlaşılmaz ve ilginç bir durum…

Özlenmez mi?
Başkan adaylarından Yiğit Şardan, “Isıran bir takım, rakibe iki kişi basan bir takımı özlüyorum“ demiş… Ahh Yiğit Şardan ahh… Kim özlemiyor ki… Ama bizim ülkede o özlenen futbolu ne oynayan var, ne oynatan var…

Caulker ve Visca
Alanyasporlu Steven Caulker, müthiş sezonlar oynadı, ama geride bıraktığımız sezonu çok sıradan, bir önceki performansını aratarak bitirdi...
Başakşehirli Edin Visca çok uzun yıllar Süper Lig’e damgasını vurdu… Ama geride bıraktığımız sezon uzun süre sakattı ve dönüşünde asla kendini bulamadı… Bakıyorum bizim kulüpler Caulker ve Visca transeri için birbirleriyle yarışıyorlar… ”Bir bildikleri vardır“ diyeceğim ama her sezon bilmedikleri ortaya çıkıyor…

Maziyle yaşanmaz keyif yaşatsınlar
Trabzonspor üç kariyerli futbolcuyu transfer etti; Gervinho, Bruno Peres ve Hamsik…
Kariyerlerine uygun bir görüntü verirlerse çok iş yaparlar, kariyerlerine güvenip “maziyle“ yaşarlarsa, hayal kırıklığı yaratırlar ve yaşatırlar… Umarız; Trabzonspor’a ve futbol seyircisine futbol keyfi yaşatırlar…

Aboubakar’a kimse kızmasın
Beşiktaş’ta geçen sezon büyük iş yapan Aboubakar yıllık 6 milyon eurodan 3 sezonluk sözleşmeyi görünce, arkasına bile bakmadan Arap Çöllerine uçtu… Aboubakar’a kimse kızmasın, bu büyük para...
Ancaaak; Aboubakar parayı buldu ama Beşiktaş büyüklüğünü asla bulamaz… Tabi Beşiktaş da Aboubakar gibi bir golcüyü… Hem atan, hem attıran... Hem oynayan, hem oynatan...