30.03.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Formula 1 2019’dan sonra ilk defa yeni sezonu Avustralya’da açtı. 2022’den bu yana devam eden ve yer etkisi sistemi ile çalışan bu jenerasyon otomobiller için 2025 son sezon olacak. Dolayısıyla geliştirme çalışmaları açısından baktığımızda bu sezon, bu versiyon otomobillerin son yılı olarak gözüküyor. Gelecek sene hem otomobiller biraz olsun küçülecek hem de güç ünitesi anlamında yepyeni bir formülle içten yanmalı motor ve elektrikli hibrit sistemin neredeyse eşdeğer bir güç ürettiği ünitelere geçiş yapılacak. Dolayısıyla özellikle iddialı takımlar 2025 boyunca bir yandan mevcut otomobillerini hızlandırmaya çalışırken, diğer yandan 2026’daki yeni dönem için ciddi bir bütçe, kaynak ve zaman ayırmak zorundalar. Bu pencereden baktığımızda 2025’e kuvvetli bir otomobille başlamak büyük bir avantaj olacaktı.
MCLAREN ÇOK FORMDA
Nitekim geçtiğimiz sene 26 yıl sonra markalar şampiyonluğuna ulaşan McLaren-Mercedes takımı kış testlerinde de görüldüğü üzere, sezona en iyi otomobille başladı. Açılış yarışını geçen sezonun ikincisi Lando Norris kazanırken, Çin’deki ikinci yarışta bu kez takım arkadaşı Oscar Piastri zirvede yer aldı ve Norris ikinci sırayı aldı. İngiliz takımının otomobilleri ilk iki yarış itibari ile hem performans hem de lastik kullanımı açısından en iyi paket olarak gözüküyor. Ayrıca ayar anlamında otomobilin geniş bir çalışma aralığına sahip olması da takımın şansını arttırıyor. Sonuç olarak McLaren, ilk iki yarışta iki galibiyet, iki pol pozisyonu ve üç podyumla zirvede ayrıldı. Sezon böyle devam ederse, McLaren’in iki pilotunu belki de şampiyonluk için çekişirken görebiliriz.
FERRARİ'DE YİNE HÜSRAN
Bu sene ne yapacağı belki de en çok merak edilen takım Scuderia Ferrari idi. İstatistik olarak tarihin en başarılı takımı olan Ferrari’nin tarihin en başarılı sürücüsü Lewis Hamilton’ı transfer etmesi, bu senenin en flaş gelişmesi olarak gözüküyor. 17 senedir şampiyonluğa hasret kalan İtalyan ekibinin yeni transferi tam 40 yaşında.
İngiliz sürücünün sezon öncesi Maranello’daki fabrikada çektirdiği fotoğraflar bile milyonlarca görüntülenmeyr ulaştı. Hamilton’ın Ferrari’nin test pisti Fiorano’da kırmızı otomobille attığı ilk turlar, gerçekten binlerce seyirciyi piste çekmeye yetti. Hamilton’ı, takıma, otomobile, ekibe, ayarlara, stratejilere, güç ünitesine, operasyonel prosedürlere alışması gereken zorlu bir süreç bekliyor. Hamilton’ın takımda yedinci sezonunu koşan Charles Leclerc karşısında ne yapacağı, sezonun en çok merak edilen konularından birisi. Ancak bu yıldız sürücü kadrosuna rağmen Ferrari ilk iki hafta sonunda umduğunu bulamadı.
Kırmızı otomobiller Avustralya’da yavaş kalırken takımın seçtiği stratejinin yanlış olması daha da fazla puan kaybına neden oldu. Çin’de sprint adı verilen kısa yarış Hamilton’ın zaferi ile bitince İtalyan takımının taraftarları sevinmiş olsa da kırmızılar ana yarışta beklentileri yine karşılayamadı. Ancak beşinci ve altıncı olan Ferrari sürücüleri, yarıştan sonra iki ayrı teknik ihlalden dolayı diskalifiye edilince kırmızılar sezona büyük bir hayal kırıklığı ile başlamış oldu. İtalyan takımının otomobilinin yavaş ve sorunlu olması dışında, yıllardır tam anlamıyla ortadan kaldırılamayan strateji ve operasyon sorunları da Tifosi’nin canını sıkmaya devam ediyor. Ferrari, markalar şampiyonasında şu an beşinci sırada.
Mercedes, sessiz ve derinden…
Son üç senedir umduğunu bulamayan, sekiz kez markalar şampiyonu Alman takımı Mercedes ise yer etkisi çağındaki en iyi sezon başlangıcını yaptı. Hamilton’ın Ferrari’ye geçmesinden sonra takımın lideri konumuna yükselen George Russell, iki yarışta da fazla ekrana gelmeden, hata yapmadan, sessiz sedasız iki üçüncülüğü cebine koyarak sezona iyi bir başlangıç yapmış oldu. Mercedes’in diğer otomobilini kullanan 18 yaşındaki çaylak sürücü Kimi Antonelli ise Avustralya’da gerilerden gelip yükselerek, Çin’de ise stabil bir yarış performansıyla göz doldurdu ve iki yarışını da puan barajında bitirdi. Mercedes, an itibariyle McLaren’den sonraki en iyi otomobil gibi duruyor.
Red Bull’da büyük sorun var…
Geçen sezona on yarışta yedi galibiyetle başlayan, ancak sezon ortasından sonra otomobilde yaşanan problemleri bir türlü gideremeyen ve markalarda üçüncülüğe razı olan Red Bull, bu sezona da sorunlu bir başlangıç yaptı. Sürüşü çok zor ve çalışma aralığı çok dar olan otomobille, son dört yılın dünya şampiyonu Max Verstappen, Avustralya’dan bir ikincilik ve Çin’den bir dördüncülük çıkartmayı başardı. Ancak Hollandalı sürücünün yeni takım arkadaşı Liam Lawson, iki yarışı da çok kötü geçirip puan barajına dahi yaklaşamayınca, sezonun en erken takımdan ayrılan sürücüsü oldu. Yeni Zelandalı genç sürücü sadece iki yarışın ardından, tenzil-i rütbe ile Red Bull’un B takımı olarak adlandırabileceğimiz Racing Bulls’a geri gönderilirken, bu takımda dört yıldır yarışan Japon sürücü Yuki Tsunoda, sonunda ana takıma terfi ettirildi.
Özetle Liam Lawson için sadece on günde gelen iki kötü yarış hafta sonu performansı, genç sürücünün yıllardır hayalini kurduğu Red Bull koltuğunu iki yarıştan sonra kaybetmesine neden oldu. Red Bull’un acımasız genç sürücü programı kapsamında daha önceki sezonlarda Daniil Kvyat, Brendon Hartley, Pierre Gasly, Daniel Ricciardo, Nyck De Vries gibi isimler de sezon ortasında takımdan gönderilmişti. Sıradaki yarışın Japonya olması itibari ile bir Japon sürücünün büyük takımlardan birisinde yarışması ve Honda motoru kullanması sayesinde Suzuka’da büyük bir heyecan dalgası yaşayacağımız kesin. Bakalım Red Bull sene boyu otomobilini geliştirip problemleri giderebilecek mi ve Yuki Tsunoda, kullanımı zor ve sorunlu bir otomobilde Max Verstappen’e karşı neler yapacak?
Diğerleri neler yaptı?
Diğer takımlara baktığımızda ilk iki yarışta neredeyse herkesin inişler ve çıkışlar yaşadığını gördük. İlk yarışın yağmurlu geçmesi, ikinci yarışın ise sprint formatında koşulması, alışılmış bir hafta sonu rutini görmemizi engelledi ve sonuçlar da bu değişken şartlardan etkilendi. Formula 1’in efsanevi takımlarından Williams, Alex Albon ile sezona kuvvetli bir başlangıç yaptı ve şimdiden geçen sezon topladığı kadar puan almayı başardı. Racing Bulls iki yarışta da puan alacak kadar hızlı olsa da yanlış stratejiler dolayısıyla çok kan kaybetti. Amerikan takımı Haas, tecrübeli sürücüsü Esteban Ocon ve çaylak Oliver Bearmann sayesinde kendileri için önemli puanlara imza attı. Aston Martin’de şanssız Fernando Alonso bir kaza ve bir arıza dolayısıyla henüz finiş göremez iken takım arkadaşı Lance Stroll iki yarışta da ilk ona girmeyi başardı. Bahreyn’in en yavaş takımı Sauber, sezonun açılış yarışında Nico Hulkenberg’den gelen yedincilik sayesinde, şimdiden geçen sezondan daha fazla puan almayı başardı. Bahreyn testlerinde orta sıraların önlerinde gözüken Alpine takımı ise ilk iki yarışın ardından puan alamayan tek ekip.
Söz artık gençlerde…
Bu sezon öncesinde dikkat çeken noktalardan birisi de çaylak sürücülerin fazlalığıydı. Kimi Antonelli, Isack Hadjar ve Gabriel Borteleto, sıfır Grand Prix tecrübesiyle sezona başlarken, Lawson 11, Bearmann 3, Jack Doohan ise sadece tek bir startla yıla başladı. Altı yeni isim arasında en çok dikkat çekeni Antonelli olsa da Lawson hariç diğer gençler, iki hafta sonunda belli noktalarda dikkat dikkat çekmeyi başardılar.
24 yarış ve altı Sprint’den oluşan uzun sezonu, özellikle dört büyük takım arasındaki rekabet, otomobillerin gelişimi ve çaylakların performansı açısından büyük bir merak ve heyecanla takip edeceğiz.
'Uzak Şehir' dizisinin başarılı oyuncusu Atakan Özkaya verdiği röportajda samimi açıklamalarda bulundu.