06.11.2019 - 08:00 | Son Güncellenme:
ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
Fenerbahçe Kulübü’nün yaptığı yazılı açıklamada Türkiye Cumhuriyeti savcıları göreve davet edildi ve “Ligde operasyon var, kurgu var, örgüt var” şeklinde söylemde bulunanların 6222 sayılı yasaya göre suç işledikleri iddia edildi.
Türk futbolunda yıllardır, bazı yorumcular ve canı yanan kulüpler bu ifadeleri sıkça kullanıyorlar. “Örgüt var, kurgu var, midem bulanıyor, başım dönüyor” diyenler, bugüne kadar söylediklerinin altını dolduramadılar. İspat edemediler.
Buna rağmen bir kişi, bir kulüp, bir mesleki kuruluş, en önemlisi TFF, bu iddiaların sahiplerine, “İspat et, edemezsen yasal yollara başvururum” demedi, diyemedi.
TFF’nin asli görevi futbolu korumak ve geliştirmek olmasına rağmen, temelsiz, belgesiz söylemlerle futbolun marka değerine darbe vuranlarla ilgili en ufak bir yasal girişimi olmadı. Peki niye olmadı? Maalesef TFF, medyadaki güçlü figürlerden çekiniyor, hatta korkuyor. Arası bozulsun istemiyor. Eğer bu iddialarda bulunan kulüplerse, gene değişen bir şey olmuyor.
Gerçekten bu her hafta yeniden hortlayan ve dozu her geçen hafta biraz daha artan “Örgüt var, kurgu var, ligde operasyon var” iddialarını dinlemekten bıktık. İsim yok, belge yok, bilgi yok ama bu kadar ağır suçlamalar var...
Ey Futbol Federasyonu... Türk futbolunun marka değerini korumaktan bu kadar aciz misin? İddialar doğruysa, örgütün, kurgunun, operasyonun içinde olanları teşhir edip canına oku... Değilse ki, bugüne kadar asla isim verilemedi, ispat edilemedi, bu iddia sahipleri ile ilgili yasal gerişimde bulunmaktan korkma...
Maalesef TFF korkuyor... Futbolu yönetmeye, ileri götürmeye değil, idare etmeye çalışıyor. Kimden, neden korkuyorsunuz? Unutmayın korkunun ölüme faydası yok. Biraz yürekli olun da hem kendinizi hem futbolun marka değerini kurtarın.
VAR'da ne değişti?
-Trabzon-Göztepe maçında Sörloth-Titi mücadelesinde ciddi bir “penaltı” tartışması doğdu, VAR buna rağmen hakem Fırat Aydınus’u çağırmadı.
-Vedat Muriç’e, Kayseri stoperi Abdennour’un yaptığı bir penaltı pozisyonu var. VAR hakemi buna rağmen, maçın hakemi Arda Kardeşler’i monitörün başına davet etmedi.
-Kaleci Altay’ın son dakikalarda bir hava topunda rakibi Henrique’ye ciddi bir dizi var. VAR hakemi, bu pozisyonda maçın hakemini pozisyonu izlemesi için ekran başına çağırmayı düşünmedi.
-Bunlar gibi daha çok pozisyon var. Önceki haftalarda VAR’dan yılmıştık, son haftalarda “VAR neredesin?” diye feryat etmeye başladık. Ne değişti de her pozisyonda VAR’a giden hakemler, şimdi kader pozisyonlarında bile VAR’ı yok sayıyorlar?
Kardeşler ne olacak?
Beşiktaşlı Lajiç, hakem Suat Aslanboğa’nın omuzundan-kolundan çekti, kırmızı kart görmedi diye Suat Aslanboğa’nın hakemlik sözleşmesi iptal edildi. Kayseri maçında Fenerbahçeli Serdar Aziz, hakem Arda Kardeşler’in önünü kesip omuz attı, vaziyeti sarı kartla kurtardı. Bakalım bu sarı kart Arda Kardeşler’i kurtaracak mı, yoksa Suat Aslanboğa gibi bir son mu hazırlayacak?
Altay'a yakışmadı
Fenerbahçe kalecisi Altay, bu ülkenin yarınlarına damga vuracak çok önemli file bekçilerinden biri... Üstelik taraflı- tarafsız sempati duyulan bir kaleci... Böyle düzgün bir profilin Kayseri maçında Henrique’nin kasıklarına diziyle vurması ve kırmızı karttan hakem ve VAR hoşgörüsü ile kurtulması, kendisi ve takımı adına bir şans olabilir. Ama Altay’a yakışmadı. Yapma Altay... Bu sana ders olsun ve bir daha yapma Altay...
Duran top etkisizliği
Fenerbahçe’nin duran toplarını Emre kullanıyor. Dikkat ediyorum, Emre bu atışlarda topu yeteri kadar kaldırmıyor, genellikle rakip savunmanın rahatça müdahale edeceği yükseklikte kullanıyor. O zaman Fenerbahçe’nin uzun adamlarının topla buluşma ve vurma şansı kalmıyor, kornerler ve frikikler yeterli etkinliği ve tehlikeyi yaratmıyor.
Vedatsız asla golcü mutlaka
Muriç gibi bir futbolcuya can kurban... Ancak şampiyon olacaksan, makine gibi atan golcüye ihtiyacın var. Vedat o kadar çok yönlü oyuncu ki, aynı etkinliğini, aynı on birde bir golcü ile birlikte sürdürebilir.
Fenerbahçe’ye golcü lazım. Şaka yapmıyorum, ciddi söylüyorum. Bunu okuduğunuzda, “Vedat Muriç var” diye tepki gösterdiğinizi duyar, görür gibiyim. Ama ciddiyim; Fenerbahçe’ye golcü lazım...
Vedat Muriç’e saygılar, sevgiler... Fenerbahçe’nin bu sezon yaptığı en yararlı transfer... Merkezde oynuyor, çizgilere gidiyor, orta sahada mücadele ediyor, 30 saniye içinde rakip kalede şut atarken, aynı süre içinde gelip stoperlerinin arasından top çıkartıyor.
Böyle bir futbolcuya can kurban... Adam “ölümüne” oynuyor. Neyi var, neyi yok, her şeyi ortaya koyuyor. Bu özellikleri ve güzellikleriyle Fenerbahçe on birinde “banko” oynayacak adam Vedat Muriç... Haklı olarak oynuyor da...
Bereketli sezonu yok
Ancak Vedat Muriç, tam bir takım oyuncusu, iyi bir santrfor olmasına rağmen, kariyerinde gol adına “Bereketli sezonlar” yok. Zirveyi geçen yıl Rize’de yaptı ve 16 gol attı.
Bizim Süper Lig’de şampiyon olan takımlara bakın; golcüleri mutlaka 25-30 gol barajında oynuyorlar. Galatasaray son iki yılda şampiyon olurken, ilk sezonunda Gomis 30 gol attı. Geçen yıl Diagne ilk yarıda Kasımpaşa’da 20, ikinci yarıda Galatasaray’da 10 gol attı ve sezonu toplam 30 golle bitirdi. Bu sezon Falcao’nun sakatlığı nedeniyle gol konusunda Galatasaray’ın ne sıkıntılar çektiğini görüyoruz.
Beşiktaş’ın son iki şampiyonluğunda ilk yıl Mario Gomes’in 26, ikinci yılında Cenk Tosun-Talisca-Aboubakar üçlüsünün tam 42 gol attığını hatırlayalım. Bu sezon Burak Yılmaz bir sakatlandı, Beşiktaş kıvranıyor. Şampiyon olacaksan, makine gibi atan golcüye ihtiyacın var. Bu kesin...
Kayseri maçı örneği
Fenerbahçe son Kayserispor maçında rakip ceza alanına tam 40 defa girdi, tam 23 şut attı, adeta bir rekor kırdı ama tek gol atamadan maçı bitirdi. Fenerbahçe’de çerçeveye vurmayı alışkanlık haline getiren bir golcü olsa, iddia ediyorum, Fenerbahçe “sıfır” çekmek yerine 3-5 golle bu maçtan çıkardı. Şunu unutmayalım; ceza alanı içinde ve çevresinde çerçeveyi bulmak bir başka ustalık, bir başka alışkanlık...
Fenerbahçe’ye golcü lazım diye başlamıştım, gene öyle bitireyim. Peki golcü gelirse Vedat ne olacak diye düşünebilirsiniz. Vedat o kadar çok yönlü oyuncu ki, aynı etkinliğini, aynı on birde bir golcü ile birlikte sürdürebilir, golcünün biraz arkasında çok rahat oynayabilir. Üstelik üstündeki çok ağır yük de ciddi anlamda azalır.
Son sözüm şu: Vedatsız asla, üretken bir golcü mutlaka...
Çebi hayal satmıyor
Beşiktaş’ta sosyal medyadan kaynaklanan ve “hayal” edilirken, adeta “hedef” haline gelen Talisca’nın kiralanması konusunda Başkan Ahmet Nur Çebi, bütün kulüplere, bütün başkanlara örnek olacak gerçekçi bir tavır sergiledi.
Başkan Çebi, bu hayal “kartopu” gibi daha büyümeden, kulübün başına dert açmadan “Ben yalan söylemeyeceğime söz verdim, Talisca’yı alamayız” dedi ve sonu hüsranla bitecek rüyaya son noktayı koydu. Bu sezon dahil, çoğu kulübümüzün, sosyal medyanın etkisinde kalarak, taraftarlarına hoş görünmeye çalışarak, hesapsız-kitapsız, kulübü batırmaktan başka işe yaramayan ne transferler yaptığını biliyoruz.
Bu bakımdan Ahmet Nur Çebi’nin bu tavrını çok gerçekçi, çok doğru buluyorum. Bu tavır, seyirci ile kol kola girip transfer yapan kulüplere, kulüp başkanlarına ders olsun. Taraftarın isteğine saygılar ama ortada kulüplerin parasal gerçeği var. “Borç yiyen cebinden yer” diyeceğim ama, cepten de yemiyorsunuz. Kulüpleri milyonlarca dolar borca batırıp gidiyorsunuz.
Kötü hali buysa
Beğenilmeyen, bu kadar eleştirilen Galatasaray buna rağmen ilk 10 haftayı liderin bir galibiyet gerisinde tamamlıyorsa, düzelecek, kendine gelecek “iyi” bir Galatasaray zirveyi rahat kapar. Görüntü ve rakamlar bunu söylüyor.
Galatasaray’ı sezon başından beri beğenmiyoruz. Galatasaray iyi oynamıyor. Galatasaraylı futbolcular, giydikleri formayı yeteri kadar sahiplenmiyorlar, tutkuyla sarılmıyorlar. Galatasaraylı oyuncular kalitelerinin çok gerisinde kalıyorlar. Bunların hepsi tamam... Hepsi kabul...
Beğenilmeyen, bu kadar eleştirilen Galatasaray bugün lider Alanya’dan sadece bir maç uzaklıkta... Puan sıralamasında üstünde yer alan Sivasspor, Malatyaspor ve Fenerbahçe’den sadece bir beraberliğin yeteceği kadar uzaklıkta...
Galatasaray 10. hafta sonunda kendi üstünde olan Trabzonspor, Başakşehir gibi zirvenin iddialı takımlarıyla aynı puanda ve ancak averajla arkalarında...
Bu kadar “kötü” kabul edilen Galatasaray, buna rağmen ilk 10 haftayı liderin bir galibiyet, üstündeki diğer takımların bir beraberlik gerisinde tamamlıyorsa, düzelecek, kendine gelecek “iyi” bir Galatasaray zirveyi rahat kapar. Görüntü ve rakamlar bunu söylüyor.
30 yıllık asker selamı
Kayserispor’un hocası Bülent Uygun futbolculuk yıllarında attığı her golden sonra sevincini “asker selamı” vererek tribünlerle paylaşırdı. Bülent Uygun bu ülkede gol kralı oldu, her golünü asker selamı ile kutladı. Baktığınızda asker selamı bizim geride kalan 30 yılımızda var. Alışkanlığımız olmuş, hatta geleneğimiz olmuş. Asker selamı 30 yıldır suç değildi de şimdi mi suç oldu? Asker selamı nedeniyle UEFA tarafından 6 futbolcusu için disiplin soruşturması açılan Başakşehir, savunma yaparken, 30 yıl önceki Bülent Uygun’un asker selamı veren görüntülerini kullanabilir.
Koray’a dikkat
Trabzonspor’da Göztepe maçının son dakikalarında Koray adında, son derece düzgün yapılı, fiziği göz kamaştıran genç bir futbolcu oyuna girdi. Koray bir hava topunda öyle bir kafa şutu attı ki, tek kelimeyle mükemmeldi. Kaleci Beto’nun da mucize kurtarışlarından biri oldu bu kafa vuruşu...
Bir kafa vuruşu, bir futbolcuyu anlatır mı? Bana göre anlattı. Koray’ın yükselişi, belini geriye iterek güç alışı, çok darbeli bir kafa vuruşu yapması, iyi bir golcünün gelmekte olduğunun işaret fişeği gibiydi.
Dikkat çekenler
KASIMPAŞA’da bu fizik gücü ile Hajradinoviç oynamaz, Khalili oynar. İlhan Depe daha fazla süre almalı... Kasımpaşa’nın sertliğe ve dinamizme ihtiyacı var.
BEŞİKTAŞ, Antalya deplasmanının ilk yarısında 3-5 gol atacak kadar iyi oynadı. İkinci yarıda maçın sonunu zor getirdi. Beşiktaş’a fırtınalı dakikalarda paniği kesecek, takımı sakin sulara çekecek “kaptan” gerekiyor.
KAYSERİSPOR, Fenerbahçe karşısında iyi oynadığını düşünürse yanılır. Abartısız 8-10 gol yiyebilirdi, 1-0 kazandı. Böyle bir sonuç ancak 40 maçta bir olur.
SİVASSPOR haftanın en sağlam duran takımıydı. “Yiğidin hakkını Yiğido’ya” veriyor ve Sivasspor’u alkışlıyorum. Savunmasıyla, hücum anlayışıyla sahada çok sağlam durdu ve haklı kazandı.
GÖZTEPE’nin deplasmandaki Trabzon galibiyeti geldi, bir penaltı tartışmasına takıldı ve ikinci planda kaldı. Göztepe’nin ilk yarıda mükemmel ataklar yaptığı, ikinci yarıda Beto başta Titi, Alpaslan ve Mossoro ile ayakta kaldığı unutulmasın.