24.11.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
Türk futbolunda kulüp başkanlarının, hocaların, “Adalet istiyoruz, hakça yönetim istiyoruz” diye her maç sonrası bağırmalarına bakmayın. Kimse adalet istemiyor, kimse hakça bir düzen istemiyor.Herkes kendi adaletini arıyor. Rakibin adaletine saygı duymuyor, futbolun kurallarına değil, kendi çıkarlarına bakıyor. Öyle ki, bu ülkede mükemmel maç yöneten (onu da görmüyoruz ya) bir hakemin bile beğenilme şansı yok.Her başkan, her hoca; kendi lehine olan ve avantaj sağladığı bir hakem yanlışını asla görmüyor, görmek istemiyor, dikkate almıyor. Ama kendisi için; olmayan penaltının, faulden, hatta ofsayttan atılan golün verilmesini istiyor.Bugüne kadar “Bizim attığımız golde faul vardı ama hakem verdi” ya da “Kazandığımız penaltı yanlıştı” gibi bir ifadeyi herhangi bir kulüp başkanından ya da hocasından duydunuz mu?Bizim futbol dünyasında “çıkar var, kural yok.” İşin kötüsü, “çıkara dayalı düzen” her geçen sezon yoğunluğunu biraz daha arttırarak devam ediyor.Oysa Süper Lig’de, “Renklerin çıkarı değil, futbolun kuralı” egemen olmalı...
Kazançlar-kayıplar!
Pjaniç ve Alex Teixiera katılımı ile Beşiktaş, geçen sezona göre orta alanda zenginlik kazansa bile, fizik gücünü kaybetti, daha yumuşak, daha kırılgan oldu.
- Görüyoruz ki, Beşiktaş, şampiyon kadroya “Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olsun” diye üste dünya para verip yıldız oyuncular aldı ama bu girişim ters tepti. Beşiktaş’ın yenileri, yıldız oyuncu seviyesinde olmalarına rağmen, şampiyon kadronun fiziği- kimyası neyi varsa bozdular.- Kabul, Batshuayi büyük futbolcu... Ama bu kadar çok hasta olacaksa, bu kadar sık sakatlanacaksa, bir maç oynayıp üç maç yatacaksa, bana bir yararı olmayacaksa; ne yapayım ben Batshuayi’nin büyük futbolculuğunu...- Bir başka büyük oyuncu Pjaniç... O da büyüklüğüne yakışır tek maç bile oynamadı. Buna rağmen aşırı abartıldı, “Bonservisini alalım” muhabbetleri başladı. Şu gözlükleri çıkartın, gerçeği görün. Pjaniç Beşiktaş’a geldi, ancak büyük futbolunu henüz Başiktaş’a getirmedi, getiremedi.- Bir büyük daha; Alex Teixeira... Geride kalan yıllarda harikalar yaratan Brezilyalı... Henüz Beşiktaş formasıyla fiziği sıfır, kimyası sıfır, golcülüğü sıfır... Ayakta duramıyor.- Düşünün; üç dünya devi alıyorsunuz, Batshuayi, gene yok. Alex Teixeira yedek... Pjaniç birşey oynamadığı için hocası tarafından oyundan çıkartılıyor.- Üstelik geçen yılın şampiyon kadrosu orta sahadaki fizik gücüyle rakibini ezerdi, bükerdi, suyunu çıkarırdı. Pjaniç ve Alex Teixiera katılımı ile Beşiktaş orta alanı zenginlik kazansa bile, fizik gücünü kaybetti, daha yumuşak, daha kırılgan oldu.- Türkiye’de çok kötü bir alışkanlık var. Gelen futbolcunun adına, şöhretine, kariyerine tapıyor, oynadığı futbola, takıma ne katkı sağladığına bakmıyoruz.
Fatura lidere kesilir
Sergen Yalçın, Beşiktaş’ın Alanya’ya kaybetmesinden sonra “Her maçın sorumlusu benim... Bu maçın sorumluluğunu kabul etmiyorum” dedi. Ah hocam, keşke öyle olsa... Dünyanın neresinde olursanız olun, hangi işi yaparsanız yapın, fatura liderlere kesiliyor. İyide de, kötüde de...
Derbinin portreleri
Min-Jea Kim (Fenerbahçe): Her yerde sen, her şeyde sen... Sanki Süpermen...Kerem Aktürkoğlu (Galatasaray): Türkiye’nin sıradışı oyuncusu...Berke (Fenerbahçe): Derbinin gençlik ateşi...Morutan (Galatasaray): Asiste rağmen halen yoksun, ne zaman geleceksin?Cicaldau (Galatasaray): Küçük Hagi bu mu? Hagi sakın duymasın...Mesut Özil (Fenerbahçe): Mesut, Mesut olalı böyle mesut olmamıştır.Crespo (Fenerbahçe): Bir golle bir sezonu kurtardı.Berisha (Fenerbahçe): Gol atmadı ama Diagne golünü iptal ettirerek gol atmış kadar oldu.Fatih Terim (Galatasaray): Kırmızı kartı çoktandır unutmuştu. Hatırlaması iyi olmadı...
Kerem’e tebrik ve takdir
Bu gürültünün patırtının arasında karambole gitmesin. Fatih Terim ve ekibi başta olmak üzere, Kerem Aktürkoğlu’nu buldukları, kısa sürede hazırladıkları, Türk futboluna ve Galatasaray’a armağan ettikleri için tebrik ve takdirlerimi gönderiyorum. Bir tebrik de elbette Kerem’e... Bu kadar kısa sürede, potansiyelini müthiş geliştirdiği ve Türkiye’nin “sıra dışı” futbolcusu olma yolunda dev adımlar attığı için...
Başkan haklı ama...
Fenerbahçe’de Başkan Ali Koç ve camia, “Biz kötüysek, Beşiktaş ile Galatasaray bizden kötü, ama kimse bizim kadar eleştirilip, hırpalanmıyor” diyor. Puan cetveline baktığınızda bu görüş haklı... Fenerbahçe; Beşiktaş’tan 3, Galatasaray’dan 2 puan önde... Ancak bu puan avantajı, Fenerbahçe’nin şimdiye kadar yaptığı yanlışların üstünü örtmez.
Böyle bir başarı var mı?
- Bülent Korkmaz yönetimindeki Alanyaspor geride kalan 13 hafta içinde;
- İstanbul’da Galatasaray’ı yendi.
- İstanbul’da Fenerbahçe’yi yendi.
- Alanya’da Beşiktaş’ı yendi.
- Trabzon deplasmanında yenilmedi. İstatistikler böyle bir başarıyı yazıyor mu?
VAR’a teslim olmayın
Türkiye’de bu VAR sistemini uygulamayı beceremedik. Özellikle bu sezon açıkça ortaya çıktı. Hakemler maçları yönetmiyor. VAR hakemleri yönetiyor.Hakemler o kadar çok işin kolayına kaçtı ki, kendi gördükleri, rahatça verecekleri ya da vermeyecekleri pozisyonda inisiyatif almıyor, topu VAR’a atıyorlar.Kendinizi bu kadar VAR’a teslim ederseniz, hakemlikte yok olursunuz. Bunu unutmayın...
Kalitesi kazandı
Bakmayın farklı kazandığına, Trabzonspor’un iyi maçlarından biri değildi. Buna rağmen kalitesi ile kazandı. Gaziantep karşısında Bakasetas ve Hamsik’in yokluğunda orta alan resmen çöktü. Düşünün, Gaziantep, ligin en iyi takımı Trabzonspor karşısında tam 14 korner kullandı, üç top direkten döndü, en az dört pozisyon çizgilerden, kale sahasından çıkartıldı. Trabzonspor’un bu kadar baskı yiyip sıkıntıya düştüğü maçı ilk defa izledim. Buna rağmen 3-0 kazandı. Bu da kaliteli kadronun marifeti...
Arslanboğa’nın torpili nereden?
Her dönemin hakemi Suat Aslanboğa, hangi maçı yönetirse, o maçtan bir skandalla çıkıyor. İşin garip tarafı MHK’ler gelip geçiyor, Suat Aslanboğa her daim gözde... Çok merak ediyorum, bu Suat Aslanboğa’nın nasıl bir torpili var ki, bu kadar ölümcül hatalara rağmen halen patlamıyor.
Helalleşme olmaz!
Gaziantep’in hocası Erol Bulut, Trabzonspor maçı sonrası “Hakem yönetimine hakkımızı helal etmiyoruz” dedi, haklı... Maçın hakemi Suat Aslanboğa daha 4. dakikada bariz gol şansından Vitor Hugo’ya kırmızı kartı nasıl gösteremedi, inanamadım. Bu “helalleşme” işi son günlerde moda ama bu pozisyondan sonra, zaten helalleşme olmaz.
Güzel goller haftası
- Crespo (Fenerbahçe)- Ruben Riberio (Hatayspor)- Djaniny (Trabzon)- Diedhieu (Alanya)- Kerem Aktürkoğlu (G.Saray)- Paku (Konyaspor)- Akintola (A. Demirspor)- Babacar (Alanya)- Mahmut (Başakşehir)- Gulbrandsen (Başakşehir)
Haftanın portreleri
- Munir (Hatayspor): Üç puan, üç golü atanlarla değil, takımın tutanıyla geldi.
- Ruben Riberio (Hatay): Süper Lig’in en az Bakasetas kadar etkili orta sahası...
- Bünyamin (Antalya): İyi oynarken bir hata yaptı, takımı yaktı.
- Kappel (Altay): Sorumluluk sıfır... Kendine değil, takıma oyna...
Hangi dağda kurt öldü?
Geride kalan hafta takımlar sahaya, “Korsan yayın suçtur, bu suça ortak olmayın” yazılı pankartlarla çıktılar. Şu havuz sistemi kurulduğundan beri ilk defa, kulüpleri, yayıncının yanında gördüm. Gözlerime inanamadım. Hayrola, hangi dağda kurt öldü?
Appindangoye aranıyor
Sivasspor’un son 6 haftada 4 beraberliği, 2 mağlubiyeti var. Çok iyi kadroya sahipler, kötü de oynamıyorlar. Ama, evindeki maçlar dahil, kazanamıyorlar. Böyle bir Sivasspor’a biz alışkın değiliz, Rıza Hoca alışkın değil, Sivasspor taraftarı hiç alışkın değil... Bu kötü seri için çok şey söylenebilir ama, benim gözüm sürekli, bu ligin en iyi bir-iki stoperinden biri olan Appindangoye’yi arıyor. Eksikliği o kadar fazla hissediliyor ki...
Geç kalmanın faturası...
Emre Belözoğlu ile 5 maç, 15 tam puan... Bu hesaba göre; Başakşehir Yönetimi, Aykut Kocaman ile daha erken vedalaşsa, Emre Belözoğlu ile daha erken buluşsa, takım bugün Trabzonspor ile zirvede kol kola olabilirdi. Geç kalmanın faturası ağır oldu.