FenerbahçeSamuel Holmen: Fenerbahçe'den önce Beşiktaş'la anlaşmıştım!

Samuel Holmen: Fenerbahçe'den önce Beşiktaş'la anlaşmıştım!

02.03.2021 - 11:32 | Son Güncellenme:

Kariyerini Elfsborg'da sürdüren Samuel Holmen, İsveç basınına verdiği röportajda Fenerbahçe'ye transfer olmadan önce Beşiktaş'la anlaşmaya vardığını söyledi.

Samuel Holmen: Fenerbahçeden önce Beşiktaşla anlaşmıştım

Süper Lig'de yedi sezon boyunca forma giydikten sonra altyapısından yetiştiği Elfsborg'un yolunu tutan Samuel Holmen, ülkesi İsveç'te yayım yapan Svenska Fans adlı internet sitesiyle oldukça geniş bir röportaj gerçekleştirdi. Fenerbahçe'ye transfer olmadan önce Beşiktaş'la anlaştığını itiraf eden 36 yaşındaki futbolcu Türkiye günleriyle ilgili olarak şunları söyledi:

Haberin Devamı

"BEŞİKTAŞ'LA ANLAŞMIŞTIM!"

"Başakşehir'e transferim çok belirsiz bir şekilde gerçekleşti. Menajerim kulüple temas hâlindeydi ve bana çok ciddi bir ilginin olduğunu söyledi. Abdullah Avcı, tarzımı beğeniyormuş ve bana kafasındaki oyun planına uyacağımı söyledi. Kendimi çok güvensiz hissetmiştim. Evet, bu bir fırsattı ama içimde çok uzak bir ülkeye, çok daha iyi bir lige ve bana ne kadar inandığını gösteren bir antrenörün yanına gitmenin heyecanı vardı.

Fenerbahçe'ye transferim, kariyerimdeki en çok gurur duyduğum başarıdır. Buna milli takımda oynadığım maçlar da dahil. Elbette çok büyük bir olaydı. Başakşehir ile kontratım 2013 yazında sona ermişti. Ancak pek çoklarının bilmediği bir şey var ki o da Beşiktaş'la söz kesmiş olmamdı. Fenerbahçe'yle görüşmeden önce her şey bitmiş gibiydi. O sırada çok sevindiğim bir şey oldu ve transferim suya düştü. Fenerbahçe de bunu öğrenince harekete geçti. Açıkçası böyle olduğu için mutluyum.

Haberin Devamı

Geleceğim konusunda artık patron bendim. Yeni bir takıma gitmek için hazır olduğumu düşündüm ve bir sonraki sezon nerede oynayacağımla ilgili kaygı duymaktan kaçındım. Fenerbahçe'ye transferim gündeme gelince antrenman tesislerini ziyaret ettim ve teknik direktör Aykut Kocaman ile görüştüm. İstedikleri her oyuncuyu alabileceklerini ama bana talip olduklarını söylemesi gerçek olamayacak kadar güzeldi."

"İKİSİ DE ÇOK BÜYÜK EGO!"

"Kocaman, beni takımın inşasında kullanmayı arzuluyordu ve oyun stilimi beğeniyordu. Her şey fantastikti ve ben de tatile çıkmıştım. Sonrasında kendisi istifa etti ve yerine farklı fikirlere sahip olan yeni bir hoca geldi. İşler benim düşündüğüm gibi gitmedi çünkü beni takıma alan Aykut Hoca'ydı. Sezon başladı ve ben de çok az forma şansı bulabildim. Yabancı sınırı nedeniyle lisansımın çıkması zaman aldı. O yıl fazla oynayamasam da kariyerim boyunca en iyi iki sezonumdan birini geçirdiğimi söyleyebilirim. Zira şampiyon olmuştuk ve çok iyi bir takımdık.

Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman'ın transferimle ilgili anlaşmazlık yaşadıklarını düşünmüyorum. Böyle bir şey benim kulağıma geldi. Tersine Aziz Başkan ile çok iyi bir ilişkim vardı ve kendisi beni beğeniyordu. Ancak iki ismin de egosu çok yüksek. Netice itibarı ile aralarında bir şey yaşandı ve bunun üzerine Aykut Hoca görevinden ayrıldı. O sırada İsveç'teki evimdeydim ve Kocaman'ın istifa ettiğine dair pek çok mesaj aldım. Benim için sportif bir yokuş olmuştu ama tüm bunları gururla anıyorum. Davranışlarım, şans bulduğumda gösterdiğim performans ve moralimi yüksek tutmam sayesinde herkesin saygısını kazandım.

Haberin Devamı

Fenerbahçe'deki beklentiler beni hiç kaygılandırmadı. Gözümün içine bakan, bana takımdaki rolümü ve etrafımda kimlerin oynayacağını anlatan bir hocaya sahiptim. Bu sihirli bir şeydi ve daha iyisi olamazdı. Ancak yeni antrenör, bana Kocaman'ın gözüyle bakmadı. Ligin ilk maçları oynanırken lisansım yoktu ve oynayamıyordum. Yine de en sonunda şampiyonluğa ulaştık."

"AZİZ YILDIRIM BİZİ AZARLADI!"

"Konyaspor'da yalnızca Kocaman'ın teknik direktör olduğu sezon forma giydim. Kendisi, bana her zaman büyük bir güven duydu. Bu da hem benim hem de takımın güzel bir yıl geçirmesini sağladı. Eğer Fenerbahçe'de kalsaydı neler olabilirdi diye hep düşünmüşümdür. Onun güdümünde sergilediğim performansı muhtemelen Fenerbahçe'de de gösterirdim.

Haberin Devamı

Beni en çok etkileyen teknik direktörün Avcı olduğunu söylemeliyim. Eğer yalnızca Fenerbahçe'de oynadığım dönemi hesaba katarsak Kocaman'ın adını veririm. Bana güveniyordu, görev veriyordu ve en güçlü yanlarımı sergilemem için şans sunuyordu. Eğer size bu kadar inanmayan bir hocayla çalışırsanız ihtiyaç duyulduğunda hiç istemediğiniz pozisyonlarda oynayabilirsiniz. Ben, daima iki yönlü bir orta saha oldum. Avcı ve Kocaman da kendi mevkiimde oynamama izin verdi.

2-0 öndeyken 3-2 kaybettiğimiz Konyaspor maçının ardından Yıldırım'ın bizi azarladığını hatırlıyorum. Başkanın meşhur patlamasını ilk kez görmüştüm. Fakat bu maçı aştık ve nerede yanlış yaptığımızı gördük. Ligin son ayında şampiyonluğu zaten garantilemiştik ve idmanlar geldiğimizde eğleniyorduk. Sonrasında tatil dönemi geldi ve sanki altı ay sürdü."

Haberin Devamı

"BAŞKAN PATLADI VE..."
"Sezon önce teknik heyet ve yönetimle beraber hedeflerimizi belirlerken yaşadığımız komik bir olay aklıma geldi. Oynayacağımız tüm maçların altına kaç puan alacağımızı yazıyorduk. Örneğin evimizdeki Kasımpaşa mücadelesi ve Galatasaray deplasmanından üç puan alacağımızı belirtenler vardı. Bazıları ise tam tersini söylemişti. Sonrasında Aziz Yıldırım patladı ve "Biz Fenerbahçe'yiz ve her maçı kazanacağız." dedi. Bunun üzerine her karşılaşma için üç puan yazdık. Ardından bunun imkansız olduğunu anladık ama daima kazanmak için oynamamız gerektiğini düşündük. Galibiyetten başka bir sonuç kabul edilemezdi. Kadıköy'deki kutlamalar, hayatımın en güzel anılarından biri. Statta binlerce taraftar vardı. Çok çok iyi bir takımdık.

Fenerbahçe'de oynadığım dönemde bende en çok iz bırakan maç evimizdeki Sivasspor karşılaşmasıydı. Takımımın formasını ilk kez giyiyordum ve çok iyi oynamıştık. Ben de çok iyi bir performans sergilemiştim. Lisansımın çıkarılıp çıkarılmayacağı konusunda pek çok gelişme yaşanmıştı ama mücadeleden önceki gece Ersun Hoca yanıma gelerek her şeyin hazır olduğunu ve ertesi gün formayı giyeceğimi söylemişti.

Türkiye'ye ilk gelişimde Süper Lig pek tanınmıyordu ama bugün durum böyle değil. Yeni statlara sahipler, kalitesi daha yüksek ve bu sayede Türk futbolu iyi oyuncuları bünyesine çekmeye başladı. Eskiden tüm hayatınız boyunca iyi liglerde top koşturduktan sonra iyi bir para karşılığında Türkiye gibi uzak ülkelere giderdiniz. Şu anda ise herkes fanatik taraftarların önünde oynamayı arzuluyor. Türk kulüplerinin stratejisi de doğru oyuncular yerine büyük isimleri transfer etmek."

"BÜYÜK İSİMLER HAYAL KIRIKLIĞI YARATIYOR"
"Fenerbahçe'nin şu anki politikasını beğeniyorum. Daha önceden kariyerinde düşüşe geçmiş oyuncular alınırdı. Şimdiyse genç yaşlarda enteresan futbolcular transfer ediliyor. Örneğin bu sezon 18'den 35 yaşa kadar pek çok oyuncu kadroya dahil edildi. Eskiden kulüp, taraftarların açlığını büyük isimleri getirerek giderirdi. Şimdiyse gözlerini Kasımpaşa'da oynayan Mame Thiam gibi iyi oyuncular için açıyorlar. Kendisi, herkes tarafından tanınmayabilir ama kendisini daha çok geliştirme şansına hâlâ sahip.

Yüksek maaşlar karşılığında imza atan ve genellikle de hayal kırıklığı yaratan yaşlı ve büyük oyuncular, yönetim ya da hocanın istifasını isteyen taraftarların tepkisine neden oluyor. Şimdikilerse her zaman başarılı olmak zorunda değil. Herkes bir noktada düşecektir. Ancak bu, yapılan transferlerin iyi düşünüldüğü gerçeğini değiştirmiyor."

"ŞENOL GÜNEŞ'İ SEVMEDİM!"
"Fenerbahçe, kadrosundaki büyük futbolcularla çok büyük bir kulüp. Kabul etmek gerekir ki bu da süre almayı zorlaştırıyor. Kulüpteki ikinci yılım öncesinde Aykut Hoca benimle yeniden temasa geçti ve Konyaspor'a gitmeye karar verdim. Futbol anlamında da çok başarılı bir sezon geçirdim. Futbolcular düzenli oynamaya ihtiyaç duyar. Bütün sezon yedek kulübesinde oturmak hem kariyeriniz hem de kişiliğiniz açısından uygun olmaz. Fenerbahçe'de yalnızca birkaç maça çıkarak maaşımı alabilirdim. Ancak henüz gençtim ve üç sene kulübede oturduktan sonra kimse beni almak istemezdi. Gelişmem için oynamam gerekiyordu. Ben de bunu istedim. En çok memnuniyetsizlik duyduğum transferim ise Bursaspor'aydı. Şenol Güneş'i sevemedim ve kendisiyle anlaşamadık.

Başakşehir'den ayrı kaldığım sürede takım fantastik bir yolculuğa çıkmıştı. Küçük bir kulüp, taraftarı olmamasına rağmen artık büyükler arasında değerlendiriliyordu. Her yıl şampiyonluk yarışının içindeydiler. Kulüpteki pek çok kişiyi tanıyorum ve kendileriyle olan irtibatımı hep korudum. Konyaspor ile sözleşme uzatmam için bazı görüşmelerim olmuştu ama İstanbul'a geri dönmek istedim. Başakşehir de beni aldı. Orada çok güzel zamanlar geçirdim. Gelişimime katkı sağlayan, heyecan verici bir takımdı. Benim için döngüyü tamamlamak gibiydi."

"BURSASPOR EN BÜYÜK PİŞMANLIĞIM!"
"Başakşehir'in en büyük gücü, yıllarca aynı yönetim ve aynı hocayla çalışılmasıydı. Transferlere başkan değil, teknik direktör karar veriyordu. İyi işleyen bir organizasyon vardı ve oyuncuları geliştirmek için gerekli süreye sahiplerdi. Dış baskılar nedeniyle Türkiye'de sabırlar çok çabuk tükeniyor. Bu da büyük bir problem. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray gibi çok fazla taraftarı olan kulüpleri anlayabiliyorum. Antrenörün takımı oturtmaya çalışırken aldığı sonuçlar da önemseniyor.

Türkiye'de birkaç yıl daha oynayabilirdim diye düşünüyorum. Bununla birlikte İsveç'e dönmek istemiştim. Sözleşmemin devam etmesine rağmen Başakşehir'den ayrılabilmem muhtemelen kulüple olan ilişkilerim sayesinde mümkün olabildi. Kariyerimi sonlandırdığımda Başakşehir'de gözlemci olarak ya da başka görevlerde çalışmak da planlarım arasında.

Kendimle ilgili konularda duygusal değilim. Neticede bir karar veriyorsunuz ve en iyisini yapmaya çalışıyorsunuz. Ancak geriye dönme şansım olsaydı Bursaspor'a evet demezdim. Başakşehir'e kiralanmak gibi başka seçeneklere de sahiptim. Benim için zorlu bir süreçti. İkinci kızım dünyaya gelmişti ve ailem İstanbul'da yaşıyordu. Bense Bursa'da çok yalnızdım. Belki de kariyerimin en kötü yılıydı. Hava taksisiyle haftada iki üç kez Bursa ile İstanbul arasında gidip geliyordum. Sivasspor Başkanı birkaç kez beni transfer etmeye çalıştı. Şayet Türkiye'de birkaç yıl daha kalsaydım oraya gidebilirdim. Fakat kariyerimi Elfsborg'da bitirmek istedim. Tamamı ile evime dönmeye odaklanmıştım."

Samuel Holmen: Fenerbahçeden önce Beşiktaşla anlaşmıştım