20.09.2022 - 15:36 | Son Güncellenme:
Galatasaray'ın efsane solaklarından Cevad Prekazi, Türk futbolu ve kariyeri ile ilgili birçok konuda dobra dobra açıklamalarda bulundu. İşte eski Sırp futbolcunun sorulara verdiği yanıtlar...
- Fenerbahçe’den teklif aldınız mı?
- Aldım, Galatasaray’daki 3. yılında kontrat görüşmeleri yaparken teklif geldi. Fenerbahçeli yönetici bana çek çıkardı ve istediğin rakamı yaz dedi. Ama Galatasaray ile kontrat yapacağımı olmazsa görüşebileceğimizi söyledim. Ama o sene Eskişehirspor ile oynanan maçta tribünde neler neler oldu. Eve geldiğimde eşim ağlıyordu. Neden ağladığını sorduğumda ise bana, "Galatasaray’dan, bu taraftardan ayrılma. Gerekirse bedava oyna" dedi.
Eşim öyle söyleyince benim için orada bitti iş. Eşim olmasaydı ben belki giderdim. Belki. Çünkü o zamanlar bazı yöneticilere kırgındım belki Fenerbahçe olmazdı ama başka bir Avrupa kulübüne de gidebilirdim .Ama gitmedim ve bu kararımdan hiçbir zaman pişman olmadım. Benim için her zaman tribünler en önemlisiydi. Galatasaray taraftarını çok özledim.
- Galatasaray için oynarken çokça eleştirildiniz. Eleştirilerden etkileniyor muydunuz?
- Hayır, etkilenmiyordum çünkü ben kendimi çok iyi tanıyordum ve biliyordum ki geldiğim zaman Galatasaray’a tarihindeki en büyük piyangoydum.
-Yani Galatasaray sizin için bir geri adımdı.
- Çok büyük bir geri adımdı fakat hemen alıştım çünkü ben futbolsuz yaşayamam. Üç aşkım vardı babam, futbol ve eşim. Babam olmasaydı futbol, futbol olmasaydı eşim olmazdı.
- En sevdiğin Galatasaray tezahüratı?
- Seni sevmeyen ölsün. Bu tezahüratı duyduğumda benim vücudum konuşuyor kendiliğinden geliyor.
- Futbol kariyerinizde en çok hangi dönemde zorlandınız?
- Steaua Bükreş ile ilk maçımız, maçtan sonra bütün vücudum boşalmış gibiydi, turu geçemediğimize inanamıştım. En büyük suç Mustafa Denizli’nin idi. Taktik hata yaptık. Tedbir alsaydı biz kesin final oynardık. O zaman çok zorlanmıştım. Namağlup şampiyon olamadığımız sene de çok zorlanmıştım, hak etmiştik ama şampiyon olamamıştık. O şampiyonluk bizimdi.
- Mustafa Denizli’yi hayatınızda nereye koyarsınız?
-Hiçbir yere.
- Galatasaray, Neuchatel Xamax eşleşmesini nasıl çevirdi, ana faktör nedir?
- İlk maçta olaylar çıktı, olaylardan sonra abuk subuk iki tane gol yedik. Biz o yenilgiyi hak etmemiştik. Maçtan sonra karşı takımdan arkadaşım geldi ve bana her şeyi abartarak anlattı. Ona rövanşı beklemesi gerektiğini ve turu geçeceğimiz söyledim. İkinci maçta 5 gol atarak kazandık çünkü kendimize çok inanmıştık. Futbolda inanç olmazsa hiçbir şey olmaz. Teknik, taktik hiçbir şey yok o maçta.
- En iyi anlaştığınız forvet Tanju mu futbol hayatınızda?
- Evet, Tanju bir gol makinesiydi. Hayatta anlaşma farklıdır futbol da farklıdır. İdmandan sonra ben, Tanju ve Tugay birlikte antrenman yapardık. Tanju gibi forvet bulmak zor, ama buldun mu karşı takıma geçmiş olsun. İnanılmaz gol vuruşları vardı.
- Monaco’ya attığınız golden sonra ölümsüz olduğunuzun farkında mısınız? Çok büyük kariyerinizin bu gole sıkıştırıldığı hissine kapılıyor musunuz?
- Hayır. Bu gol sadece Galatasaray için değil Türkiye içindi. Ben bir daha aynı golü denedim fakat olmadı. İstedim ama olmadı. O zamanlar Türkiye neydi biliyor musunuz? Yurtdışında ikinci sınıf gibi görüyorlardı. Bu gol Türkiye’nin ben de varım, geliyorum demesiydi. Galatasaray bir Avrupa takımı oldu ve yurt dışında Galatasaray’ı herkes tanır, Galatasaray’ı diğer takımlardan ayıran bu. Trabzonspor bu sene gidemedi. Beşiktaş, Liverpool’dan 8 yedi. Fenerbahçe Manchester United’i en iyi zamanında yendi ama bir galibiyetle bu işler olmaz. Kupa kazanması gerekiyor.
- Hagi’nin sol ayağı mı daha iyiydi, sizinki mi?
-Onun şansı gençken Romanya’dan dışarı çıkmasıydı fakat ben çıkamadım kanunlardan dolayı. Beni Avrupa’nın en iyi teknik direktörü ve en büyük kulüpleri istedi. Hagi yurtdışına ilk çıktığında İtalya 2. veya 3. Ligi’ne gitmişti. Hagi çok yetenekli ama Hagi’deki şans bende yoktu. Ben Hagi’den her bakımdan daha iyi bir futbolcuydum. %100.
- Galatasaray’da işler sizin için ne zaman kötü gitmeye başladı?
- 3. sözleşme yenileme görüşmesinde. Benim alacağım vardı ve bana iki tane çek verdiler. Bana o güne kadar çek vermemişlerdi, nakit vermişlerdi. Çek nasıl kullanılır bilmiyordum, bana anlattılar ve aldım. Paramı çekmeyi 3 kere denedim ama hiçbir şekilde parayı çekemiyordum. Aradım ama yönetim telefonu açmadı. Ben de onları mahkemeye verdim. O çeklerde 135 bin mark alacağım vardı. Çok kalbim kırıldı. Adnan Polat kulübe ilk geldiğinde konuştuk, bana takımı mahkemeye verme ben sana parayı vereceğim ve jübile yaptıracağım dedi. Ben futbolu bırakmak istemiyorum dedim. Biz sana para verir, jübile yaptırırız dedi. Ona her şeyin para olmadığını söyledim. Jübilede ısrarcı olunca takımdan ayrıldım çünkü top oynamak istiyordum. Yugoslavya'da savaş çıkınca futbola olan konsantrasyonumu kaybettim ve bıraktım.
- Mustafa Denizli ile aranız neden açık?
- Ona sormalı, bana değil.
- Ne zaman aranız ilk kez açıldı?
-Rapid Wien maçından önce. Sezon öncesinde beni yardımcısı aracılığıyla konuşmaya çağırdı. Gittim ve üçümüz konuşmaya başladık. Benden yardımcı olmamı istediğini; çok iyi bir futbolcu olduğumu söyledi. Anlaştık ama "Bana 100.000 mark hediye edin çünkü ben neredeyse bedavaya oynadım, bana bu parayı hediye edin" dedim. "Tamam" dedi. Ama Mustafa Denizli bana verdiği sözü tutmadı. Eşime sezon öncesi kampa gitmeyeceğimi söyledim ama o bana gitmem gerektiğini söyledi. Ben de kampa katıldım. Sonra Rapid Wien ile oynadığımız ilk maçtan önceki son idman bitince eve gittim. Bana verilen söz tutulmadığı için oynamayacağımı söyledim.
'RESMEN ÜZERİME İFTİRA ATIYORDU'
Maçı Galatasaray kazandı ve maçtan sonra Mustafa Denizli’nin arkadaşı Hıncal Uluç gazetede benim aleyhimde 2 sayfalık yazı yazmış. Öbür gün idmana gittiğimde Simoviç ile Mustafa Denizli’nin odasına gittik ve derdimizi anlatmaya başladık. Mustafa Denizli bize bağırmaya başladı. Ona bana bağıramayacağını söyledim ve "Bonservisimi verin, gideceğim" dedim. Aşağı indik ve Mustafa Denizli beni yine odasına çağırdı. Bana neden böyle yaptığımı sordu ve havalimanında iki tane hostesi arabama aldığımı söyledi. Resmen üzerime iftira atıyordu, siyah bir Mercedes’e bindiğimi söylüyordu ama benim arabam siyah Mercedes değildi. Ona sözümü tuttuğumu ama onun tutmadığını söyledim. Başkan neden böyle olduğunu sordu, "Mustafa Denizli’ye sorun" dedim.
- Beşiktaş mı Fenerbahçe mi daha zor bir rakipti?
- Daha zor maçları Beşiktaş’la oynardık.
- Tarihte neyi değiştirirdiniz?
-Dünyayı, vize falan her şeyi kaldırırdım. Sevgi ve saygılı bir dünya kurardım.
- Birlikte oynadığınız en iyi futbolcu?
- Yusuf ve Tugay.