Yıllar önce Londra'da Ahmet İbrişim isminde bir arkadaşım vardı. Eşi İrlandalı, kendisi de Beşiktaş Kongre üyesiydi. Sofraya oturduk yemek yiyorduk. İçerdeki odalardan devamlı bir ses geliyordu: 'Şampiyon Beşiktaş, En büyük Beşiktaş'. Hiç durmadan bu ses tekrar ediyordu. Ahmet'e içerde kimin olduğunu, bu sesin nereden geldiğini sordum. O da elimden tuttu, sesin geldiği odaya götürdü. Bir baktım harika gri bir papağan. Devamlı aynı şeyleri tekrarlıyor. Hayran oldum o papağana ve o günden sonra gerçekten papağanlara olan sevgim on kat arttı.
Şimdi bizim futbolun içindeki papağanlara bakıyorum... Resmen çıldırmışlar. İnsanları birbirine düşürmek için bütün güçleriyle uğraşıyorlar. Geçen hafta Galatasaray-Eyüpspor maçı oynandı. Bir hafta önce cümbür cemaat başladılar 'Eyüpspor maçı verecek' diye... Üç futbolcusu bilerek sarı kart görmüş. Sakatlanan diğer üç futbolcusu ise oynamamak için numara yapıyormuş. Ben böyle bir vicdansızlık görmedim. Her neyse maç bitti, bu sefer hakem Galatasaray'ı kolladı teranelerine geçtiler.
Bu sefer de aynı papağanlar 'Efendim Sivasspor-Galatasaray maçında Sivas'ı katledecekler' demeye başladı. O da yetmedi, Beşiktaş, Fenerbahçe'ye maçı verecekmiş. Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? İnsanları nasıl töhmet altında bırakıyorlar. Şimdi düşünüyorum Galatasaray, Eyüpspor karşısında iki topu direkten döndü, yüzde yüz diyeceğimiz dört golü de kaleci kurtardı. Ya o toplar gol olsaydı? İki takım da yanmıştı, Arda Turan antrenörlüğü bırakırdı ve sanal alemde bu papağanlar her türlü lekeyi iki kulübe de sürerlerdi.
Peki buna kim dur diyecek? TFF Başkanı'nın bir sözü aklıma geliyor: 'Sportif başarıyı sahada arayanların hizmetkarı olurum. Saha dışına çıkanlar da karşısında beni bulur.' Bu sözler havada kaldı herhalde, uçtu gitti.
Gelelim MHK'ye... Orta hakem Oğuzhan Çakır hangi maçı yönettiyse hep problem oldu. Bu arkadaşın vücut dili, kalitesi, yeteneği büyük takımların maçını yönetmek için yetersiz. VAR hakemi Erkan Engin, hani penaltıyla alakası olmayan bir pozisyonda penaltı verdirip, 'ben bu penaltıyı inisiyatifimle verdim' diyen hakem. Onur Özütoprak, Emre Malok... Bu hakemler kimden bu gücü alıyorlar? Her maçta hata yaptıkları halde ısrarla yine görev veriliyor.
Gelelim kulüp yöneticilerine... Sizin verdiğiniz her demeç ortalığı daha çok geriyor. Bu demeçlerle hiçbir şeyi düzeltemezsiniz, bunu bilmeniz lazım. Sadece taraftarları birbirine düşürüp karışıklık yaratırsınız. Bunu siz de biliyorsunuz. Bunun sonu nasıl bitecek? Futbolumuz daha ne kadar kirletilecek? İnanın merak ediyorum. Bütün Avrupa'ya rezil oluyoruz.
Beşiktaş'ın sorunu antrenör değildi
Her kulüpte zaman zaman sorunlar yaşanır. Büyük kulüpler ise bu krizleri çabuk atlatır. Beşiktaş Hollandalı teknik adamı gönderdi, gitmesi için de dünya para verdi. Ben bunu saçma buluyorum. Yönetimsel sorun yaşayan bir kulüp hocasını neden gönderir onu anlayamadım. Bu karışıklıkta teknik direktör olarak kim gelirse gelsin başarılı olma şansı var mı? Bana göre yok. Olay futbolcularda bitiyor. Şu an bütün futbolcular toplantı yapıyormuş. Başkan gitti, antrenör gitti sıra bize geldi diye...
Cumartesi günü büyük bir derbi oynanacak. Sakın kimse Beşiktaş o maçta sallanır diye düşünmesin. Şu kara bulutları dağıtmak için herkes sahada farklı bir Beşiktaş görecek. Büyük bir ihtimalle yapılacak seçimde gelecek olan başkan 6 aylığına kulübün başına geçecek. Devre arası yapılacak transferler de pek bir şeyi değiştirmez. Esas seçim haziranda. Bunun için artık söz futbolcularda. Hepsi de bunu çok iyi biliyor. Şu dakikadan sonra Beşiktaşlıyım diyen herkes mevcut takıma daha çok sahip çıkmalı.