01.10.2008 - 02:08 | Son Güncellenme:
YUSUF KOBAL
Fenerbahçe’nin “bıçak sırtı hali” devam ederken çıktığı Dinamo Kiev maçı, bundan sonrası için birçok şeyin çözümü olacak bir kurtuluş maçı gibiydi. Her kesimden destek vardı takıma ama ya inanç? Bu nedenle Fenerbahçeliler için çok ağır maçtı.
Sağımıza solumuza bakıyorduk, endişeli suratlardan başka bir şey göremiyorduk. Seyirci, son dönemin başarısız Fenerbahçe’sine olabildiğince sahip çıkıyordu. Destek, oyuncuların içindeki inancı körükleyecek tek şeydi ve buna fazlası ile ihtiyaç vardı.
Fenerbahçe’nin bu ruhsalı aslında dramatikti.
Bu ortamda Kiev, sağlam savunma yapan, duvar ören hali ile, özellikle sol tarafını kullanarak Fenerbahçe’nin üzerine geliyordu. Gerçi ikinci yarıda bu gelmeleri de olmayacaktı ama.
Aliyev, hayli hareketli, teknik ve çabuk oyunu ile takımını ortadan yönetiyor, ceza sahasına yaptığı baskı ile de pozisyon hazırlamaya çalışıyordu. Kısır bir ilk yarının ardından ortaya çıkan tablo, sadece Fenerbahçe’nin duran bir toptan elde ettiği pozisyon ve kendi iki oyuncusunun ters hareketleri ile yaşadığı endişelerdi.
El Kaddouri, Aliyev ve Ninkoviç’in saldırgan oyunları, Fenerbahçe’nin sağındaki Gökhan ve Kazım’ın önünü tıkayan durumdu. Fenerbahçe’nin orta alanı yine ağır oyun kurma girişimleri ile baskıyı oluşturacak durumu yaratamıyordu. Bu tablo 80 dakika sürdü.
Fenerbahçe gol yemediği için bu dakikaya kadar beklenti hep düşü kurulan gol olunca, olanca pozisyon kısırlığına rağmen heyecan da bitmedi. Oysa maç mücadele dozu yüksek olmasına rağmen, tatmin edecek bir izlence olamıyordu.
Güiza, alışageldiğimiz üzere ileride baskı kurarak top kapmaya çalışsa da, kendini gole götürecek fırsatı yakalayamadı. Alex, durgundu ve sakatlanıp çıktı. Maldonado yanar söner oyunu ile sakatlıktan çıkan Edu ise hırsı ve hataları ile dikkat çekti.
12. dakikada Edu’nun kale önündeki ters vuruşu, geçen yılın “Kendi kalesine goller ve asistler” talihsizlikleri hatırlatıyordu.
16’da ise Alex’in kullandığı serbest atışta Edu kafa vuruşunu istediği gibi yapamaşınca top dışarı gidiyordu.
35’te Volkan’ın iki ıskası, yürekleri ağza getirse de, boşta kalan topu Bangoura, dışarı atıyordu.
49’da Güiza’nın kale önüne çevirdiği topu Alex, önündeki iki savunmacıya rağmen şutluyor, ama top dışarı gidiyordu.
Aynı dakikada yine Güiza’nın kalabalık savunmanın arasına, Alex’e verdiği top, bu oyuncunun şutundan önce kaleci Bogush’a, sonra da karambolden dışarı gidiyordu.
Kazım’ın 88. dakikada attığı sert şut, kaleyi tutmuyor, maç 0-0 sonuçlanıyor, bu sonuç kimseyi tatmin etmiyordu.
MAÇIN RÖNTGENİ
Kırılma Noktası
ÜÇ POZİSYON
Fenerbahçe, beraberliği hedefleyen bir Dinamo Kiev bulunca karşısında pozisyon üretmekte zorlandı. Ukrayna temsilcisinin defansını geçemeyen sarı-lacivertli takım, ikinci 45 dakikanın başında Alex ve Emre ile iki gollük vuruş olanağı buldu, ama sonuç alamadı. Ancak son 15 dakikada genelde temposunu düşüren Dinamo Kiev’in bu zaafı ortaya çıkmışken, 88. dakikada gol şansı Fenerbahçe’nin ayağına geldi. Ancak Colin Kazım elverişli durumda çok kötü vurdu. Belki vurmayıp pası düşünse, 3 puan kapısın açılacaktı. İşte bu pozisyon kırılma noktasıydı.
Maçın Adamı
DIAKHATE
Dinamo Kiev defans ağırlık bir düşünce ile sahada yer alınca, elbetteki defans oyuncuları da ön plana çıktı. Senegalli Diakhate bu oyun sonucu parlayan oyuncu oldu. Sarı-lacivertli takımın bütün hava toplarını başarıyla önleyen Kievli futbolcu, müthiş savaştı ve sahanın en iyisi olarak göze çarptı.
Maçın Hakemi
ACEMİLİK ÇEKTİ
Avusturyalı hakem Thomas Einwaller, Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçı olmasının acemiliğini yaşadı. Faul ve kart uygulamalarında çelişkili kararlar verdi. Vukojeviç ile Lugano’ya üst üste yaptıkları faullere rağmen kart gösteremedi. Dinamo Kievli oyuncuların Fenerbahçe akınlarını engelleme amacındaki taktik faullerine önlem alamadı. İlk yarı sonunda sarı kartlı El Kaddouri’nin Güiza’ya yaptığı topsuz alandaki faulde ikinci sarı karttan kırmızı göstermeliydi.
MAÇTAN NOTLAR
Taktikler Carlos’tan
Maç öncesi Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos, karşılaşma ile ilgili Kazım’a taktikler verdi. Brezilyalı futbolcunun, tercüman yardımıyla Kazım’a özellikle oyun alanının çizgiye yakın bölümlerini göstererek bir süre konuşma yaptığı görüldü.
Babacan yıkıldı
Teknik Direktör Aragones, Dinamo Kiev maçında kaleyi Volkan Demirel’e teslim etti. Karşılaşmadan bir gün önce düzenlediği basın toplantısında son iki maçtır kaleyi koruyan Volkan Babacan’ı yanında oturtan İspanyol hoca, sürpriz bir kararla Volkan Demirel’e görev verdi. Aragones’in bu tercihi Babacan’ı bir hayli üzdü.
Dikmen unutulmadı
Migros kale arkası tribünündeki taraftarlar, Galatasaray’ın UltrAslan taraftar grubunun lideri Alpaslan Dikmen’in unutmadı. Dikmen’in vefatı nedeniyle, sarı-kırmızılı taraftarlara hitaben, “Acınız, acımızdır” yazılı pankart açtı.
Edu’dan dalya
Ligin ilk haftasında oynanan Gaziantepspor maçında sakatlanan ve Fenerbahçe’nin son altı karşılaşmasında görev alamayan Edu dün ilk on birde sahaya çıktı. Sarı-lacivertli forma altında düne kadar 99 kez forma giyen Brezilyalı oyuncu, Dinamo Kiev sınavında 100. maçına çıktı ve “dalya” dedi.
Yöneticiler moral verdi
Fenerbahçeli yöneticiler karşılaşma öncesi Samandıra Tesisleri’ne giderek futbolculara moral verdi. Dinamo Kiev maçının takımın geleceği için önemini vurgulayan yöneticiler, geçmişi tamamen unutup herkesten bu maça konsantre olmalarını ve galibiyet beklediklerini ilettiler.