Mustafa Anıklı

Mustafa Anıklı

mustafa.anikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hakem... Türk Dil Kurumu'ndaki karşılığı, "Karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse" demek...
Buna kim inanır? Bu tanım hangi hakem için geçerlidir?
Hepsinin gönlünde bir aslan, kartal, kartal yatmaz mı?
Sahaya çıktığında, kaçının 'tarafsız' ve 'yansız' olabilme telaşı vardır?
Kulüplere bakmayın, adil olmalarını değil, kendilerini kollamalarını istiyorlar. Bu kesin. Taraftar da aynı bakıyor. Bu da kesin. Ya sahanın hakimi olanlar, hakemler...
Alın size Ali Palabıyık... Fenerbahçe'ye göre Karabıyık! Denizli'ye göre de öyle...
Yine hiç yorumda bulunmayalım, Ali Palabıyık'ı bu işin bilirkişilerine bırakalım:
Erman Toroğlu (Sabah): Bir oyuncu çıkıyor; Serdar diye... Gereksiz yerde hakemin üstüne gidiyor, sarı kart görüyor. Sonra da neden olduğu penaltı pozisyonundan 2. sarıyı görüyor ve atılıyor! Kimin yaptığı doğru; hakemin... Şimdi hakem bu pozisyonda tu-kaka olacak. Neden; doğruyu yaptığı için... Diğerleri doğru yapmıyor. Futbolcular karşısında eziliyorlar. Ama aynı hakem çok iyi götürdüğü maçta Denizli lehine bir penaltı veriyor. Çıplak gözle gördüğü pozisyonda... Önce doğru görüyor ve doğru karar veriyor. Ama o kadar büyük baskı altında ki VAR'a gidiyor kararı değişiyor. Ali Palabıyık'ın bu maçta yaptığı en büyük hata...
Ahmet Çakar (Sabah): Verdiği ilk penaltı kesinlikle hatalı. Top Denizli'li santrforun kafasından, Serdar'ın üst kol-omzuna çarpıyor. Kol açık olabilir. Çünkü Serdar kafaya yükselmiş, mesafe yarım metre, penaltı asla kabul edilemez. Hele hele bu penaltıda verilecek sarı kart hiç kabul edilemez. İkinci rezilliği olmayan penaltıyı verdi, gitti VAR'dan düzeltti.
Deniz Çoban (Fanatik): 53. dakikada Serdar Aziz’in koluna gelen topa hakem, ‘Devam’ demişti. VAR devreye girdi. Burada Serdar Aziz’in kafasından seken top, koluna geldi. Serdar, topu kafasıyla bilerek oynamıyor. Dolayısıyla penaltı kararı doğruydu. Ancak pozisyona VAR’a giderken itiraz eden Serdar Aziz, belki de en masum haliyle itiraz ediyor. Palabıyık, biraz sonra penaltı verdiğinde sarı kart göstereceğini bildiği Serdar Aziz’e bu itirazdan sarı kart göstererek kariyerine yakışmayacak bir iş yaptı. Maçın sonlarına doğru verilen penaltı ise VAR müdahalesiyle iptal edildi. Altay’ın penaltıyı gerektirecek bir hamlesi yok ama Valencia’nın Rodallega’ya arkadan yüklenmesi var. Valencia’nın hamlesi penaltı değilse, o halde Rodallega’nın Altay’ın yüzüne gelen hamlede Rodallega’yı ikinci sarı karttan atması gerekirdi.
Aaaa, üçü de farklı söylüyor. Hangisine inanalım?

Haberin Devamı

Yerli-yabancı ayrımı olmazmış!

Haberin Devamı

Galatasaray'ın son kadrolarında, gençlerin, bizden diyeceğimiz isimlerin bulunması, doğrusu gururumu okşuyor. Zorunluluktan bile olsa takıma gelip, işler iyi gittiği sürece orada bulunacak olmaları bile, Türk futbolunun gelişimi açısından bir katkıdır.
Fatih Terim, "Nüfus kağıdına değil, yeteneğine bakarım" diyor ya, yerli-yabancı ayırımını ırkçılıkla eşdeğer görüyor ya; kimse de bunun doğru ya da yanlışlığını tartışmıyor. Yabancı sayısının azalması için uğraşanlardan herhangi biri, "Terim bana ırkçı demiş" diye üzerine alınmıyor! En azından bunu ırkçılık değil, Türk Milli Takımı açısından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen de bulunmuyor.
Sanki konuşabilmek için, Terim'in en zayıf hali bekleniyor. Tıpkı Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz'in, "Vahşi hayvanlar avlanırken sürüyü izler. Sürüde kim aksıyor diye bakarlar" örneğinde olduğu gibi...
Ya Türk futbolcular, yattığı yerden para kazananları, sakatım diyerek fişi çekenleri, üç maç oynamadan 3 milyon euro alanları gösterip, "Ellere var da bize yok mu?" derlerse ne olacak? Burada yerli-yabancı ayrımı çok net! Yerli, "Bizim çocuk", yabancı "Aman ha, ya FIFA'ya giderse..."
"Hastayım oynayamam" diyen Serdar Aziz'i bir kalemde silip atan Fatih Terim, bugün Falcao için bir şey söyleyemiyorsa, "Yerli-yabancı ayrımı yapmıyorum" diyemez.

Haberin Devamı

Sahi Emin nerede?

Galatasaray'ın geçen sezon 'Yeni Ozan Kabak'ı vardı; Emin Bayram... Üstelik 17 yaşında, Ankaragücü maçına takım kaptanı olarak çıkmıştı. Süper stoperdi, onun hatalarını her zaman affedecek bir hocası vardı. Öyle demişti Fatih Terim...
Ne oldu? 6 ayda unutuldu. Bugün Emin'i konuşan var mı? Hala henüz 17 yaşında, önünde dev bir futbol ömrü, okyanuslar kadar büyük bir kariyer denizi var. Ama bu, Galatasaray'da mı? Luyindama sakatlanıp 34 yaşındaki ön liberodan devşirme Donk yerine geçiyorsa, 11. haftalık ligde Emin bir dakika bile düşünülmüyorsa, emin olun yarının Celil Yüksel'i, Atalay Babacan'ı, Yunus Akgün'ü olacaktır.

Efecan bu kadar önemli mi?

Türkiye'de 6. şampiyonunu henüz yakaladı. Buna yenileri eklenir mi diye Aytemiz Alanyaspor'un gözünün içine bakılıyordu. 10 hafta makine düzeninde işleyen Alanya, Gençlerbirliği karşısında büyük çaba harcadı. Alkaralılar'ın 2-1'lık galibiyeti, rakamlara bakıldığında futbolun cilvesi olarak kabul edilebilirdi. Ama öngörülmeyen, hesapta olmayan bir eksik vardı; Efecan Karaca...
Alanyaspor'un Kaptanı bu kadar mı önemliydi? Evet, bu kadar önemli...

Allah korusun

Son haftalarda Süper Lig'de yoğun bir koronavirüs salgını var. İyileşenler dönüyor, testleri yeni pozitif çıkanlar karantinaya alınıyor. Ancak benim merak ettiğim şu; maçlardan iki gün önce teste alınan ve negatif sonuçlananların bu süre içerisinde pozitife dönmeyeceklerinin, taşıyıcı olmayacaklarının garantisi var mı?
"O zaman diğer vatandaşlar işe de gitmesinler" diyenleri duyar gibiyim. Ama maske ve mesafenin bulunmadığı başka bir sektör var mı?
Tek temennimiz; Allah herkesi bu illetten korusun.

HAFTANIN TAKIMI: Gençlerbirliği
HAFTANIN FUTBOLCUSU: Altay Bayındır (Fenerbahçe)
HAFTANIN TEKNİK DİREKTÖRÜ: Mustafa Kaplan (Gençlerbirliği)

HAFTANIN 11'İ

Altay (Fenerbahçe)

Miguel Lopes (HK Kayseri), Hadebe (Y.Malatya), Marcao (Galatasaray), Marlon (Trabzon)

Berat (Gençlerbirliği)

Ndao (F.Karagümrük), Ghezzal (Beşiktaş), Hadziahmedoviç (İH Konyaspor), Gradel (DG Sivas)

Jahovic (Antalya)