Erten Ersu, Mehdi Akgül, Emre Belözoğlu, Uygar Mert Zeybek, İbrahim Serdar Aydın ve Muhammed Akarslan... İşte Fenerbahçe'nin yedek kulübesi... Yıldızların çoğu tatile bile çıktı; kalanlar, Süper Lig'in misafiri olan rakibi karşısında formaliteyi tamamlamak için sahadaydı. Hani mecbur olmasa, Ersun Yanal bile Kayseri'ye gitmezdi!
Böylesine bir ortamda, öylesine bir maçta "futbol kalitesi" aramak, tekeden süt beklemeye benzerdi zaten... Ev sahibi Kayseri, Fenerbahçe kalesinde daha fazla göründü ama golü sarı-lacivertlilerin atmasını da, "futbolcu kalitesi"nde aramak daha doğru olurdu. Fener, 2 şutun 1'ini gole çevirmeyi bildi. Cristian'ın gelişine vuruşundaki ustalığı, onun tecrübesini ortaya çıkarıyordu. Ama bu gol, onu bir yıl daha Fenerbahçe'de tutar mı, soru işareti...
Kayserispor'da ise Abdullah'ın direkten dönen şutu var ki, onunki yeteneksizlik değil; basbayağı talihsizlikti. İyi takımın kötü kaderi... Kısmetse gelir Hint'ten Yemen'den, kısmet değilse ne gelir elden!
Aslında, golden çok, sonrası, insanın ruhunu daha fazla okşadı. Sevincin yerine gösterilen "saygı duruşu" da büyük bir saygıyı hak etti. Gönlünün rengi ne renk olursa olsun, acının rengi ön plandaydı bu hafta... Ligin ateşi düşmüştü ama Soma'nın ateşi içimize kor düşürmüştü. Türkiye'de herkesin ortak paydası futbol olarak kalsa, keşke paydaşlar bu acıyı paylaşmasaydı. Ama hayat işte...
* * *
Ersun Yanal olsam, Kayseri maçına A2 takviyeli değil, A takım takviyeli bir A2 takımıyla çıkardım. Düşünebiliyor musunuz, Muhammed'in, İbrahim'in gururunu... Akşam kafasını yastığa koyduğunda, kendini Barcelona'da mı görürler, yoksa Manchester United'da mı! O hayallerinin ufku biraz daha artsa fena mı olurdu sanki!
Emre Belözoğlu bu maçta oynasa ne olur, oynamasa ne olur? Zaten Fenerbahçe'nin sahaya çıkan ilk 11'i oynasa ne olur, oynamaya ne olur?
Bugün gollere değil, ardına bakıyoruz ya(!) Sow'un attığı golden çok, oyuncunun hırsı daha çok takdir edilmeli. Maçın değil, ligin son dakikası; onun hırsı, isteği cabası... Şovmen değil Sow man... Adam yani...
Son söz Yanal konusunda... Lig düğümü çözüldü ama hoca işi bir türlü çözülemedi. Bir kulüp, ligin son gününde, maçından hemen önce, çıkıp da, "Başkanımız ile hocamız görüşmedi" diye yalanlama yapıyorsa, o takımda, başkan ile teknik adam arasında ciddi arızalar var demektir. Bunda yalanlanacak ne var ki?