Galatasaray'da teknik direktörlüğe gelen bir teknik adamın hedefi belli değil midir?
Galatasaray'da o koltuğa oturan teknik adamın, aradan 4 ay geçtikten sonra bile, "Bu benim takımım" diyemiyorsa, ara transferde alınan bi kamyon dolusu futbolcuyu sahiplenemiyorsa, Mancini için söylenecek tek söz var ama, söylemeyeceğim!
Kimse ondan Şampiyonlar Ligi'ni almasını, heykelinin dikilmesini beklemiyor. Ama ondan Karabük'ten, Kayserispor'dan, Torku Konyaspor'dan galibiyet getirmesini bekliyor. Takımda aksaklık varsa, onu tamir etmesini bekliyor.
Yeşil-beyazlılar karşısında Burak, Umut, Sneijder gibi üç usta ayakla gol bulamıyor, duran top organizasyonları dışında tehlike yaratamıyorsan, o zaman nasıl bu takım ayaklanacak, nasıl Beşiktaş'ı yakalayacak, ikinciliğe geçecek ve doğrudan Şampiyonlar Ligi'ne gidecek?
"Seneye nasıl olsa olmam" diyorsan o başka hocam...
İlk yarıda Konya'da aşırı rüzgar var; kabul... Hücuma kalkarken zorlanıyorsun, kabul... Ancak yine yaratıcı oyuncu eksikliğini sonuna kadar hisseden bir orta sahan varsa, gol için de fazla ümitli olmayacaksın.
Ev sahibi Konyaspor kendinden emin, Hleb, Hasan Kabze ve Gekas ile zaman zaman korku rüzgarı estiren, Djalma ile yürekleri hoplatan bir takım hüviyetinde... Kim ne derse desin, "Bakkal" hesabını iyi yapıyor, takımı haddini bilerek oynuyor.
* * *
Galatasaray için ikinci yarı rüzgarın yardımı olacakmış! Hikaye... Kasırga gelse ne olur ki...
Evet, ilk devreye göre, daha üretken, daha fazla pozisyon bulan, rakibi zorlayan Cim Bom oldu. Hele bir Berk İsmail'in girişi var ki... Mancini herkesi şaşırttı. Ama böyle bir gence lig sahnesine rol vermesi ise alkışlanmalıydı; alkışladık. Gol atmış, atmamış. A2 Ligi'nde kralmış hiç önemli değil. Berk'in kalitesi o kadar belli ki... Bir pozisyondaki akılcı şutu, topla buluşmadaki ustalığı, yaşıtlarından neden bir adım öne çıktığının açık göstergesi... Keşke böyle gençleri daha fazla izleyebilsek...
Son 10 dakikada kaybedecek bir şeyi olmadığını bilen Mancini, "Öyleyse kazanmalıyım" düşüncesi içerisinde Hayrovic'i de sahaya sürdü, yine mektubunu gönderdi. Ama bu mektuplar hiç adresini bulmuyor galiba!
Espri bir yana, Galatasaray o dakikadan itibaren oyunu Konyaspor ceza alanı bölgesine yıkmaya çalıştı. Burak'ın direkten dönen şutu dışında, Konyaspor dimdik ayakta kaldı. Üstelik sadece ayakta kalmadı, zaman zaman öyle sürpriz çıkışlarda bulundu ki, Galatasaray'ı gıdıkladı!
Evet, Mancini ve öğrencileri ikinciliği geri aldı. Beşiktaş ile aynı puanda ve ikili averaj Galatasaray'ı gösteriyor. Ama Fenerbahçe ile başlayan, 7 haftalık öyle bir macera var ki, "Survivor" yanında halt etmiş. Gönüllüler mi kazanacak, şöhretler mi zaman gösterecek.