Bir yıldır (!) kazanamayan iki takım vardı sahada... Kayserispor son galibiyetini 23 Kasım’da alırken, sondan ikinci; Kasımpaşa ise 9 Kasım’dan bu yana kazanamamış, beşinci sırada... Var bir terslik ama!
Beşiktaş galibiyetini de masa başında yitiren konuk ekip, Kayseri karşısında kazanmak değil, rakibi durdurmak için koştu durdu. Kayserispor, ne yaptığını daha iyi bilen, daha fazla pozisyon bulan ve gole daha yakın olan taraftı. Direkten dönen top da bunun açık bir ifadesiydi. Mouche ile Ömer Bayram’ın bindirmeleri avantaj gibi görünse de, bunları sonuca götürecek golcü sıkıntısı yine kendini gösteriyordu. Bobo, bildiğiniz gibi değil! Sonradan oyuna giren Nobre de melekelerini kaybetmiş. Hele yakaladığı bir pozisyon var ki, onun kaçırması akıllara zarar. Yeni hocaları Domingos Paciencia, takıma özgüven aşılamış. Ancak her şey var, gol yoktu. İlk kez forma giyen Sinan da takıma güven verdi.
Kasımpaşa için aslında söylenecek söz çok... Bir takım nasıl bu kadar ivme kaybedebilir, şaşılacak bir durum. Kayseri deplasmanında da ne oynadıkları futbol futboldu, ne de yaptıkları... Eğer Isaksson olmasa neler olurdu neler! İsim olarak “kalite belgeli” ancak gösterdikleriyle “defolu” ayaklarının yapamadıklarını, Kayseri tekmili birden gösterdi ama gol gelmeyince takımlar birer puanla yetindi. Konuk takımın bir tane bile kaleyi bulan şutu olmadığını söylersek, maçın nasıl geçtiğini daha iyi anlarsınız.
Kasımpaşa zaten alışkın(!) Son 7 maçın 6’sı berabere bitmiş. Uğraş babam uğraş! Ama ev sahibinin
kaybı daha da büyük... Bu giden iki puanın telafisi yok, işleri çok!
Futbolun adaleti var mı? Geçiniz...