İlk 45 dakika o kadar dengeliydi ki... Pozisyon alma, şut atma, gol bulma ve skor... Medipol Başakşehir-Galatasaray mücadelesinde takımlar, terazinin iki kefesine oturtulmuş ve dengede tutulmuştu.
Ev sahibi her zamanki gibi dingin, tedbirli, sabırlı idi. Galatasaray’daki en belirgin fark ise biraz daha iştahlı, zaman zaman pres yapan haliyle daha çok istemesiydi ya da ister gibi görünmesiydi.
Nitekim, Başakşehir’in aradığı, istediği gol; İrfan Kahveci’nin ayağından geldi. Muslera topu mu göremedi, arkadaşına değip geldiği için mi şaşırdı bilinmez, ancak topu kalesinden çıkarabildi. Zaten isabetli iki şuttan biri kaleye girdi.
Galatasaray’ın golü de öyle hazırlanmış bir ataktan gelmedi ya... Onlar da bir penaltıyla skoru eşitledi. Ancak bu penaltının bir özelliği, Cim-Bom’un Süper Lig’deki ilk penaltı golüydü. Diğer özelliği de, Eren’den gelmesiydi.
Penaltıyı attı, kabul... Ancak bu haliyle Galatasaray’ın forveti olamayacağı aşikar... Formula 1’de yarışan tosbağa gibi! Taraftarının neden ona tepki gösterdiği Başakşehir karşısında bir kez daha ortaya çıktı.
İkinci devre de ilk yarıya benzer şekilde başladı ancak öyle devam etmedi. Başakşehir, aradaki puan farkını düşünerek risk almazken, yine de yaptığı değişikliklerle rakibin direncini kırmaya çalıştı. Tatlı sert futbolu da cabasıydı. Son bölümde Cim-Bom’u köşeye sıkıştırdı ama her zamanki gibi Muslera gibi bir kurtarıcıları vardı. Ama aynı Muslera’nın 88’de öyle bir boşa çıkışı vardı ki; evlerden uzak...
Haftalardır sakatlığı nedeniyle takımdan ayrı kalan ve sonradan oyuna giren Elia o eski gücünden uzak kalırken, Adebayor ise nüfus kağıdının gösterdiği 34 yaşıyla bile yıpratıcıydı.
Cim-Bom ise -gücü nisbetinde- 90 dakikayı bitirmeye çalıştı. Sahadaki Abdullah Avcı’nın Başakşehir’iydi ama Fatih Terim’in Galatasaray’ının bu olduğunu söylemek mümkün değil... İlk yarıdaki belirli bölümleri bir kenara bırakın, orta sıralar için mücadele eden Anadolu takımından farkı olmadığını görün.
Porto maçından sonra, “Böyle oynayın, yenilin” diye gaz verirsen, ligde de gaz kesmeye devam edersin. Bu takım için bir, iki, üç transfer yetmez; daha fazla yapmaya da kulübün gücü yetmez.