Mustafa Anıklı

Mustafa Anıklı

mustafa.anikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Galatasaray için "para" 2000'de de gündemdeydi, 2023'te de... UEFA Şampiyonu olduğu dönemde de projeler yapılıyordu, şimdi gelen şampiyonlukta da...

O dönemdeki dünya yıldızları Hagi, Popescu da ses getiriyordu, bugünkü Icardi, Tete, Zaha da...

Zamanın Başkanı Faruk Süren'in "Yeni Ali Sami Yen Stadı" projesi de destek bulmuştu, bugünün Başkanı Dursun Özbek'in Florya'sı da...

Fatih Terim de "Galatasaray'ın çocuğu" idi, Okan Buruk da...

Vedat İnceefe nasıl Karabük'ten geldiyse, Kerem Aktürkoğlu da, Erzincanspor'dan alınmıştı.

Haberin Devamı

2000'li yıllar sonrasında görüldü ki, Ali Sami Yen Stadı'nın sadece projesine, 12 milyon dolar ödenmişti, fiyasko oldu. Hisseleri satın almak isteyip alan AIG'den nasıl kurtulunduğunu, bugün kürsüye çıkıp da, uyarmak için bas bas bağıran Hayri Kozak, Taner Aşkın çok iyi biliyordu çünkü...

Şimdi ise yönetim içinden bir isim, istifasını veren muhasip üye Levent Yaz haykırıyor adeta; "Bilmediğim şeyler vardı." Gizlenen, saklanan; adına ne derseniz deyin, sümen altı edilen, yönetim içindekilerin bilmemesi istenilen bazı bilgiler...

Yaz'ın, "Galatasaray Spor Kulübü yönetimlerinde, Galatasaray gelenek ve göreneklerine göre gerekli sınırları hatırlatan bir duayenin varlığı önemlidir. Yönetimimizde bu eksikliği, duayen olmadığımın bilinciyle ama tüzüğün verdiği yetkiye dayanarak muhasip üye sıfatıyla ben gidermeye çalıştım. Ama bu sınırların ısrarla zorlanması beni istifa noktasına getirmiştir" demesini kaç kişi sorguladı acaba?

Şunu demek istiyor müstafi yönetici: "2. Başkan Metin Öztürk, Başkan Yardımcıları Niyazi Yelkencioğlu ve Cemal Özgörkey neredeler?"

Levent Yaz, Galatasaray'daki "yaz"ın "kış"a çevrilmemesi adına, bir liseli olarak kendini feda etmiş olabilir. Neden "feda" diyorum? Çünkü, Galatasaray Yönetim Kurulu üyeliği, her zaman ele geçirilecek bir durum değildir. Herkes kolay kolay vazgeçmez. Ama belli ki bıçak kemiğe dayanmış olmalı...

Ancak söylediği şu sözler çok önemlidir: "Galatasaray, bir kişi, grup ya da oluşuma değil, Galatasaraylılara aittir. Yönetimler, Galatasaraylılar adına emanetçi olduklarını unutmamalıdır ve bu durumu içselleştirmelidir. İhtirasların, yöneticilik vasfının önüne geçmesine engel olunmalıdır."

Haberin Devamı

Bu sözlerin Erden Timur'a atfen olduğu belirtiliyor. Bugün taraftar arasında bir oylama yapılsa, Timur, Levent Yaz'a göre fersah fersah önde çıkar. Bugün Erden Timur, Galatasaray için çok özeldir. Ve yine herkes biliyor ki, sarı-kırmızılıların gelen şampiyonluğunda da, bu sezon olması muhtemel şampiyonluğunda da, en etkili kişisidir.

Peki ya sonra?

Bu sezon 218 milyon euro gelir elde edileceğini de açıkladı Timur, Kemerburgaz'daki Divan Kurulu'nda... Futbolda da maaş bütçesinin 39.1 milyon euro olduğunu ifade etti. Küçük bir matematikle, kulübün eline 178,9 milyon euro kalıyor. 5 milyar liradan fazla kalan bu parayla, pekala borçlar da kapanır, düz mantıkla...

Sahi, Erden Timur'un sunumunda, kulübün borcunu duyan oldu mu?

Sermaye artırımında yapılan Sportif AŞ'nin açıklamasındaki rakamları verirsem, sanırım daha iyi anlaşılır. 31 Mayıs 2022'de kısa vadeli ödemeler (bir yıl içinde yapılacak) 1 milyar 594 milyon liraydı, 31 Mayıs 2023'te 4 milyar 495 milyon lira...

Haberin Devamı

Yine 31 Mayıs 2022'de Sportif AŞ'nin dönem zararı 377 milyon 548 bin liraydı, 31 Mayıs 2023'te 952 milyon 391 bin lira...

Dikkatinizi çekerim; yeni sezon transferleri bulunmuyor. Ancak, UEFA geliri de yer almıyor.

Tüm bunları okuduktan sonra, bir kısım taraftarın, "Galatasaray'ı karıştırmayın" dediğini duyar gibiyim.

Biz mi karıştırıyoruz, görev başındakiler mi?

************

Kulüp avukatları!

Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı, meslek büyüğümüz, ustamız Oğuz Tongsir, sosyal medya hesabından, "Spor yazarlığı, kulüp avukatlığı değildir" başlığıyla bir açıklama yayınladı.

Oğuz Ağabey, "Ne acıdır ki, son dönemlerde birkaç spor yazarının gerçek mesleklerini bir kenara bırakıp TV’lerde, gazetelerde ve youtube kanallarında bazı spor kulüplerinin bir bakıma avukatlığına soyundukları gözlemlenmektedir" demekte...

Hakikaten ne acı...

Ancak TSYD'nin elinde iki büyük güç var bence... Birinci güç, akreditasyon "sopa"sı! Nasıl ki, sahadaki foto muhabiri, görev alanının dışına çıktığında "akreditasyon"u engelleniyorsa, basın tribündekiler de, görev alanının dışına çıktığında uzaklaştırılmalı...

İkinci ve en önemlisi; "Disiplin Kurulu"... Yapılanlar, meslek etiğine, spor yazarlığının özelliğine aykırıysa, kurul tarafından yargılanmalı... Gerekirse, TSYD şemsiyesi elinden alınmalı...

İşte bu konuda Oğuz Başkan kararlı olmalı...

Bu arada, Fatih Altaylı'nın, Dursun Özbek tarafından bazı gazetecilere "para aktarıldığı" iddiası da unutulmamalı... Kim, nasıl, nerede? Aslında bunu, eğer yapmadıysa, Galatasaray Başkanı da, Altaylı'ya sormalı...