Metin Tokat

Metin Tokat

mtokat@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

UEFA Avrupa Ligi yarı finalini başarı ile yöneten Cüneyt Çakır, kariyerindeki ilk final karşılaşmasında kendinden emin ve rahattı. Oynayan ve izleyenlere güven verene bir yönetim ortaya koydu.
İki takım futbolcularının da iyi niyetli oynama isteğini anlayınca ikili mücadelelere izin verdi. Avantajlara dikkat ederek maça tempo kazandırdı. Kale alanı önündeki Volkan-Umut ile ceza alanı dışındaki Lugano-Umut mücadelelerindeki devam kararı doğruydu.
Emre’yi yaptığı faullerden sonra uyardı. Tecrübeli oyuncuya Alanzinho’ya arkadan kayarak yaptığı kontrolsüz harekette ise çıkardığı sarı kartta haklıydı. İlk yarının sonlarında Alanzinho’nun kaleye vurduğu top, yakın mesafeden ve topun koluna çarpmasından sakınan Bilica’nın eline çarptı. Çarpma yorumu kanımca doğruydu.
Ceza alanı içinde Colman’ın topu elle kontrol ettiğini yardımcı hakemi ile birlikte tespit edemedi. Hızla atağa kalkan Vederson’un koşu yolunu kapatan Serkan’a çıkardığı kart doğruydu. Umut’u arkadan itekleyen Bilica’ya çıkardığı sarı kartında haklıydı, bariz gol şansı yoktu. Ceza alanı içine havadan atılan topta Song ile Güiza, topla oynama niyeti olmadan birbirlerini tutuyorlardı. Çakır kararını Song’un lehine kullandı.
Vederson-Burak mücadelesinde topa hareketlenmek isteyen Burak’ı engellemek isteyen Vederson’du. Burak’a çıkardığı kart gereksizdi.
Maçı devamlı kontrolünde tutan Çakır, çabuk, açık ve anlaşılır verdiği kararları ile otoritesini oyunculara kabul ettirerek skoru etkileyecek kararlardan uzak durdu.