Verilen ve verilmeyen penaltılar!
TRABZON-GAZİANTEP (Tolga ÖZKALFA) 
Her zamanki rahatlığı yoktu. Tedirgindi. Faullerde standart kararlar veremeyince oyuncular itiraz ettiler. Olcan’ın attığı golün ofsayt gerekçesiyle iptali doğruydu. Ceza alanı içinde Tolga-Egemen arasındaki mücadelede verdiği penaltı kararı tartışmalı. Tolga arkadan gelen Egemen’i görmedi. Gol olmaması şansıydı.
DİYARBAKIR-B.BELEDİYE (Bülent YILDIRIM)
Geçen hafta tribünlerde yaşanan olaylardan dolayı kritik bir maçtı. Ceza alanı içindeki hava topuna yükselen Metin-Mendoza arasındaki ikili mücadele sonrası verdiği penaltı kararı kritik. Mendoza’nın öne doğru abartılı düşmesine aldandı. B.Belediyespor’un attığı 2. gol öncesi verdiği faulün benzeri atağın başlangıcında D.Bakırsporlu futbolcuya yapılmıştı. Devam ettirdi. Ceza alanında Sylla’nın eline çarpan toptaki devam kararı doğruydu.
MANİSASPOR-BURSASPOR (Aytekin DURMAZ)
Ceza alanı içinde Turgay’ın topa kafa vurmaya çalışırken rakibi tarafından arkadan tutulmasına penaltı vermeliydi.
BEŞİKTAŞ-DENİZLİSPOR (Fırat AYDINUS)
Haftanın en stresli ve gergin maçıydı. Tansiyonun bu kadar yüksek olduğu maçta vereceği her yanlış kararla tepkiyi üzerine çekebilirdi. Oyunun kontrolünü devamlı elinde tuttu. Aşırı baskıya rağmen faul ve kart uygulamalarında tutarlı kararlar verdi. Avantaj uygulamasını doğru kullandı. Avantaj sağlanmamış durumda ilk ihlale dönerek maçın temposuna katkı sağladı. Kendine olan güveni ile oyuncular tarafından saygı ve kabul gördü. Kulübedeki oyuncuyu uyarırken daha gösterişsiz davranmalı. Ceza alanı içinde Sivok-Angelov arasındaki mücadeledeki devam kararı doğruydu.
ESKİŞEHİR-KAYSERİ (Selçuk DERELİ)
Eskişehirspor’un penaltı beklediği 2 pozisyondan Murat’ın yerde kaldığı pozisyondaki devam kararı doğru. Ancak Gökhan’ın Doğa’yı arkadan iteklemesine penaltı kararı vermeliydi.
SİVASSPOR-ANTALYASPOR (Bünyamin GEZER)
Ev sahibi açısından son derece stresli müsabakayı deneyimi ve otoriter tarzı ile başarılı yönetti. A.Zitouni-İ.Şahin arasındaki tartışmada çıkardığı kartlar yerindeydi.
A.GÜCÜ-GALATASARAY (Koray GENÇERLER)
Her iki yarıda farklı yönetim tarzı sergiledi. İlk yarıdaki başarılı yönetimini ikinci devre oyun tempolu ve mücadeleli olunca sürdüremedi. Aydın’a, M.Duruer’in arkadan yaptığı kartlık faulü tespit edemedi. Ceza alanı içinde E.Yasa’nın, Nonda’nın önündeki topu kazanmak için arkadan kayarak müdahale ederken kontrolsüz hareketi ile rakibini düşürdüğü pozisyona penaltı vermeliydi.
FENERBAHÇE-G.BİRLİĞİ (Kuddusi MÜFTÜOĞLU)
Maçın kontrolünü hep elinde tuttu. İkili mücadelelere müsaade ederek oyuna tempo ve hız kazandırdı. Avantajlara dikkat etmesi, topun oyun dışı olduğu anda sarı kartına başvurması olumlu yönüydü. Sakin ve kendinden emin tavrıyla faullerde iki takım için de tutarlıydı. Lugano’nun, Tozo’ya yaptığı hareketteki sarı kart uygulaması doğruydu. Sakatlayıcı değildi. Çelme takarak atağı önledi. Ancak sarı kartı bulunan İlhan’ı, Güiza’yı arkadan tutarak durdurması sonrası faulü verdi. 2. sarıdan göstermesi gereken kırmızı kartını çıkaramayınca başarılı yönettiği maçı seyirciden aşırı tepki görerek tamamladı.
Seyirci olayları büyüyor!
Tribünleri doldurdukları zaman takımların 12. adamı denir. Bazen takımlarına çok büyük katkı sağlarlar. Bazen de yaptıkları olumsuz tezahürat ve sahaya attıkları yabancı maddelerle takımlarını bozarlar. Seyircisiz maçların ne kadar zevksiz olduğunu da biliyoruz. Ancak bilhassa bu yıl son haftalarda seyirci olayları çoğaldı. Takımların sahibi gibi davranarak yöneticilere ve futbolculara yönelik fiili saldırılarda bulunmaya başladılar. Rakip takım seyircileri ile yaptıkları kavgalar yetmedi, kendi aralarında da kavga etmeye başladılar. Sadece bu hafta Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’e havaalanında yapılan çirkin saldırı ile Denizlispor maçında yaşanan olumsuz davranışlar, Ankaragücü-Galatasaray maçındaki olaylar bu işin önlem alınmazsa çok büyük vahim sonuçlar doğurabileceğinin sinyalini verdi.
Bursa’da, Diyarbakır’da, Manisa’da, Antalya’da daha 8 hafta içinde bu ve benzeri olaylara tanık olduk. Artık olaylar küfürden çıktı. Saldırıya geçti. Bu işten tüm takım yöneticileri sorumludur. Zamanında göreve gelmek için kendilerinden önce görev yapan yöneticiler aleyhine yaptırdıkları tezahüratlarla şimdi kendileri karşılaşır oldular. (Bumerang gibi) Bedava bilet verirseniz, statlardaki büfelerin işletimini devrederseniz, otoparkları işlettirirseniz, deplasmanlara otobüs kaldırırsanız, yurt dışına uçakla götürürseniz, olay çıkaran taraftarları emniyetin elinden alırsanız sonucunda olacağı buydu.
Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği ve İçişleri Bakanlığı acilen önlem alarak bunları uygulamaya koymalı. Artık iş spordan ve taraftarlıktan çıktı.
Sporda Şiddeti ve Düzensizliği önlemek için bir yasa çıktı. Ama! Ne zaman ve kime uygulandı? Ne kadar caydırıcı oldu? Bu yaşananlar bu yasaya girmiyorsa ne giriyor?