İki takım için de çok kritik bir maçtı. Rizespor küme düşme barajının üstündeki rakipleriyle puan farkının açılmaması için mutlaka puan almalıydı. Üç hafta öncesine kadar şampiyonluğun en büyük adayı olmasına karşın arka arkaya kaybetttiği puanlarla Avrupa kupalarına katılamama tehlikesini yaşamaya başlayan Beşiktaş’ın da kazanması gerekiyordu.
Siyah-beyazlılar maça baskılı başlarken, sahada mücadele eden iki takım arasındaki kadro kalitesi kendini hemen fark ettiriyordu. Ev sahibi takım ilk atağında bulduğu köşe vuruşu sonucu Rüştü’nün hatasıyla öne geçti, ancak ardından maç Rizespor ceza alanı içinde oynanmaya başladı. Siyah-beyazlılar antrenmanlarda bile bulamayacakları sayıda gol pozisyonunu son vuruşlardaki dikkatsizlikleri neticesinde değerlendiremediler. Son haftaların modası haline gelen uzatmada atılan beraberlik golüyle de rahatladılar.
İkinci yarı Delgado’nun oyuna girmesiyle maç Beşiktaş’ın kontrolü altında geçti. Arjantinli oyuncunun ayağından gelen galibiyet golü, Beşiktaş’ın iddiasını az da olsa devam ettirirken, Rize’nin ligde kalma umutlarını tüketti. 6 yıl önce oynanan maçta Rize’ye yenilerek ligde kalmasına neden olan siyah-beyazlılar bu kez rakiplerine aynı sevinci yaşatmayarak tarihin tekerrür etmesini engellediler.
Yıldırım başarılıydı
Uzun bir aradan sonra yine Beşiktaş maçıyla Süper Lig’de görev verilen hakem Bülent Yıldırım, gergin olmasına karşın dikkatli ve kontrollüydü. Çok koştu, pozisyonlara yakındı. Faul tespitlerinde hata yapmamaya özen gösterdi. İki takım için de verdiği kararlarda objektifti.
Faul beklentisi içinde kendini yere bırakan oyunculara izin vermedi. Ancak Tello’ya iki kere üst üste kendini yere atması sonrası sarı kart çıkarmayı unuttu! Serdar Özkan’a yardımcı hakeme itirazı nedeniyle gösterdiği sarı kart örnek bir uygulamaydı. Yardımcıları da çok kritik ofsaytlarda doğru tespitler yaparak maçın tartışılmaktan uzak yönetilmesine katkı sağladı. Maç sonu Erdoğan Arıca’nın hakemlere yönelik itirazları ise bahaneyi başkasında aramaktan ibaretti.