İ.B.BELEDİYE-A. GÜCÜ
(Abdullah YILMAZ)
Olumsuz hava koşullarında oynanan maçta Ankaragücü’nün attığı 2. gol öncesi Barbaros’un, kaleci M.Ali’ye yaptığı kontrolsüz harekete faul vererek iptal etmeliydi.
TRABZONSPOR-DENİZLİ
(Hüseyin GÖÇEK)
Oyunu kontrol etmekte ve otoritesini oyunculara kabul ettirmekte zorlandı. Denizlisporlu oyuncuların vakit geçirmeye yönelik hareketlerine karşı önlem alamadı. Barajları gereken mesafeye açmaya çalışırken çok yavaş hareket ediyor. Bu tavrı zaman kaybına neden oluyor. Selçuk’un kullandığı serbest vuruşta 9.15 mesafeyi bozan ve topu kolu ile engelleyen Güray’a sarı kart göstererek, atışı tekrarlatmalıydı. Alanzinho’nun rakibinin hiçbir teması olmadan kendini yere attığı pozisyonları engelleyemedi. Tekrarında gerekli disiplin uygulamasını yapmalıydı.
(Yunus YILDIRIM)
Tecrübesi, kendine güveni ile oyunun kontrolünü hiç elinden bırakmadı. İkili mücadelelere müsaade ederek, oyunun hızını kesmedi ve karşılaşmanın tempolu geçmesini sağladı. Djite ile Lugano’nun attığı gollerin ofsayt gerekçesiyle iptal edilmesinde, yardımcı hakemi Adil Sinem’in tespitleri doğruydu. Soner’in defansın arkasına doğru attığı kendi topuna hareketlenmesi sırasında topu koluyla engelleyen, Ö.Turacı’ya, bariz gol şansını engellemeden kırmızı kart göstermeliydi. Sarı kartlarını yerinde ve zamanında kullanarak, oyunun skoruna etki etmeden başarılı bir yönetim sergiledi.
KONYA-ANTALYA
(İlker MERAL)
Ayman-Tita ikili mücadelesi sırasında daha aktif davranmalıydı. Konyaspor’un 2. golü oynattığı avantaj sayesinde oldu. Ceza alanı içinde Ertuğrul, Cihan’ı itekledi. Penaltı vermeliydi.
HACETTEPE-ANKARASPOR
(Tolga ÖZKALFA)
Pozisyonlara uzak kalıyor. Faul kararlarının çoğunu yardımcı hakemler verdi. Senecky’nin, topu tuttuktan sonra Patiyo’ya attığı tekmenin devamında verilen penaltı ve kırmızı kartı da yardımcı hakemi Erhan Sönmez verdi. Tozo’ya, üst üste yaptığı faullerin devamında avantajı kesmesine rağmen kart göstermeyerek uyarması doğru bir uygulama değildi.
SİVASSPOR-ESKİŞEHİR
(Süleyman ABAY)
Otoritesini kuramadı. Ceza alanı içinde Koray’ın topu rakibinden kurtardığı anda yerde Faruk’un kolu ile topu engellediği pozisyona penaltı kararı verip sarı kart göstermeliydi. Yardımcı hakemi Orkun Aktaş da pozisyonu çok net görmesine rağmen hakemi uyarmadı. Faul ve kart uygulamalarında tutarlı kararlar veremediğinden, maçın sonundaki tartışmalar yaşandı.
G.SARAY-KOCAELİ
(Deniz ÇOBAN)
Çok koştu. Pozisyonlara yakındı. Karşılaşma süresince iyi yer aldı. Faul kararlarını doğru ve tutarlı verdi. Skor olarak zorlaşan karşılaşma süresince, hiçbir baskı ve etki altında kalmadan objektif kararlar verdi. Lincoln’ün ortaladığı topun mesafe yakın olsa da, ceza alanı içindeki Emrah’ın yukarı doğru kalkan kolundan dönmesi sonrası verdiği penaltı kararı ile sarı kart uygulaması doğruydu. Tecrübesiz olmasına rağmen otoritesini sarsacak hareketlere izin vermeden çok başarılı bir maç yönetti.
GAZİANTEP-BEŞİKTAŞ
(Bünyamin GEZER)
Deneyimi, otoritesi ile kendini oyunculara kabul ettirdi. Avantajlara dikkat ederek, oyunun hızını kesmedi. Ceza alanında Sivok’un, Beto’yu kolundan çekmesine penaltı vermeliydi. Görüş açısı olarak terste kaldığı için tespit edemedi. Yardımcı hakemi A.Yusuf Öz, pozisyonu yandan görüyor ancak emin olamadığından hakemi uyaramadı. G.Zan’ın, Murat’a- Sivok’un, Beto’ya yaptığı faullü hareketlerin devamında sarı kart da göstermeliydi. Rüştü’nün protesto amacıyla seyirciyi alkışlaması sonrası gösterdiği sarı kart doğruydu.
KAYSERİSPOR-BURSA
(Fırat AYDINUS)
Tecrübesi, oyunculara verdiği güven duygusu ve verdiği objektif kararlarla başarılıydı.
MHK’dan 1 doğru, bir yanlış!
MHK, geçtiğimiz hafta içinde Süper Lig hakemleri ile yardımcı hakemlerini İstanbul’da topladı. Dört haftalık süre içinde oynanan maçlarda gündeme gelen hatalı hakem kararlarını görüntüler eşliğinde anlattı, maçları yöneten hakemlerin de katkılarıyla eğitim çalışması yaptı.
Hem kadrodaki hakemleri bir araya getirerek ekip ruhunu oluşturmak açısından doğru, hem de hataları tartışarak, oynanacak karşılaşmalarda aynı tür pozisyonlarda standart kararlar verilmesini sağlamak açısından yerinde bir uygulamaydı.
Ancak, dereyi geçerken, çayda boğulma misali. Bu kritik dönemde Oğuz Sarvan, tarzının dışında, kurulunda görev yapanların veya her yerde söyledikleri gibi federasyonun baskısı ile dernek işlerine müdahil olarak yanlış işlere imza atıyorlar. Sevgili Cemal Ersen’in haftalık yazısında belirttiği gibi ilk yarının başarılı hakemi Suat Aslanboğa’ya bu sebeple görev vermiyorlar.
Oğuz Sarvan, İzmir’de yaptığı basın toplantısı sırasında bir gazetecinin, Suat Aslanboğa’ya, Malatya’daki dernek seçimleri nedeniyle görev verilmediği şeklinde sorduğu soruya, “kesinlikle böyle bir şey yok” dedi. Ama ilk yarıda en zorlu maçlarda görev vererek kamuoyunda güven duyulmaya başlanan bir isme hâlâ neden maç yönettirmediğini açıklayamadı.
Sezon öncesi yaptıkları aynı hatayı tekrarlıyorlar. Dört hakeme hiç görev vermediler, seminerlere çağırmadılar. Ancak onlarla ilgili inandırıcı açıklamalar yapamadılar.
Şimdi aynı durum yeniden yaşanıyor. Hem dernek işlerine karışmıyoruz diyorlar, hem de illerde yapılan seçimlerde kendi adaylarının seçilmesi için her türlü baskı ortamını yaratıyorlar. Kaybettikleri seçimin faturasını da genç, kabiliyetli ve ihtiyacı oldukları bir hakeme kesiyorlar.
Bu yönetim anlayışı ile daha önce aynı uygulamaları yaptıkları için eleştirdikleri eski yöneticilerden bu konularda pek bir farkları olmadıklarını da ortaya çıkarmış oldular.