TRABZONSPOR-BURSA
(Hüseyin GÖÇEK)
Alanzinho’ya ceza alanı içinde M.Keçeli’nin arkadan yaptığı müdahaleyi dışarı taşıyarak frikik verdi. Kritik bir yerdeydi. Penaltı olmalıydı. Havadaki topa yükselen Ö.Erdoğan’ı, G.Ünal topa bakmadan yerde itekledi. Faulü ters verdi. Atışın gol olması ile skora etki eden önemli bir hata yapmış oldu.
GALATASARAY-G.BİRLİĞİ
(Koray GENÇERLER)
Galatasaray ceza alanı içinde Mustafa, topu M.Topal’dan kurtardığı anda rakibinin dikkatsiz müdahalesi ile yerde kaldı. Penaltı vermeliydi. Pozisyona yakın olmasına rağmen tespit edemedi.
(Fırat AYDINUS)
Faullerde doğru ve tutarlı kararlar veremeyince oyunculardan ve kenar yönetiminden yapılan itirazları önleyemedi. Disiplin uygulamalarında standart kararlar veremedi. M.Kalkan, M.Yıldız’ı arkadan formasından çekerek tuttu. Sadece faul verdi. Bilica rakibinden topu kurtardığı anda ceza alanı içinde kaleci Petkoviç arkadan gelerek topu eline aldı. Kaleciye pas yorumu ile endirekt serbest vuruş verdi. Kural, “Bir takım arkadaşı tarafından top kasıtlı olarak kaleciye pas olarak vurulduğunda kaleci topa elleri ile dokunursa serbest vuruş verilir” diye yazmasına rağmen yorumunu yanlış yaptı. Atışın devamında Sedat’ın sırtından dönen top M.Sözgelmez’in ellerinden döndü. Penaltı doğruydu. Ancak bariz gol şansı yoktu. Kırmızı kart gereksizdi. Gol sonrası tansiyonu yükselen oyunda kontrolünü kaybetti. T.Seyhan’ın ofsayttaki atağının gol olmaması şansıydı.
ANKARAGÜCÜ-BEŞİKTAŞ
(Tolga ÖZKALFA)
Haftanın en zor karşılaşmasıydı. Gollerin erken olması şansıydı. Yine de, oyunu kontrolüne almakta ve otoritesini oyunculara kabul ettirmekte zorlandı. Ceyhun’a karşılaşma süresince yaptığı aşırı itirazlara rağmen aşırı hoşgörülü davrandı. İlk golde top Bobo’nun koluna çarparak kaleye girdi. Yakın bir mesafe ve Bobo bilerek topa koluyla vurmadı. Gol kararı doğruydu. Ceza alanı içinde G.Zan, Ceyhun’un önündeki topa vurmak isterken dikkatsiz müdahalede bulunarak önce Ceyhun’un ayağına vurdu. Tespit edemedi. Penaltıydı. Oyun devam ederken, avantajın oluşmaması halinde yapılan ilk ihlali cezalandırması gerektiğini unutmamalı. Ceyhun’a, Cisse’nin yaptığı hareket gibi.
ANTALYA-FENERBAHÇE
(Aytekin DURMAZ)
Fenerbahçe’nin attığı beraberlik golü öncesi kale alanı içinde Lugano-Yalçın ikili mücadelesindeki devam kararı doğruydu. Ceza alanı içinde Tita, tam topa vurmak üzere iken A.Bilgin’in arkadan kontrolsüz müdahalesi ile yerde kaldı. Tita’nın düşmesine inanmadı. Ancak penaltı verip, sarı kartını kullanmalıydı.
KONYASPOR-ESKİŞEHİR
(Bülent YILDIRIM)
Küme düşecek takımları yakından ilgilendiren zorlu maçı tecrübesi ile başarılı yönetti. Ceza alanı içindeki Engin-M.Çoğum ikili mücadelesindeki devam kararı, B.Bölükbaşı’nın atağında ceza alanı içinde yerden seken topun Koray’ın kolundan dönmesi sonrası ve son dakika içinde Veysel’in rakibinin formasından tutarak kendini penaltı beklentisi içinde yere atması sonrası oyunu devam kararları doğruydu.
GAZİANTEP-KOCAELİSPOR
(Süleyman ABAY)
Ligde iddiası kalmayan ve sadece futbol oynama arzusu içindeki iki takım arasında geçen haftanın en gollü karşılaşmasındaki yönetimi iyiydi.
İ.B.BELEDİYE-KAYSERİ
(Selçuk DERELİ)
Ceza alanı içinde Toledo’nun, İ.Akın’a yaptığı kontrolsüz harekete penaltı kararı vermesi gerekirken, devam eden pozisyonda Serhat-Eren mücadelesinde vermemesi gereken pozisyona penaltı çaldı.
DENİZLİSPOR-ANKARA
(Yunus YILDIRIM)
İlk gol öncesi Batak ile Bangouro topla oynamak isterken çarpıştı faul verdi. Ankaraspor’un yediği ikinci gol öncesi Angelov-Bilal’den topu faullü aldı. Devamında gol oldu. Oyunun skorunu belirleyen 2 gol de tartışmalı.
MHK, Aydınus’u yıprattı, sıra Gezer’de!
Fırat Aydınus, Süper Lig’in en yetenekli hakemlerinden biriydi. FIFA kokartı, futbol bilgisi, stili ve güler yüzü ile genç hakemlerin örnek aldığı bir isimdi. Tartışılan tek yönü ise maç ayrımı yapmasıydı. Derbi maçlarındaki başarısını diğer maçlarda gösteremiyordu. Ligin ilk yarısında oynanan Trabzonspor-Eskişehirspor maçındaki tek taraflı, baskıya boyun eğen yönetim tarzı yüzünden uzunca bir süre dinlendirildi. Galatasaray-Fenerbahçe maçındaki başarısız yönetimi ile moral, motivasyon ve kendine olan güvenini kaybetti. İşin en önemli tarafı ise artık futbolcular dahil teknik direktörler ve seyirciler de kendisinin maçlarda verdiği kararlara güvenmiyorlar. Hacettepe-Sivasspor karşılaşmasında da, maçın önüne çıkma egosu, oyunculara ve kenar yönetime karşı tahrik edici davranışları, tutarsız kararları, yanlış kaleciye pas yorumu ile kendi halinde giden maçı tartışmalı bitirdi.
Aydınus gibi kabiliyetli bir hakemin bu duruma düşmesini engelleyemeyen MHK’nın deneyimli yöneticileri şimdi de görevlendirmeleri ile Bünyamin Gezer’i aynı duruma düşürecekler.
Bünyamin Gezer, kendine has tarzı ve futbol bilgisi ile spor kamuoyundan büyük destek görüyor. Ancak, o da maçlarda yaptığı bariz hatalarına rağmen görev almaya devam edince günden güne gerilemeye ve tartışılmaya başladı. Konyaspor-Sivasspor maçının son dakikasında veremediği penaltı ve kırmızı kartlar olmasına rağmen üst üste maçlara çıktı. Beşiktaş-Fenerbahçe Türkiye Kupası Final maçının son dakikasında verdiği penaltı kararını oyun berabere devam ederken veya bir farkla Beşiktaş önde iken vermiş olsaydı, MHK onu yine Bank Asya’nın final maçını yönetmek üzere görevlendirebilir miydi? Hiç sanmıyorum!
MHK için oyun kurallarını ve talimatlarını uygulayan hakemler değil, yazılı ve görsel basında tartışılmayan isimler önemli olduğu için, Türk Hakemliği günden güne geriliyor ve güven duygusunu kaybediyor.