Fırat Aydınus maçın başından itibaren sık düdük çalarak oyunun tansiyonunun yükselmesini engellemek istedi. Devamında oyuncuları uyararak kartlarını az gösterme yönetim tarzını benimsemişti.
Baştan işler istediği gibi gitti. Ancak Emre Aşık, Roberto Carlos mücadelesi sonrası oyunun kontrolünü kaybetti. Karşıdan kayarak yaptığı kontrolsüz
hareketinden dolayı Emre’ye sarı kart göstermeliydi. Hemen ardından Selçuk’un, Kewell’a yaptığı benzer harekette sarı kartını kullanınca oyuncuların aşırı itirazı ile karşılaştı. Selçuk’a gösterdiği sarı kartta haklıydı. Bir dakika sonra, orta sahada kafa ile oynama mesafesindeki topa ayağını kaldıran Selçuk’un, Ümit Karan’a temas eden müdahalesi sonrası kontrolsüz ve rakibi için tehlikeli hareketi ile ikinci sarıdan kırmızı kartını göstermeliydi.
Sabri’nin, yardımcı hakem Tarık Ongun’a yaptığı itirazlarına rağmen kartına başvurmaması ilginçti. İkinci yarıda serbest vuruş sonrası Fenerbahçe ceza sahasındaki pozisyonda Deivid-Hakan Balta mücadelesini devam ettirmesi doğruydu. Sabri ile Emre‘nin karşılıklı itişmeleri sonrası iki oyuncuya gösterdiği sarı kart kurallara uygundu.
Otoritesini sağlayamaması nedeniyle uzatmanın son dakikası içinde oyun sahası savaş alanına döndü. Aydınus’un kenara çekilip olayları izlemesi ve sonrası yardımcı hakemleri ile konuşarak 4 kırmızı kart göstermesi oyun boyunca müsabakadan çekindiğinin göstergesiydi. ‘Aman müsabaka benim üzerime yıkılmasın’ anlayışı yüzünden bu olaylara çanak tuttu. Aydınus tecrübesindeki bir hakemin oyunun kontrolünü daha önceden sağlayarak son dakikadaki olaylara müsaade etmemesi gerekirdi.