14 gün deÄŸil, 4 saat yeter!

4 Ağustos ile 17 Ağustos tarihleri arasında üst klasman ve yardımcı hakemlerini, İstanbul’da toplayan MHK, eğitim ve fiziksel çalışmalar yaparak yeni sezon öncesi talimatlarını verdi. Bunda amaç, yeni sezonda tüm hakemlerin benzer pozisyonlarda aynı kararları baskı ve etki altında kalmadan, takım ayrımı yapmadan verebilmesiydi.

Sezonun 2. haftası sonunda ortaya çıkan tablo bu çalışmaların hiç de öyle gerçekleşmediğini ortaya çıkardı. 8 maç televizyonlardan naklen yayımlandı. Bu müsabakaları tüm futbolseverler kadar Süper Lig’de ve diğer liglerimizde hatta amatör kümelerde yer alan takımların oyuncuları ve teknik kadroları ile hakemler de izlemektedir. Onun için bu maçları yöneten hakemlerin sorumlulukları vardır. Verdikleri kararlar diğer hakemlere örnek teşkil eder. En iyi eğitim görsel eğitimdir. Siz istediğiniz kadar Futbol Oyun Kuralları’nda yazan 17 kural hakkında yorumlar yapın, slayt ve filmler seyrettirin.
Önemli olan bu kararları verecek olan hakem ve yardımcı hakemlerin benzer pozisyonlarda aynı kararlar vermesini sağlayabilmektir!
Seminerde, İskoçyalı Hugh Dallas’ın Avrupa Şampiyonası’ndaki maçlardan derlenen eğitim çalışmasında, hangi pozisyonun faul veya hangisinin sarı mı-kırmızı mı olduğu konusunda çalışmalar yapıldı.
Avrupa Şampiyonası’nda görev yapan hakemlerin genel yönetimlerini hatırladığımızda hatalı kararlar vererek skorları değiştirdiklerini unutmadık.
Ancak, görev yapan tüm hakemler bilhassa sarı ve kırmızı kartlık hareketlerde aynı kararları verdiler.
Daha sezonun başındayız. Milli Takım için verilen arayı MHK’nın iyi değerlendirmesi gerekir. Böylece, önümüzdeki haftalarda olabilecek tartışmaları engelleyebilirler.
14 günlük seminerde vermeye çalıştıkları ancak başaramadıkları, hakemlerdeki standart karar verebilme becerisini 4 saat içinde ilk iki haftadan derlenen görüntüler eşliğinde, maçları yöneten hakemlerin anlatımı ile yapmalılar.
Bu ÅŸekilde kararları verenlerle daha henüz görev yapmayan hakemlerin tartışarak doÄŸruyu bulmaları saÄŸlanabilir. Karar, OÄŸuz Sarvan’ın, pardon, yanlış söyledim. Futbol Federasyonu’nun tüm eÄŸitimlerinden sorumlusu Ahmet Güvener’in (!).Â
Ben sadece tavsiyede bulundum.

MHK’ya cesaret gerek!
Geçtiğimiz yıllarda görev yapan Mustafa Çulcu ile Hilmi Ok  MHK’ları tartışılan icraatlarına rağmen bir şeyi doğru yaptılar. Kadroya yeni isimleri ekleyerek, hem devamlı görev alanların yıpranma sürelerini azaltırken, bir yandan da bunlara arka arkaya verdikleri görevler sayesinde Türk hakemliğine katkı sağladılar. Hüseyin Göçek, Bünyamin Gezer, M.Kamil Abitoğlu, Halis Özkahya, Barış Şimşek  bunlardan bazıları. Oğuz Sarvan  MHK’sının da acilen yeni isimleri ortaya çıkararak onları TV’lerde canlı yayımlanan maçlara görevlendirebilme cesaretini göstermeleri şarttır. Atamalarına baktığımda Suat Aslanboğa, Deniz Çoban, Koray Gencerler, İlker Meral, Taner Gizlenci  isimleri ön plana çıktı. Şimdi sıra bu yeni yıpranmamış isimleri canlı yayımlanan maçlara görevlendirme cesaretini göstermekte.

MHK’nın basın sözcüsü  Serdar Çakır mı?
 Serdar Çakır geçen yıl Haluk Ulusoy’un talimatları gereği kadroda olmamasına rağmen başkan kontenjanından Süper Lig gözlemci kadrosuna dahil edilerek görev yaptı.
Futbol Federasyonu’nun deÄŸiÅŸmesi ile yeni atanan GTK’nca sezon başı açıklanan Süper Lig gözlemci kadrosuna alınmayan Çakır, araya giren iÅŸ çevresinin, GTK BaÅŸkanı Kemal Dinçer’e yaptığı baskı üzerine, Federasyon BaÅŸkanı kontenjanından sonradan kadroya dahil edildi. Böylece, kendisini kadro dışı bırakan GTK üyelerinin yetkilerinin ne oranda olduÄŸunun da ortaya çıkmasını saÄŸladı.Â
GTK’nın çalışma prensipleri ve görevleri ile ilgili talimatları gereği Resmi Süper Lig Gözlemcisi kadrosunda bulunanların yazılı ve görsel basına açıklama yapmaları yasaklanmıştır. Ancak; Serdar Çakır, geçtiğimiz hafta oynanan, gösterilen ve gösterilmeyen kartlarla gündemi meşgul eden, Fenerbahçe-B.Belediyespor maçının hakemi Süleyman Abay’ın müsabaka içinde verdiği bazı kararları TV’de yorumladı. Kendisi Süper Lig gözlemcisi, maçta görevli olan başka bir gözlemcinin yetkisi alanına girerek değerlendirme yapması ve onu etkileyebilecek yorumlarda bulunması etik olarak ne kadar doğru?
Aslında doğrusu bu tür tartışmaların uzamaması için MHK başkanının açıklama yapmasıdır.
Bu değerlendirmeleri yaparken MHK’nın işleyişi hakkında yorumlarda da bulunması acaba Serdar Çakır, MHK’nın basın sözcüsü mü tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Yapılan iş ne olursa olsun! İster izinli ister izinsiz! Eğer görevde bulunan MHK ve GTK içinde otorite boşluğu varsa sonucunda herkes her işe müdahil olur.