Ne kadar acayip bir futbol atmosferimiz var. Herkes birbirine istediğini söyleyebiliyor. “Çok demokratik bir ortam” diyecekler olacaktır. Ama anarşinin, kaosun ön plana çıktığını kabul etmek gerekiyor.
Türk futbolunda artık kimin haklı, kimin haksız olduğu değil. Herkes kendini haklı görüyor zaten. Ancak, çirkin üslup sanki normal bir şeymiş gibi sunuluyor. Kimse bir konuyu olgunlukla tartışamıyor. Çünkü insanlar herkesin kendileri gibi düşünmesini istiyor. Bir cümlede farklı bir kelimeye bile tahammül edilmiyor.
İnanın UEFA şimdi gelip Türkiye’de futbolu yasaklasa (böyle bir şey olamaz ama mesela) inanın futbol programları bitmez. Birileri çıkar, “Fenerbahçe yüzünden” der, bir diğeri, “Galatasaray yüzünden” der ve kavga çıkar, reytingler yükselir. Zaten gerçekten futbol konuşanların oranı düşük. Millet, Avrupa liglerini izleyip bu kısır muhabbete takılır.
Şunu artık anlamamız gerekiyor. Türk futbolu, kişilerle kurtulmaz. Artık sisteme format atılması gerekiyor. Sıfırdan yeni bir yönetim sistemi kurulması gerekiyor. Ancak sistemden şikayet edenler dahil, böyle bir tasarrufa kimse yanaşmaz. Herkes bu bataklığın içinde debelenmekten memnun. Muhtemelen “duygusal” nedenlerle!
İngilizler, kendi sistemlerini 33 yıl önce değiştirip dünyanın en çok izlenen ligini kurdular. Manchester City vakası, onların sistemini zorluyor. Eğer kamuoyunu tatmin eden bir ceza çıkmazsa Ada’da da homurtular yükselecek. Biz daha kendi sıkıntılarımızı aşamadan adamlar yeni versiyona geçecekler.
Türkiye’nin kendi gerçeği içinde şunu kabul etmemiz gerekiyor. Futbol sorununu sadece devlet çözebilir. Ama devlet çarkları içinde bu bataklığa bulaşmış kişiler varsa onları temizlemek şart. Kısacası takip edilirken acı çektiren, öfkelendiren ligimizi seyretmeye devam!