Mehmet Demirtaş

Mehmet Demirtaş

mehmet.demirtas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Spor Toto 1. Lig’de Altay, evinde Dyorex Boluspor’u 5-1 mağlup etti. 6 maç seyircisiz oynama cezası alan siyah beyazlılar, sahaya taraftarından yoksun çıktı. Zaferi getiren golleri Salih, Eren, İbrahim, Paixao (P) ve Zeki kaydetti. İzmir ekibi, bu skorun ardından 21 puana yükseldi ve yenilmezlik serisini sürdürdü

Hepimiz aynı mahallenin evlatlarıyız. Aynı sokak taşlarını arşınladık, köşebaşlarında ağladık ve kaldırımlarda sevdalandık. Farklı kapılardan farkı tutkularla çıktık. Bazen kızdırdık, bazen alay ettik. Ancak raconuna göre oynadık, birbirimizi hiç mi hiç yıpratmadık. Çünkü bu coğrafya rakibe, şehre, emeğe ve emekçilere saygı duymayı iliklerimize dek anlattı, aydınlandık.

Geçen hafta kenti hüzne boğan olayların ardından yazılarımızın üstüne yazı kondurmak takdir edersiniz ki pek kolay olmadı, olmayacak. Lakin yaşam sürüyor, zaman akıyor elbet.

1. Lig’de 16. haftayı geride bıraktık. Devreye çok az bir zaman kaldı. Artık takımlar adına elimizde çeşitli doneler mevcut. Siyah beyazlıların bu sezon mücadeleci ruhu, deneyimli, genç karışımından homojen bir görüntüleri var. Beklenti-sonuç paritesinin üzerinde bir tablo koydular ortaya. Marco’nun azımsanmayacak gol katkısı, İbrahim’in gönülden arzusu, kaleci Ozan’ın reflekslerindeki parıltı ve de gençlerin enerjik yapısıyla, yüzleri gülümsettiler. Boluspor karşısına çıkarken karanlık bir haftanın yoğunluğu vardı üzerlerinde. Lakin onlar, boş tribünlerin yarattığı sessizliği golleriyle ısıtacak kadar olgundular. Oyun girizgahı, sanki tabeladaki sonucun birer yansımasıydı.
Kaleci Mustafa, üç direk önünde esaslı bir duruş sergiledi. Maç sonunda döktüğü gözyaşları ise bu camianın direncini, gücünü ve birlikte hareket etme olgusunu simgeler nitelikteydi. Eminim ekranları başında gerçek Altaylılar, birlikte hüzünlenmişlerdir. Es geçmeyelim dün gece Altay Türk futboluna bir kaleci daha armağan etti.

Bu sezon Marco dışında skora etki eden bir isim olmamasına hayıflanırdım kendi kendime. Önce Salih, ardından Eren’in golü gönülleri yumuşattı. Sahayı yönetme sanatının bir ustası gibi yeşil çimler üzerinde görsel şölen sunan siyah beyazlılar, Bolu’yu sahnenin dışına itmeye kararlıydı. Tabiatları gereği kolektif bilince sadık kalmayı amaç edindiklerinde tüm inisiyatifleriyle kenar yönetimin prensiplerine uyuyorlar. İlk yarıda oyunda ve skorda maçı domine edip istediği golleri de bulduktan sonra ikinci perdede topu Boluspor’a bıraktılar. Artık onlar statik kalan, izleyen taraftı. Rakipleri ise eriyen zamanı tutamayıp farkı kapamanın telaşında olan yakaydı.

Bu noktada siyah beyazlıların en belirgin özellikleri alan parsellemesini kılçıksız yapmaları. Bolu’ya fırsat vermeden geçirdikleri her saniye, onlara üç puanı müjdeleyen armağan gibiydi. Böylesi bir günde direklere takılan Marco’nun hesabı açıp açmayacak düşüncesi hakimken penaltıdan attığı gol sonrası Zeki’nin de beşlemesi pastanın çileğini kondurdu. Rafine bir şekilde kahramanca savaşıp rölantiye aldıkları ikinci 45’in sonucunda da gülmeyi başardılar.
Dile kolay, 15 haftalık periyotta kalesinde ligin en az gol gören takımına bir maçta böylesine bol gol sunmaları. Öncelikle yürekleriyle kramponlarını bağlayan tüm futbolcuları tebrik etmek gerek.

Fakat bu maçın hikayesi yazılırken, salt kazanılan galibiyet yazmayacak. Her golden sonra kaleci Ozan Evrim’in formasını kameralara göstermeleri, reklam panolarında Ozan’la birlikte Göztepeli taraftar Mehmet Çakır’a ‘Yüreğimiz sizinle’ mesajının verilmesi, 22 futbolcunun birbirlerine karşı nezaketle yaklaşıp Fair Play’in anatomisini izlettirmeleri bence her şeyin üzerindeydi. Maç sonrası verdikleri poz, umut üreten geleceğin bir portresi gibi duvarda asılı duruyor. Yüreğinize sağlık!