Veda busesi
Gaziantep deplasmanında öne geçen Göztepe, hakem atışından golü bulduğu için 90+6’da rakibinin gol atmasına fair play olarak izin verdi. Ev sahibi ekip 90+7. dakikada penaltı kazandı ancak Muhammet Demir bu penaltı vuruşunu dışarı yuvarladı ve sarı kırmızılılar Süper Lig’den düşen ikinci takım oldu.
Haftalardır korkulan rüyanın gerçekleşmesini beklerken, diğer yandan da o günün gelmemesi için dilekler dileniyordu. Çalkantılı geçen sezonu, birkaç perdeye ayırdığımızda yaşananları daha net görebiliyoruz.
Girişi tatsız, ortası umut, sonu hüsran olan 2021-2022 futbol iklimi biterken Göztepe artık Süper Lig’e mendil sallayan ikinci ekip olmuştu.
Teknik adam sirkülasyonu, başkandan yönetime soru işaretleri, yetersiz saha içi performansı derken umutlar tazeyken düşmeyi kabul etme duygusu hakimdi.
Futbol oyununun kimyası gereği düşmeler, yükselmeler, acılar, travmalar, sevinçler olsa da mücadele etmeden teslim olmak, Göztepe’ye ve de İzmir’e yakışan bir durum değildi. Büyük resimde ocak ayını yüzü gülerek geçiren sarı kırmızılılar, üst üste dört maç kazanmanın sarhoşluğunda ümidini koruyordu. Özellikle Başakşehir deplasmanındaki zafer pozuyla büyük bir sükse yapmış, basamakları bir bir çıkmıştı.
Ardından tuhaf bir seriyle 10 maçta 0 çekmiş, türbülansa girmişti.
Taraftarın sosyal medyadan haykırdığı ‘golcü’ transferini bitiremeyen Göztepe yönetimi, İzmir temsilcisinin gol beklentisi/bulduğu gol oranında ligin en kötü takımları arasına girmesine neden oluyordu.
Tomas’a ateşten gömlek giydirip takımı emanet etmek konusunda verilenen kararın ‘saçmalığı’ hala damaklardaki yerini koruyordu. Belki El Maestro’nun bırakması çok da yanlış değildi ancak Tomas’ın gelişi düpedüz veda mesajıydı. Göztepe hatayı hatayla kapamaya çalışıyordu anlaşılan. Maestro tam çözüm olamasa da sahada bir mücadele görmek mümkündü.
En azından diri kalabiliyordu sarı kırmızılılar. Maestro çizgi dışı, Tomas takım başı hamlesiyle bu takımın fişi çekilmişti.
Ardından en önemli oyunculardan Obinna ve Ndiaye’ye el sallandı.
Bu da kadro kalitesini büyük oranda etkiledi kuşkusuz.
İrfan Can ile yaşanan sorunlu evreler, devirde geçen isimler, kulübün giderek kendi kabuğuna çekildiği dönemler derken, Göztepe beş sezon mücadele ettiği Süper Lig’de gelecek sezon olamayacak.
Genel çerçeveye göz gezdirdiğimiz zaman neredeyse ilk sezon hariç bu lige tutunma gayesi dışına çıkılamadı. Sezon başı ‘Avrupa’ defteri ile hayaller kurduran camia, sezon sonu evdeki hesabın çarşıya uymadığını belgeler nitelikte tablolar ortaya koydu. Savrulmalar, dağılmalar, tökezlemelerle finaller umulduğu gibi olmadı.
Jahovic’in golü ile düşmeyi erteleme ışığı, centilmenliğin ete kemiğe bürünmüş haliyle rakibin beraberliğe ulaşmasına alan açışı, aynı şekilde Gaziantep’in penaltıyı dışarı atmasıyla tarihe geçecek maçın ardından bence ‘kendine yakıştığı’ şekilde bu ligi noktaladı Göztepe.
Yıllarca çekilen sıkıntıları, finalde Eskişehir’in dize getirilişi, Ankaragücü mücadelesiyle ligde kalışın çığlıkları hafızalarda taze hatırayken bugün bu noktada denecek söz kalmadı.
Artık pasaporta bakmaksızın camiaya hizmet edecek oyuncu grubu, her şeyden önce armayı parlatacak bir yönetim ve küstürülmüş taraftarı Gürsel Aksel’e çektirecek puan tablosu ile yeniden Süper Lig vizesi alacağı günü iple çekiyorum.