İlk üç maçta Samsunspor, Pendikspor, Keçiörengücü maçlarında kadro yapısını şekillendiremeyip oyunu tutamayan Altay, sonraki üçgende ise yenilmeyip beş puanı cebine koyarak girdi milli araya. İlk üçte beş gol yedikten sonra Adanaspor, Bodrumspor ve Yeni Malatyaspor gibi zorlu eşiği, meşin yuvarlağı kalesinden tek sefer çıkararak aşmıştı. Haliyle de tribünlerde oluşan umutsuz hava, gerginlik ve endişe yerini güneşe bırakmıştı. Arada ise çekilen fotoğraf karelerine gülümsemeler, mutluluğun tanecikleri yansımıştı. Ligin en pahalı ve bütçe olarak en mütevazi takımının randevusu vardı İzmir’de. Milyonları Süper Lig için harcamaktan çekinmeyen Eyüpspor’a karşı ne yapacakları ise merak konusuydu. İlk perdede önde baskı yapıp rakibin istasyonlarını bozmaya çalıştılar. Ki 35 dakika da bunu başardılar. Pas ağının merkezinde sağlam bir çapa olarak işini iyi yapan Altay, rakibinin hızlı akınlarını da engellemeyi bildi. Akan oyunda en az gol beklentisi olan takımlardan siyah beyazlılar, bu yönden de fena bir ilk yarı çıkarmadı. 21'de Paixao'nun kenar organizasyonu sonrası çıkarttığı röveşata gol olsa, Alsancak semalarının havası farklı olacaktı. Eyüpspor'un ise bu perdede en akılda kalıcı atağı, 35'te Eze ile geldi. 35'ten sonrası Eyüpspor pozisyon üretmede daha rahattı. Bunların hiçbiri net olmasa da ev sahibi ekibin kalesinde geçti oyun. Altay ise bu evrede kornerlerden ağları bulmayı amaçladı. Fakat başarılı olamadı. Tabelada ilk 45 sonrası yaprak kıpırdamadı. İkinci yarının hakimi ise Eyüpspor'du. Şut denemesi yapan, rakip alanda görünen onlardı. Ancak Altay'ın defanstaki başarılı hamleleri, net pozisyon üretiminin önüne geçti. Altay savunmada Eyüp için fazla yırtıcı ve çabuktu. Deplasman ekibinde Eze, Dibba ve Sekidika'nın etkisizliği, sayısız top kayıpları istenilen kıvamda yüklenememesine sebep oldu. Neticede ligin zirvesindeki ekipten puan almak, bunu gol yemeden başarmak kolektif açıdan büyük bir kazançtı.