Türkiye Futbol Federasyonu’nda heyecanla beklenen genel kurulda artık geri sayıma geçildi.

18 Temmuz’da gerçekleşecek olan Olağanüstü Genel Kurul için hazırlıklar devam ederken, yasal süreçte de artık son günlere girildi.

TFF’nin statüsünün 38. maddesine göre, başkan adaylarının başvuruları için son gün yaklaştı. Statü gereği, aday olmak isteyenler en geç genel kuruldan 7 gün önce TFF Genel Sekreterliği’ne yazılı olarak başvurmak zorunda. Bu, adaylar için bugün son gün demek.

Başkan adaylığı için belirli şartlar var: 25 yaşını doldurmuş ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, seçim tarihinden önceki beş yıl içinde toplamda iki yıl hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmamış olmak, kesinleşmiş vergi ve sosyal sigorta prim borcu bulunmamak, kasten işlenen bir suçtan dolayı iki yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da statüde belirtilen suçlarla mahkum olmamış olmak ve yüz kızartıcı suçlardan biriyle hüküm giymemiş olmak gibi.

Haberin Devamı

Ayrıca, adaylar beş ayrı kulüpten ya da oy kullanma hakkı bulunan kurumlardan beş kişinin ıslak imzalı teklifini getirmekle yükümlü. Adayların, genel kurulda delegelerin beşte birinin yazılı teklifini de Genel Kurul Divan Kurulu’na sunmaları gerekiyor.

Gönül isterdi ki çoklu ve çeşitli adaylar çıksın, herkes projelerini anlatsın, iddialı seçim kampanyaları yapılsın. Sadece isimler değil, projeler ve fikirler yarışsın. Yine olmadı; keşke farklı olsaydı, futbolumuz için daha iyi olurdu...

Türk futbolunun içinde bulunduğu durum fazlasıyla nazik ve son derece hassas…

Mantıklı hareket etme ve Türk futbolunu içerisinde bulunduğu kaos ortamından çıkarma zamanı.

Ortak paydamız futbol ise herkes bilsin ki, özellikle de dört büyükler, futbolumuzun durumu iyi değil, bunun ucu eninde sonunda kendilerine de dokunacaktır. Anadolu kulüplerinin durumu malum. Kum torbası gibiler, gelen vuruyor, giden vuruyor.

Gözlerini açamıyorlar.

Futbolumuz sürekli olarak neden kan kaybediyor? Bu kan kaybının nedenleri araştırılıyor mu?

Futbol pastası her geçen gün neden küçülüyor? Bilen var mı?

Haberin Devamı

Ali, Veli, Selami fark etmez, isimler önemli değil. Futbolda rekabet olmalı mı? Olmalı. Ancak, futbolda kutuplaşma, düşmanlaşma, kavga olmamalı. Kulüpler arası tatlı rekabet iyidir. Ancak faturası ağır olacak rekabetlerin, kavgaların ne ülkemize ne de futbolumuzun marka değerine faydası yok.

Sonuç olarak, futbolumuzun marka değerinin arttığı günlere erişebilir miyiz? Öncelikle işi bilen, liyakatli insanların göreve gelmeleri şart.

Türk futbolu her geçen gün “biraz daha, biraz daha” derken, daha çok kan kaybetmeye devam ediyor. Futbolumuzdaki “kaos” bitecek mi, yoksa devam edecek mi? Bu sorunun cevabı 18 Temmuz’da netleşecek.

Futbolun başına kim gelecekse, mutlaka farkını ortaya koymalı ve işinin kolay olmadığını bilmeli.

Ona göre de bir kadro kurmalı.

Bu iş, bir ekip işi. Ekip iyiyse, dürüstse, tarafsızsa ve en önemlisi adaletliyse futbolumuz düştüğü yerden mutlaka ayağa kalkar. Türk futbolunun başına gelecek isim kim olursa olsun, “kibir”den, “tepeden bakış”tan ve “ego”dan arınmış olmalı. Bu kimliğe İzmir’den iki isim benim adayımdır. İlki, daha önce de bu görevi üstlenmiş, hiçbir şaibeli işe ismi karışmamış, hem iyi bir futbol hem de iyi bir iş insanı olan Mahmut Özgener. Federasyon başkanlığına çok yakışırdı ancak onu ikna etmek kolay görünmüyor.

Haberin Devamı

Bir başka isim ise Talat Papatya.

Papatya, eski TFF 1. Lig kulüplerinden sorumlu yönetim kurulu üyeliği ve Göztepe Spor Kulübü’nün eski başkan yardımcılığı ve yönetim kurulu üyeliğini layığıyla yaptı. Aynı zamanda İZVAK Başkan Vekili olarak görevine devam ediyor.

Vizyonu, kimliği ve adalet duygusunu benimsemiş, günümüzde sayıları azalmış insanlardan biridir Talat Papatya. İzmir ve Ege futbolunun geleceği için TFF seçimlerinde özellikle Talat Papatya’nın hangi liste olursa olsun adının mutlaka olması çok önemli.

18 Temmuz, Türk futbolunun geleceği için kritik bir gün olacak. Kim seçilirse seçilsin, futbolumuzun düştüğü yerden ayağa kalkması için ciddi adımlar atılması gerekiyor.

Şeffaf, adaletli ve liyakatlı bir yönetim anlayışıyla Türk futbolu yeniden hak ettiği değeri bulabilir. Umarım bu genel kurul, futbolumuzun geleceği için hayırlı olur.