Göztepe Spor Kulübü CEO'luğuna getirilen Kerem Ertan geçtiğimiz günlerde basın mensuplarının karşısına çıktı.
Öyle açıklamalar yaptı ki, lafı hiç eğip bükmeden adrese teslim etti. Tabiri caizse kitabın ortasından konuştu.
Haksız mı? Bence sonuna kadar haklı. İşte Kerem Ertan’ın açıklamalarından satır başları:
-Gürsel Aksel Stadı'nı daha yaşanır bir hale getireceğiz. Bir ev düşünün. Burayı 12 ay kiralıyorsunuz, ancak sadece 20 hafta oturuyorsunuz. Geri kalan 32 hafta boş geçiyor. İşte statta da aynı durumu yaşıyoruz.
-Gürsel Aksel Stadı sadece müsabakaların oynandığı yer değil, toplantıların yapıldığı, kutlamaların gerçekleştiği daha yaşanır bir hale gelecek.
-Birkaç ay içinde stat ticari alanlarının devriyle ilgili sorun ortadan kalkacak.
-Bu stadın yapımında emeği geçen devlet büyüklerimize sonsuz teşekkür ediyorum.
-Biz kulüp olarak merkez yönetimden aldığımız desteği yerel yönetimlerden alamıyoruz. Bu şehirde taraftarıyla, camiasıyla, mali yapısıyla Süper Lig’e en yakın kulüp Göztepe’dir. Buna rağmen İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yanımızda göremiyoruz.
-Antalya, Sivas, Kayseri Büyükşehir belediyeleri, şehirlerinin takımları için neler yapabiliriz, onlara nasıl destek olabilirizi tartışırken biz İzmir yerel yönetimlerinden rica minnet destek almaya çalışıyoruz.
-Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinin Süper Lig’de bir takımının olması için yerel yönetimin destek olmamasının kabul edilebilir bir tarafı yok.
Sevgili Kerem Ertan duygu ve düşüncelerimize tercüman oldu. İzmir’de yerel yönetimin sporla arası iyi değil. Aralarında sporun içinden gelen pek fazla isim yok.
İzmir’in profesyonel liglerde mücadele eden 10 spor kulübü var. Ancak hepsi de ayrı ayrı sorunlarla boğuşuyor. Süper denen ligde 8 İstanbul takımı var. İzmir, Süper Lig’de yok!
Tesis yönünden yetersiz illerin başındayız...
Spor, üçüncü planda olmamalı...
Şehrin nasıl yola, suya, okula, camiye, sağlık kuruluşuna ihtiyacı varsa aynı önemde spor kulübü ve spor tesisine de ihtiyacı var. Sporda siyaset olmamalı, fakat spor için siyasetten faydalanılmalıdır.
İzmir, mükemmel bir şehir değil. Eksikleri var.
Doğma büyüme bir İzmirli olarak bu şehir ile gurur duyuyorum. Ancak diğer illere oranla geride kaldığımızı söylemeliyim.
Belediyeler şehrin spor kulüplerine kaynak yaratır. Şehrin göbeğinde oynanan maçlarda tribünlerde yerlerini alarak kendilerine yakışır şekilde ev sahipliği yapar. İzmir’in spor kulüplerini onurlandırır. Sözde değil özde icraatlar yapar...
Yaklaşık 3 ay sonra yerel yöneticiler için seçim yapılacak.
Siz belediye başkan adaylarının spor kulüplerinin sorunlarını çözmek için bir düşünceleri var mı?
Adaylar sporun ve spor kulüplerinin sorunlarından haberdar mı?
Sporun sorunlarını çözmek için bir projeleri var mı?
Karalamayı bir kenara bırakarak neler vaat ettiklerini, seçildikleri takdirde neler yapacaklarını madde madde öğrenmek istiyoruz.
Bugüne kadar yapılan veya yapılmayan belediye hizmetlerinin üzerine ne koyacaksınız?
Belediye başkanlıkları için aday olmayı düşünenler önce şehri dinlemeli.
Kent insanının ne istediğini anlamalı. İzmir’i tanımalı.
Bu kentin değer verdiği her şeyi sahiplenmeli ve saygı duymalı.
Belediyelere aday olanların seçim vaatlerinde neleri yıkacaklarını değil, neler yapacaklarını öğrenmek istiyoruz.
Varsa anlatsınlar...
Gerçekten merak ediyoruz...
‘‘Mutlu bir şehir erken bir cennettir’’ sözüne bayılırım.
Bugün bizlere düşen, bu değerlerin sayısını artırmak, ilin ekonomisini güçlendirmek ve İzmir’i mutlu bir şehir yapmaktır.
İzmir niye cennet bir şehir olmasın ki?
Hele insan kaynakları açısından oldukça güçlü bir varlığı olan İzmir, bugünkü konumundan fersah fersah ileri taşınabilir.
Bunun için tek şeye ihtiyacımız var. İzmir’i gerçekten sevip, benimseyip bu şehir için fikir ve değer üretmek. Hangi ideoloji, siyasi anlayış ve dünya görüşünden olursak olalım, ortak değerimiz İzmir.
Siyasi polemikler, anlamsız tartışmalar, kısır çekişmeler yapana da, kent insanına da bir şey kazandırmıyor. Buna bir son verelim diyorum.
İzmir; spor, eğitim, kültür ve sanat dünyasında çok daha ileride olmalı, çünkü böyle bir potansiyeli var bu şehrin. Bakış açımızı İzmir için değiştirelim artık.
Uzun lafın kısası, İzmir’de artık oylar ‘‘Çantada keklik değil!’’ Benim oyum, spora ve sporcuya destek