Mehmet Demirtaş

Mehmet Demirtaş

mehmet.demirtas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yeni Malatyaspor önüne çıkmadan önce bu sezon 8 resmi müsabakada boy göstermiş Göztepe'nin iki handikabı vardı. Bunlardan ilki, yeni yıldızların bir türlü patlama yapamaması. Diğeri ise takımca bir futbol aklının olmaması. 8 haftada yalnızca 4 kez ağları sarsıp 8 puan topladı sarı kırmızılılar. Yani pazar öğleden sonrası maça çıkmadan 13 puan gerisindeydi zirvenin daha 10. haftaya ayak basarken. Futbol diğer spor branşları gibi değildir. Ne hakem kararı sizi kazandırır ne bir jürinin ağzından çıkacak cümleler sevindirir ne de farklı bir figür gerekir. Kazanmak için tek ilaç gol atmaktır. Reçeteyi sahaya bir türlü yazamayan Göztepe, hasarı bol haftalar sonrası yorgun ve kayıplarla çıktı Malatya önüne. Ev sahibi, oyununu kabul ettirmek istercesine bir oyun başlangıcıyla Göztepe'yi bunaltma çabası içerisindeydi. İlk 45'in büyük bölümü Malatya hücumcuları ve kaleci Ekrem arasında geçti. Göztepe kenar yönetimi, Arslanagic ve Emir tandemiyle defans bloğunu kurarken iki sol bekten İsmail'i sağa Yunus Emre'yi sola monte etmişti. Bu tercih ilk değildi. İlki de verimsizdi. İki aynı tip oyuncuyu aynı anda kullanmanın iyi bir fikir olmadığı aşikar. Mihojevic-Tuğbey ikilisi fena sayılmazdı. Mamah ve Yasin önceki haftalara nazaran daha hareketli, Tijanic istekliydi. Ali'nin oyunda kaldığı süre zarfında neredeyse sıfır hücum katkısı verdiğini dile getirmek gerek. Üst üste yakaladığı kornerlerle kendini hissettiren Malatya, Göztepe hazırlık paslarının ilerisine gidemezken alanda genişlik yaratmayı başarıyordu. İzmir temsilcisi ise çıkarken kaptırılan topların kaleci Ekrem'e sıkıntı yaşatacağını bilmezmiş gibi hata üzerine hata yapıyordu. İlk yarı bitmeden Mamah'ın iki şut, bir pas denemesi sonrası Yasin'e altın tepside sunduğu golle 1-0 önde gitti Göztepe soyunma odasına. İkinci yarının perdesi ise şok bir karar ile açılmış, Malatya lehine beyaz nokta gösterilmişti. Bana göre ucuz bir karardı ama Malatya kaptanı Buğra'nın direğe nişanlaması ile gergin hava dağıldı. İkinci yarıda da Göz Göz'ün zaman zaman yakalanan oyun ritminde kimi oyuncular öne çıktı. Eşlikçileri ise yoktu. Rakip kaleye gitmeyi pek düşünmeden geçen bu yarıda Malatya oynar, Göztepe statik durup izler konuma gelmişti. Göztepe ikiyi bulup tabelanın fişini çekmediği sürece ev sahibi ekip, oyuna tutunacaktı. Öyle de oldu. Tabelada fişi çekemedikleri her an stresi enselerinde hissettiler. Oyuna sonradan giren Yalçın'ın ve Tijanic'in kronikleşen rahatsızlık olan geri oynama düşüncesiyle neredeyse golü görüyorlardı ağlarında. Karşılaşmanın en iyisi ise bu zamana kadar sarı kırmızılı forma altındaki kılçıksız en iyi performansa sahip Ekrem'di. 70-78 arasında kurtardığı net iki pozisyonda takımına galibiyeti armağan etti. Tek tek sabaha kadar oyuncuları değerlendirebiliriz ancak asıl mesele oyunda. Öne akıttıkları toplar bir süre sonra tıkanıyor. Bir türlü yüksek vitese erişemiyorlar. Sarı kırmızılılar bunun bedelini geçen sezon ağır ödedi. Tribünlerdeki boşlukların da esas sebebi bu zaten. Alt taraf ile bağları koparmak adına son derece kritik bir zaferdi lakin Ekrem Dağ'ın bu kadro ile oyunu domine etmesi çok zor. Aynı açmaza düşmeden futbol gelişmeli.