Alt sıralardan uzaklaşma mücadelesi veren iki İzmir ekibinin karşı karşıya geldiği derbide Altay, 72 dakika 10 kişi oynamasına rağmen Altınordu'yu 2-0 mağlup etti
Son olarak 2020-2021 sezonunda İstanbul'daki Play Off finalinde birbirlerinin bileğini bükmeye oynayan iki ekip Altınordu ve Altay’dan siyah beyazlı cephe Süper Lig vizesini cebine koymuş, kırmızı lacivertliler ise büyük sükse yaptığı final sonrası 1. Lig’de yoluna devam etmişti. Kaderin cilvesi yine aynı platformda karşılaştırdı bu iki camiayı. Ancak o son karşılaşmanın ardından geçen seneler, aynı tadı vermemişti bu kez. Çünkü derbi düdüğü çalmadan evvel biri 14, diğeri ise 15. basamağa konuşlanmıştı. Altınordu verimli, akışkan ve pas trafiği isabetli olduğunda birkaç manevrayla nasıl golü kokladığını bizlere defalarca gösterdi. Ancak en büyük eksileri, yumuşak karınlarının rakipler tarafından analizi neticesinde oyundan çabuk düşüp maç bitmeden kontağı kapatmaları. Altay'ın ise bu sezon en önemli hüviyeti, kolektif bilinci. Bu sayede birlik ve beraberlikle mücadele edip daha güçlü oluyorlar. Zaten Sinan Kaloğlu’nun kulübesi çeşitli değil. Sahada olanları maksimum verim vermesi ön koşul. Maç başlamadan ısınmada sakatlanıp eldivenleri 17’lik Serhat’a bırakan Ali Emre’nin yokluğu hissedilecek mi, merak konusu olmuştu. Santraya gelirken maçın düğümünü çözecek en büyük etkenin yüksek vitesle başlamak ve nihayetinde tabela üretmek olduğu aşikardı. Bu bilinçle başlayan Altınordu, ilk 10 dakikaya 3 şut sığdırmıştı. Altay ise Ceyhun’un kırmızısına kadar bayrağı devralmış, özellikle Naderi’nin kanadından istediği fırsatları yakalamıştı. 18’de VAR aktarmalı ve de rötarlı direkt kırmızı ile 10 kişi kalan Altay, bu dakikadan itibaren önceliğini savunma güvenliğini sağlamak üzerine kurgulamıştı. İleride ise tempo sorunu yaşıyordu. İlk yarı bitene dek üst üste kornerler ve serbest atışlar dışında akan oyunda zorlanıyordu. Altınordu ise rakibinin bir eksik kalmasıyla önde baskı, tempolu oyun ve taktik disiplin ile oyunu rakip kaleye yıkmayı bilmişti. Kürşad Sürmeli, Şeref Özcan ve Ahmet İlhan’ın ayağından rakip defans arkasına sarkmaları yapabildi. Kaleci Ozan’ı geçmekte başarı sağlayamayan ev sahibi ekip, çeyrek daireden umutlarını yeşertmişti. Maçın başlangıcında göbekte yaşadığı kayıpları artıya çeviren Şeytan, oyun disiplininin kopmadığı zaman ne kadar önemli takım olduğunu hatırlayan ve hatırlatan ekipti. İkinci perdede pragmatik futbola dönüp sahada eksik olmasını hissettirmeyen Altay, rakibinin hızını kesip tempoyu istediği kıvama getirmişti. Beyaz sayfa açtıklarında iki gol sıkıştırdılar maç sonucunda. Zaten ilk yarıda yaşadığı akan oyun sorununu duran toplarla çözmeye çalışan siyah beyazlılar, iki golü de böyle bulup tabelayı kapmıştı. Kazanmak için çabuk düşünen futbolculara ihtiyacınız var. Altay da bu nitelikteki isimleriyle derbide güldü. Kaptan ve de bu takımın emekçisi İbrahim’in nefis sunumda hata yapmaması, ardından Paixao’nun net penaltısıyla kazanma arzusu köpüklenmişti. Bir de buna deplasman tribünündeki itici güç taraftarın coşkusu eklemlenince kritik olduğu kadar öz güven sağlayan zafere adım adım yürümüştü. Altınordu’lu futbolcuların kramponlarından solunan gol atma arzusu maç boyunca sürse de ilk yarıda kaleci Ozan’ı geçemediler, ikincisinde ise üçüncü bölgedeki nitelikleri düştü. Rüzgarı arkasına alıp süreklilik sağladıklarında çok verimliler. Eksikleri, temposunu maça yayamaması ve bitirici son vuruşlardaki noksanlığıydı. Gol yollarında Ahmet İlhan’dan başka alternatif üretemediklerinde de günü sayısız kapatıyorlar. Altay ise yine kolektif bilinçle, duran toplardaki üstünlüğü ile üç puanı bir arada alıp çıktı Bornova’dan. Sıcak havada başlayıp serin akşam saatlerinde sonlanan derbide dostluk öne çıktı, güzel bir futbol günü oldu. Bu zevki yaşatan her iki takıma da tebriklerimizi sunmalıyız.